BrighteneD Coaching, Mentoring and Consultancy kurucusu Berrin Demirezer (PCC, CPCC, Takım Koçu) değerli okurlarımız için Master Koç, Koç Supervizörü, Lider ve Takım Koçu Meltem Şakarcan ile çok özel bir röportaj yaptı: “Yaşam amacımın metaforu küçük bir kılavuz yelkenli.”
⭐️ ⭐️ ⭐️
Berrin Demirezer’in kendine has üslubuyla hazırladığı giriş yazısını ve başından sonuna öğretilerle dolu olan röportajını değerli okurlarımız için keyifle yayımlıyoruz. Kahvelerinizi almayı unutmayın; sürükleneceksiniz…
✍︎
Bu hafta konuğum; koçluk alanında, özenle, adanmışlıkla ve muhteşem enerjisiyle, ulusal ve uluslararası çalışan Master Koç, Koç Supervizörü, Lider ve Takım Koçu Meltem Şakarcan.
Bir roman yazdı, ismi; Yolculuğun Ötesinde.
Bu içinde beyaz yakalı iş dünyası, iş ilişkileri, aile ilişkileri ve aşk olan bir roman.
Hayatımda ilk defa 445 sayfalık bir romanı tek seferde okudum. Beni bu kadar içine almasının sebebini şöyle ifade edeyim:
2014 yılında Temel Koçluk Eğitimi ilk modülünü tamamladığımda neredeyse bir hafta kendime gelememiştim. Zihnimde bir açık oturum başlamıştı. Ben’lerden biri “neden bugüne kadar böyle bir eğitim, destek, perspektif adına ne deniliyorsa araştırmadın, öğrenmedin?..” Diyerek suçluyor, yargılıyor, diğer “ben” her ne yaptıysan en iyisiyle yapmaya çalıştın, bak şimdi zamanıymış ve şu anda yapıyorsun, iyi ki buradasın” diyerek şefkatle sarmalayıp bir yandan da takdir ediyordu. Ben’ler bir hafta konuştular ve hep birlikte “Berrin senin yolun burası, bundan sonra ne yapmak istersen yap ama içinde mutlaka koçluk olsun” dediler. O gün bugündür aşkla koçluk alanında çalışmaya devam ediyorum.
İşin içinde aşk var diye her şey muhteşem mi devam ediyor veya şöyle sorayım; Aşk her şeyi affeder mi?..
Mesleğimin ilk yıllarında;
- Profesyonel koç kimdir?
- Profesyonel koç ne iş yapar?
- Profesyonel koç ile çalışmak ne demek?
- Bir insan neden profesyonel koç ile çalışsın veya bunu istesin?
- Profesyonel koç ile çalışan kişinin hayatında ne veya neler değişir?
Gibi soruları cevaplarken yoruluyordum, cümlemi tamamladığımda karşımdaki kişinin yüz ifadesi ve beden dilinden, anlattıklarımın çoktan gaz ve toz bulutu olup atmosferi geçtiğini anlıyordum. Çünkü bu soruların cevapları, daha önce bu terminolojiyle karşılaşmamış biri için çok soyut kalabiliyordu.
Bugün benim bu sorulara verdiğim cevaplarım tabii ki değişti.
Ancak “Yolculuğun Ötesinde” romanı, bu soruların cevabını farklı yer, kişi veya kaynaklarda arayan, kendi kişisel gelişimine kılavuz bulmak isteyen herkes için yazılmış harika bir kitap. Çünkü romandaki tüm ilişkiler koçluk zemininde birleşiyor. Koçluk ile yenilenen bakış açısıyla, kişi veya kişilerin hayatı algılama ve anlamlandırma şeklinin nasıl dönüştüğü, bunun davranış modeline nasıl yansıdığı, tüm bunların sonucunda kurulan ilişki bağlarının nasıl güçlendiği, satırlara ilmek ilmek dokunmuş. Bunun yanı sıra koçluğa dair en çok merak edilen, bir koçluk seansı nasıl olur, neler konuşulur, koç-danışan ilişkisi nasıl kurulur ve yönetilir, etiklik koçlukta nerede sorularının da cevaplarını film izler gibi okuyorsunuz. Bir diğer önemli konu, profesyonel koç ile çalışmak sadece koçluk alan kişiyi mi etkiler sorusunun cevabını da su gibi akan cümleleriyle veriyor.
