Kan damarlarına benzer şekilde lenf damarları da tüm vücutta bulunuyor. Lenf damarları lenf sıvısı dediğimiz açık sarı renkte bir sıvı taşıyor. Lenf sıvısının içinde besin maddeleri, çeşitli bağışıklık hücreleri ve atık maddeler bulunuyorr. Herhangi bir sorun karşısında lenf damarlarımız atık sıvıyı boşaltamadığında dokular içinde birikmeye başlayan bu sıvı vücudumuzun farklı bölgelerinde şişlik ve şekil bozukluklarıyla kendini göstererek lenfödem yani fil hastalığına neden olmaktadır. Doğuştan da ortaya çıkabilen lenfödem yaşamın herhangi bir döneminde de oluşabilmekte. Bu sorun cerrahi müdahalelerden özellikle kanser rahatsızlıklarından hemen sonra ya da 1-2 yıl sonra yavaş yavaş gelişebilmektedir. Örneğin, en çok meme kanseri cerrahisi sonrası koltuk altı lenf bezlerinin çıkarılması sonucunda görülmektedir. Rakamlar da bunu destekler nitelikte. Yapılan araştırmalara göre Türkiye’de her 8 kadından 1’i meme kanserine yakalanıyor. Bu kadınların 4’te 1’inde ise lenfödem sorununa rastlanıyor. Kol ve bacaklarda oluşan şişlik ile kendini gösteren bu hastalık ile tedavi sürecinde ilaç kullanımının pek yeri yokken, egzersizler ve manuel lenf masajı en etkili yöntem olarak karşımıza çıkıyor.
Erken tanı büyük önem taşıyor
Vücut için yararlı olmayan atık durumdaki ürünlerin dışarı atılmasını sağlayan lenf damarlarında oluşan tıkanıklıklar şişmelere neden olabiliyor. Erken tanının büyük önem taşıdığını dile getiren Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Tuğba Baysak Tunçay, “Lenfatik sistem, bağışıklık sisteminin bir parçasıdır. Lenfödem gelişimini önceden anlamak mümkün değildir. Lenfödem bölgeleri enfeksiyona açık bölgelerdir. O yüzden erken tanı için uzman bir doktora görünmemiz şart. Bu rahatsızlıkla en etkili yöntem manuel lenf masajlarıdır. Tedavi öncesi hangi kol veya bacak şiş ise muayenesi yapılarak tedavi programı oluşturulur. Lenf masajı ile lenf damarları boşaltılarak şişliğin en alt kısmına kadar inmek hedeflenir. Sonrasında hastanın şiş olan kol ya da bacağı kısa gerim bandajı ile 24 saat lenf boşaltımı yapacak şekilde bandajlanır. Tedavinin sonraki evresinde hasta ya da yakınına kendi kendine masaj ve elle yapılan lenf drenajı (Bu konuda eğitim almış, deneyimli kişilerce uygulanmalıdır) basit şekli öğretilebilir. Deneyimsiz kişilere lütfen yaptırmayın, şişliğiniz artabilir! Çap farkı fazla ise (İki kol arasında 2- 2.5 cm) manuel lenf masajı ve bandaj tedavisi başlanır. Yapılan bandaj tedavisi ve kullanılan malzeme özelliklidir. Kısa germeli bandaj ile çok katlı bir uygulama yapılır. Deneyimli fizik tedavi ve rehabilitasyon hekimi ya da fizyoterapist tarafından yapılmalıdır. Doğru egzersizle lenf dolaşımı hızlandırılır ve şişme engellenebilir” dedi.
Sıcaklık Tetikeleyebilir!
Bu rahatsızlıktan korunmak için bazı noktaları unutmamanın önemine vurgu yapan Tunçay, sözlerine şöyle devam etti: “Banyoya girmeden önce akan suyun sıcaklığını diğer kolunuzla mutlaka kontrol edin, çok sıcak su kullanmayın. Sauna, kaplıca gibi fazla sıcak ortamlardan veya yazın aşırı sıcakta dışarı çıkmaktan kaçının. Her türlü sıcaktan uzak durmaya çalışın. Omuza baskı yapmayan, geniş askılı iç çamaşırı kullanın. Kolunuzu belli bir pozisyonda uzun süre tutmayın. Sıkı giysi, eldiven ve mücevher takmaktan kaçının. Koltuk altı ve bacak kıllarını temizlerken elektrikli traş makinesi kullanın (Tüy dökücü krem, ağda ya da jilet değil). Hiçbir şişliği ihmal etmeyin, hemen fizik tedavi doktorunuza başvurun. Cildinizi temiz tutun, cilt bakımı yapın. Banyo sonrası ve gün içinde cilde nemlendirici sürün. Nemlendirici alkol, parfüm, mineral yağ, talk, lanolin içermemelidir. Ciltte sıyrık, çizik, böcek ısırığı olursa, sabun ile yıkayıp temiz tutun ve koruyun. Anti-bakteriyel krem kullanın. Açık yara varsa temizleyip kapatın. Hafif yanıklarda soğuk uygulama sonrası, sabun ve su ile yıkayıp, koruyun.”