BUNAMANIN ÖNLENEBİLİR NEDENLERİ ARASINDA İŞİTME KAYBI İLK SIRADA YER ALIYOR
Dünya Alzheimer Ayı kapsamında Demant Türkiye’nin düzenlediği “İşitme Sağlığı Buluşmaları” bilgilendirme toplantısı İstanbul’da Türkiye Alzheimer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Barış Topçular ve İstanbul Odyoloji ve Konuşma Bozuklukları Dernek Başkanı ve Odyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Ataş sözcülüğünde gerçekleştirildi.
Demant Türkiye, düzenlediği bilgilendirme toplantısı ile Dünya Alzheimer Ayı süresince yürütülen farkındalık çalışmalarına “işitme kaybı ve demans ilişkisi” konusunda bilinirlik yaratarak katkı sağlıyor. Demant Türkiye’nin “İşitme Sağlığı Buluşmaları”ndan ilki Dünya Alzheimer Ayı kapsamında İstanbul’da Türkiye Alzheimer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Barış Topçular ve İstanbul Odyoloji ve Konuşma Bozuklukları Dernek Başkanı ve Odyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Ataş sözcülüğünde gerçekleştirildi.
Toplantı açılışını yapan Demant Türkiye Şirketleri Genel Müdürü Filiz Güvenç, “Demant olarak 100 yılı aşkın tecrübemizle işitme sağlığı alanında sunduğumuz ürünler ve farkındalık çalışmalarıyla katkı sağlıyoruz. Bu anlamda işitme kaybı ve demans arasındaki ilişkinin konunun uzmanları tarafından ele alınmasını ve kamuoyunun bilgilendirilmesini çok değerli buluyoruz” dedi.
Toplantıda konuşan Prof. Dr. Barış Topçular, demansın, zihinsel becerilerin hastalık nedeniyle zayıflaması durumu olduğunu söyledi. Topçular dünyada 50 milyon civarında demans (bunama) vakası görülmekte olduğunu belirtti. “Ülkemizde olduğu gibi hızla yaşlanan toplumlarda, Alzheimer hastalığı ve diğer demans hastalıkları, maalesef ki en sık görülen sağlık problemleri arasında yer almakta. Alzheimer hastalığı, demans hastalıklarının yaklaşık üçte ikisinin sorumlusudur ve dünyada her 3 saniyede bir hastaya demans teşhisi konuluyor” dedi. Günümüzde 50 milyon civarında olan hasta sayısının 2050 yılında 152 milyona çıkmasının öngörüldüğünü sözlerine ekledi.
Demansta erken tanının önemini vurgulayan Prof. Dr. Topçular “Başta Alzheimer hastalığı olmak üzere diğer pek çok demansa erken dönemde tanı konulamamaktadır. Unutkanlık ve diğer zihinsel yakınmalar ile gelen hastalar mutlaka detaylı bir şekilde muayene edilmeli ve gerekirse detaylı testler yapılmalıdır. Erken tanı, hasta ve hasta yakınlarına gerekli desteğin verilmesi, sosyal ve hukuksal düzenlemelerin yapılması, uygun tedavilere başlanması için büyük önem taşımaktadır” dedi.
İşitme sağlığı demansın önlenebilir nedenleri arasında ilk sırada yer alıyor
Prof. Dr. Barış Topçular konuşmasında demansın önlenebilir nedenlerine de değindi. Dünyanın önde gelen bilimsel yayınlarından Lancet tarafından Haziran ayında açıklandığı üzere, işitme sağlığı demansın önlenebilir nedenleri arasında ilk sırada yer alıyor. Prof. Dr. Topçular sözlerine şöyle devam etti: “Yapılan çalışmaya göre, tedavi edilmeyen işitme kaybı, erken yaşta (45 yaş öncesi) eğitimin az olması, orta yaşta (45-64 yaş arası) hipertansiyon, obezite, işitme kaybı, travmatik beyin hasarı ve alkol, ileri yaşta ise (65 yaş sonrası) depresyon, diyabet, fiziksel hareketsizlik, sigara içme, sosyal izolasyon ve hava kirliliği gibi faktörler, yaş gruplarına eşlik eden değiştirilebilen risk faktörleri arasında yer alıyor. Bu faktörlerle demans riski yüzde 40’a kadar artırabildiğini gösteriyor. Erken tanı ve tedavi ile, işitme kaybı ve yol açtığı sosyal izolasyon ve depresyondan kaynaklanan demans riskini %16 dolayında azaltmak mümkün olabiliyor.”
İstanbul Odyoloji ve Konuşma Bozuklukları Derneği Başkanı Prof. Dr. Ahmet Ataş demans ve işitme bağlantısına değinerek işitmenin yalnızca kulaklar yoluyla gerçekleştiği gibi yaygın bir yanılgı olduğunu, ancak sesten anlam çıkarma görevinin beyne ait olduğunu paylaştı. Prof. Dr. Ataş sözlerine şöyle devam etti: “İşitme cihazları sesin doğal olarak işlenmesine yardımcı olmak için beyni doğru bilgi ile desteklemelidir. İşitme kaybı olduğunda beynin sesi anlamlandırmak için harcadığı daha fazla çaba, daha hızlı bilişsel gerileme ve daha hızlı beyin hacmi küçülmesi gibi çeşitli sonuçlara yol açabilir. Beyne tam ses girdisi sağlayamamak, önceliği görsel uyarılara kaydırdığından beynin işlevlerini yeniden düzenlemesine bile neden olabilir.
Müdahale edilmeyen işitme kaybının ve beyin için sonuçlarının sosyal izolasyon ve depresyon, önemli ölçüde artan bunama riski ve düşmeye bağlı yaralanma vakalarına neden olduğuna dair net kanıtlar var. İşitme kaybının yarattığı sosyal izolasyon ve depresyon birleşince işitmenin demans üzerindeki yükü %16’lara kadar çıkıyor. Bu alanda işitme cihazlarındaki teknoloji artık çok gelişti. Güncel işitme cihazı teknolojileri, kulaktan ziyade beyinin işitmesi için çalışmakta. Burada önemli olan bir diğer husus da, 60 yaş üstü bireyler için işitme testlerinin yıllık olarak yaptırılması. Eğer bir işitme kaybı varsa bir an evvel tanının konulması ve tedaviye başlanması demansın önüne geçebilmede büyük önem taşıyor” dedi.