“Yolculuğun Ötesinde” romanı benim kütüphanemde romanlar kısmında değil de koçluk kitaplarımın yanında duruyor. Üzerine bir not kağıdı yapıştırdım, “Altı çizili soruları kendine sormayı hatırla ve kokunu aramaya devam et” yazıyor. (Ne anlama geldiğini tabiki kitabı okuyanlar bileceklerdir)
Sevgili Takım Koçluğu Eğitmen Liderim Meltem Şakarcan ile roman olarak koçluk alanına kazandırdığı ilk kitabı Yolculuğun Ötesinde’yi konuştuk.
Hadi buyrun, kendisinden birlikte dinleyelim…
Keyifli okumalar,
Berrin
Berrin: Tüm konuklarıma aynı soruyu sorarak başlıyorum. Olmazsa olmaz ilk üç değeriniz nedir?
Meltem: Evrensel değerler olarak tabir ettiğimiz aile, saygı, sağlık, adalet, fayda sağlamak gibi değerler doğal olarak olmazsa olmazlarım tabii ama bunlara ilave olarak özgürlük, üretmek, keşfetmek diyebilirim. Özgürlük derken sadece kendim için değil, başkalarının da sınırlarını bilmek ve buna göre davranmak olarak değerlendirmek isterim.
Koçlukla nasıl karşılaştınız ve ne oldu da beyaz yakayı bırakıp mesleki olarak eğitmen ve uygulayıcı Profesyonel koç-mentor olarak devam etme kararı aldınız?
Hani derler ya çocukluğumdan beri içimdeydi diye…😊
Kendimi bildim bileli insanlarla temasta olmak… İnsana dair merakım hep vardı. İletişim kurmak konusunda da çok rahat bir çocuktum. Çok soru sorardım. Üniversiteyi de gönlümün istediği yer olan İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde tamamladım. Sonrasında hayatın menüsünde finans sektörü önüme geldi. Sürpriz oldu. Ama ha şimdi ha sonra derken keyifle geçirdiğim ve büyük ekiplerle çalıştığım 15 yıla yakın zamanın geçti. Bu dönemde beni farklı kılan ve hep destekleyen şey, iletişim kurma becerimdi. Kariyer basamaklarında ilerlerken artık gerçekten insanlarla çalışmak istediğime karar verip bankadan ayrılma kararı aldım ve kurumsal gelişim sektörünün o dönemlerdeki en büyük şirketlerinden birinde danışmanlık yapacağım derken kendimi yine şirket yapılandıran, kuran, geliştiren üst yönetici rolünde, ardından da icra kurulu başkanı olarak buldum. 15 yıl da böyle geçti. 😊
Sektörün içinde olduğumdan, bir koçluk eğitimi almaya karar verdiğimde sene 2016 Haziran ayıydı. İlk modülün üçüncü gününde bir koçluk okulu kurmayı hayal ettim. Sonrası geldi. Zihinle kalp paralel çalışınca bir de inanç olunca evren yardım ediyor. Fazla uzatmayayım, aynı sene Eternal Coaching Mentoring Academy’de ortağım ve dostum olan Dilek Yıldırım’la yollarımız kesişti. Bir yıl sonra okulu kurmuştuk. Ben paralel rolleri 2 yıl kadar yürütüp 2019’da kendi yolumda ve Eternal ile birlikte devam kararını aldım. Burada ilk yazdığım gibi sanıyorum özgürlük, üretmek ve keşfetmek değerlerim bana yol gösterdi.
“Yolculuğun Ötesinde”, üzerinde kocaman roman yazsa da benim için koçluk el kitabı. Bireysel koçluk, sistem okuma ve daha fazlası. Kurgu nasıl olgunlaştı ve roman oldu?
