“Üniversiteler büyük büyük amfilerde, öğrencilerin arka arkaya oturup, sadece birbirlerinin enselerini görebildiği ortamlar olmaktan çıkmak zorunda.”
Açıklama İstinye Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erdal Karaöz’den… Dijitalleşme ve yapay zekanın üniversiteleri dönüştürdüğünü söyleyen Karaöz’e göre üniversiteler, uygulama ve AR-GE çalışmalarının çok daha yüksek performansla ürüne dönüştüğü merkezler olmak zorunda.
DİPLOMANIN YANINA NELER KOYDUĞUN ÖNEMLİ
Prof. Dr. Erdal Karaöz, katıldığı bir televizyon programında, teknolojik gelişmeler ve pandemiyle başlayan uzaktan eğitim dönemi ile birlikte üniversitelerde yaşanan değişimi anlattı. Prof. Dr. Karaöz’e göre artık ders anlatımının yerini uygulama alacak, haliyle büyük amfiler de tıpkı kitle eğitimi gibi tarihe karışacak…”Gelecek sadece bir mesleğe sahip olduğunu gösteren diplomalı kişilerin geleceği değil, gelecek bu diplomanın yanına neler koyabildiyse, onları taşıyan insanların geleceği” diye konuşan Karaöz örnekler de verdi. “Tübitak projeleri yönetmiş, yapay zeka ve dijital dönüşüm noktasında sertifikalar almış, dijital okur yazarlık geliştirmiş bir mezun, iş başvurusu için İK’ya ya başvurduğu zaman, gelecek o insanların geleceği olacak” diye konuştu.
YAPAY ZEKA KANSERDE TANI MI KOYACAK?
Son yıllarda hayatımıza giren yapay zekanın önemine de dikkat çeken Karaöz, Türkiye’de ilk “Tıbbi Yapay Zeka Araştırma Merkezi”ni kurduklarını da söyledi. Merkezin çalışmaları hakkında bilgi veren Karaöz, kanser hastalığı ile yürütülen ilgili çalışmalara dikkat çekti. “Şu anda sisteme 12 bin 500 kanser hastasının datası girildi çünkü bu datalar bizi bir sonuca ulaştıracak. İleride bir medikal onkolog, hastanın verilerini girdiği zaman yüzde oranı çok daha yüksek doğru tanı koyabilecek.” diye konuştu. Karaöz, merkezde yapay zeka ile tanı koymanın yanı sıra tedaviyi de yönlendirebilecek pek çok projenin yürütüldüğünü de söyledi.
MÜHENDİS KAFALI DOKTOR YETİŞTİRMELİYİZ
Yeni çağın gereksinimlerinin artık çok farklı olduğunu söyleyen Karaöz, tıp ve mühendislikte multidisipliner anlayışın önemine dikkat çekti: “Biz mühendis kafalı doktorlar ya da doktor kafalı mühendisler yetiştirmek istiyoruz. Üniversite eğitiminde multicenter yaklaşım olmalı. Yani bir öğrenci artık sadece ben tıp okuyorum, doktor olacağım diyorsa bilmeli ki belki de altı sene sonra öyle doktorlara ihtiyaç kalmayacak…”
HER TÜRLÜ SENARYOYA HAZIRIZ
Koronavirüs salgınında ikinci dalga endişesinin yaşandığı günlerde üniversiteler, pek çok senaryoya göre hazırlık yapıyor. Üniversitelerde yeni dönem hazırlıkları hakkında da bilgi veren Karaöz, “Yüzde kırk online olacakmış, hatta yüzde elli, yüzde yüz online olacakmış gibi hazırlanıyoruz” dedi ve ekledi: “Ekim ayından itibaren üniversiteler açıldığında ne olacağını hiçbirimiz bilmiyoruz…. Öğrenciyi ekran başında tutabilmek, çok büyük maharet gerektiriyor, bunu yapabilmek için teknolojinin bütün olanaklarından faydalanacağız. Şu anda hocalarımız laboratuarda deneylerin simülasyonlarını yapıyorlar ve videolar çekiyorlar. bugünlerde eksikliklerimizi uluslararası yazılım şirketlerinden almakla meşgulüz. Söylemek istediğim özetle şu: gelecek dönem için hazırlıklarımızı tamamladık. Her türlü senaryoya hazırız” diye konuştu.