Böyle hissettiğini paylaşman benim için büyük bir gurur. Teşekkür ederim. Aslında değişik bir şey ama gerçek kurgu 5 dakikada olgunlaştı, gerçekten! Ama bu görünen tarafıymış meğer. Sonradan anladım. Yazmayı istiyordum ama teknik bir kitaptan ziyade bir hikâye olarak paylaşmak istiyordum. Ama çok uzun zaman olamadı, bulamadım. Çünkü sadece tek bir açıdan bakıyordum. Sonradan fark ettim. Bir gece kendime ‘tersine çevir’ metodunu uyguladım. Düşündüğünün tersi ne olurdu? diye… Ben hep koç gözünden anlatmayı düşünüyordum, tersine çevirdiğimde olay netleşti ve koçluk sürecini deneyimleyen bir profesyonel yönetici ve koçunun ilişkisini ortaya koyma fikri beni çok motive etti. İletişim mezunu olduğumdan genel olarak bir fikrim olmasına rağmen, yazarken bana yoldaşlık edecek bir editöre ihtiyacım olduğunu da o gece düşündüm ve tüm yol boyunca bana şahitlik eden ve deniz fenerim olan sevgili mentor-editörüm Duygu Karataş ile de yollarımız o geceden sonraki ikinci günde kesişti. Ben yazdım gönderdim; Duygu inceledi bana yol açtı. Zaman zaman ben onu takip ettim, zaman zaman o beni takip etti. Çok ahenkli bir dansımız oldu. Kendime yazar diyemem ama metafor olarak kullanacak olursam yazar ve editör arasındaki bağ ve ilişkinin enerjisi de kitaba yansıyor.
“Yolculuğun Ötesinde…” Sizdeki etkilerini biraz anlatır mısınız? Yazarken yaşadıklarınızı, bittiğinde, basıldığında ve okuyucular geri dönüş yaptığında, ne hissediyorsunuz?
İlk geceyle, basılıp da son halini gördüğüm gün arasında 22 ay 13 gün var. Her deneyim başka bir dünya bunu biliyorum ama sanırım bu ilk yolculuğun tadı damağımda kalacak. Hikâye kendini yazdı. Başlangıcı, karakterleri kurguladım ama sonrasında her bölüm ilk cümlesiyle şekillendi. Kelimeler cümleleri, cümleler satırları oluşturdu. Yolculuğun Ötesinde bana bir kitap yazma deneyiminden çok, gerçekten kolayına akan bir yol hikayesi deneyimi yaşattı. Zaman zaman (çok az da olsa) durdum, kilitlendim. Yeniden anladım ve gördüm ki akışta kalmak tek çare… Hedef odaklılık konusunda kendimi eğittiğimi düşünmeme rağmen Yolculuğun Ötesinde beni bu konuda çok eğitti. Her şey olması gerektiği zaman ve anda oluyor. Bazen bitirdiğim bölümü yeniden okuduğumda kendime şaştım. Ama kitaptaki her mekanı sanki biliyormuş, orada yaşıyormuş gibiyim.
Basıldığı ve ilk elime aldığım günkü duygumu tarif etmem zor. Sanki üniversiteden sonra evden ayrılan çocuğummuş gibi geldi. Artık yol onun yoluydu. Kendimi takdir ettim, bir yandan da buruldum; ben geceleri ne yapacağım diye… 😊
Şu ana kadar aldığım geri dönüşler de kitabın 445 sayfa olmasının ilk anda göz korkuttuğu ancak başladıktan sonra su gibi aktığı konusu ortak gündemler. Kendimizden çok şey bulduk diyen var, koçluğun ne olduğunu şimdi daha iyi anladım dönüşleri çok oldu, profesyonel koçlardan koçluk sürecinin yapılanması ve görüşmelerdeki detaylarla ilgili çok dönüş aldım.
(15 Şubat 2025 Cumartesi günü Kuzguncuk Nail Kitap Evi’nde imza günümüz olacak. Canlı geri dönüşleri orada duymayı sabırsızlıkla bekliyorum.)
Son olarak “Yaşam Amacınızı” paylaşır mısınız?
Yaşam amacımın metaforu küçük bir kılavuz yelkenli. Ben bir kılavuz yelkenliyim, diğer gemilerin kendi yollarını bulmalarına şahit ederek, yollarının açılmasına destek olur, ardından ilerlemelerini seyrederim.
Koçluktan önce de fark ettim ki hayatımda tekrar eden temalar hep bu metafora çıkıyor. Yine deniz var işin içinde. 😊
Bunun da benim için ne anlama geldiğini ben hala düşünüyorum. ⭐️
Yorum yaz
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.