Fikir Liderleri Dergisi’nin yeni sayısında kapak dosyası: “Üretimde Yerelleşme, Bir Üretim ve İhracat Üssü Olarak Türkiye & Dış Pazarlar” oldu ve ülkemizde bu alanda faaliyet gösteren en önemli oyuncuların liderleri konuğumuz oldular. Abdi İbrahim Uluslararası Pazarlar Grup Başkanı Köksal Ülgen, bu özel sayımızda sorularımızı yanıtladı; Abdi İbrahim’in uluslararası pazarlardaki çalışmaları hakkında geniş bilgiler verdi.
“Türk ilaç sektörünün lider şirketi olarak ülkemizde olduğu gibi uluslararası arenada da önemli bir konuma sahibiz. Yurt dışı pazarlarda her geçen gün daha da büyüyoruz; bugün Türkiye başta olmak üzere 18 ülkede kendi organizasyonel yapılanmamızla faaliyet gösteriyor, 70’ten fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz.”
Uluslararası Pazarlar
Abdi İbrahim
Köksal Ülgen
Abdi İbrahim Uluslararası Pazarlar Grup Başkanı
“2025 YILI SONUNDA YURT DIŞI SATIŞLARIMIZIN TOPLAM GELİRİMİZ İÇİNDEKİ PAYINI YÜZDE 50’YE ÇIKARMAYI HEDEFLİYORUZ. YENİ COĞRAFYALARDA KENDİ EKİPLERİMİZLE VARLIK GÖSTERMEK, YEREL ABDİ İBRAHİM YAPILANMALARI KURMAK VE FAALİYET GÖSTERDİĞİMİZ ÜLKELERDE İLK 10 İLAÇ FİRMASI ARASINDA YER ALMAK GİBİ STRATEJİK HEDEFLERİMİZ BULUNUYOR.”
F. L: Sizi tanıyabilir miyiz?
KÖKSAL ÜLGEN: Abdi İbrahim’in Uluslararası Pazarlar Grup Başkanı olarak yurt dışı pazarlardaki stratejik büyüme hedeflerimizin gerçekleştirilmesine liderlik ediyorum. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra Koç Üniversitesi’nde MBA programını tamamladım. Kariyerime Eczacıbaşı İlaç’ta başladım ve daha sonra sırasıyla Eczacıbaşı-Zentiva İlaç, Zentiva İlaç, Eczacıbaşı-Monrol Nükleer Ürünler, Teva İlaç, Pharmactive İlaç ve Mustafa Nevzat/Amgen İlaç’ta çalıştım. 2019 yılından bu yana Abdi İbrahim’de Uluslararası Pazarlar Grup Başkanı olarak görev yapıyorum.
Abdi İbrahim Uluslararası Pazarlar Departmanı kaç kişilik bir ekipten oluşuyor? Uluslararası Pazarlar’daki organizasyonumuzu; Ortadoğu-Kuzey Afrika-Körfez Ülkeleri, Balkanlar-CIS Ülkeleri ve Avrupa bölgelerinden yönetiyoruz. Hem mevcut hem yeni pazarlarımızı odağına alarak, Uluslararası Pazarlar’a Türkiye’deki merkezimizden destek veren çapraz fonksiyonlarda ve ülkelerde görev yapan çalışanlarımızın sayısı bugün itibarıyla 750’yi aştı. Yurt dışında çalışan sayımızın en fazla olduğu ülkeler ise fabrikalarımızın bulunduğu Kazakistan ve Cezayir. Uluslararası pazarlardaki büyümemize paralel olarak istihdam yaratmaya devam edeceğiz. Türk ilaç sektöründe istihdam lideri olarak, faaliyet gösterdiğimiz ülkelerde sürdürülebilir iş fırsatları yaratıyor ve geleceğe yön verecek nitelikte yetkin iş gücüne kariyer imkânları sunuyoruz.
İlaç üretiminde yerelleşme adımlarını yüzde yüz yerli sermayeli bir şirket olan Abdi İbrahim olarak son derece ciddiye aldığımızı ve desteklediğimizi belirtmek isterim. İlaç sektörü çok stratejik ve insan sağlığını doğrudan ilgilendiren bir sektör. Dolayısıyla dışa bağımlılığın azaltılması büyük önem taşıyor. Covid-19 pandemisiyle birlikte tedarikte yaşanan kopukluklar da bu konunun ne denli kritik ve öncelikli olduğunu net bir biçimde ortaya koydu.
Abdi İbrahim’in, uluslararası pazarlar çalışma modeli nedir? Kaç ülkede faaliyet gösteriyorsunuz? Hangi ülkelerde stratejik iş birlikleriniz var? Bugün Türkiye başta olmak üzere Almanya, Arnavutluk, Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bosna Hersek, Cezayir, Fas, Gürcistan, Irak, İngiltere, İtalya, Kazakistan, Kosova, Kuzey Makedonya, Özbekistan, Suudi Arabistan ve Tunus’ta, toplam 18 ülkede kendi organizasyonel yapılanmamızla faaliyet gösteriyoruz.
2010 yılında Portekiz’de Avrupa pazarlarında tüm Abdi İbrahim ürünleri için pazarlama yetkisine sahip olan Abdi Farma şirketini kurduk. Halihazırda; Almanya, İtalya, Birleşik Krallık, Fransa, Hollanda, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti ve İspanya’da Abdi İbrahim ürünlerini satışa sunuyoruz. Çok yakın bir zamanda bu şirketimiz Turquality desteği almaya hak kazandı. Bu destekle Avrupa merkezli operasyonlarımızı daha da geliştirerek, dünyada daha etkili oyuncu olma hedefimize bir adım daha yaklaşacağız.
2012’de dünyanın önde gelen firmalarından Japon Otsuka Pharmaceutical ile Türkiye’de, yüzde 50 ortaklıkla hayata geçen Abdi İbrahim Otsuka (AİO) isimli ortak bir şirket kurduk. Yine aynı sene Kazakistan’ın en büyük şirketlerinden Global Pharm’ın yüzde 60 hissesini satın alarak Abdi İbrahim Global Pharm’ı ve 2014 yılında Cezayir’de yüzde 50 Remede Pharma ortaklığıyla kurduğumuz Abdi İbrahim Remede Pharma, Türkiye dışında da büyüme iddiamızı şekillendiren önemli yatırımlarımız olarak tarihe geçti.
Bu yatırımlarımızdan aldığımız güç ve iddialı vizyonumuzun bir sonucu olarak; 2020 yılında ilaç sektörünün öncü ülkesi İsviçre’de kurulu OM Pharma ilaç şirketini İsviçreli bir ortak girişim grubuyla birlikte satın alarak, şirketin yüzde 28,5 hissesine sahip olmamızla gerçekleşti. Bu satın alma ile Avrupalı bir ilaç şirketiyle stratejik ortaklık kuran ilk ve tek Türk ilaç şirketi olduk.
2024 yılında ise ilaç ve tüketici sağlığı alanlarında Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerinin lider şirketi olan Cigalah Healthcare ile yüzde 50 ortaklıkla kurulan ortak girişim şirketi Abdi Cigalah Pharma’yı kurduk. Bu ortaklıkla, yenilikçi ürünlerimizi Suudi pazarından başlayarak diğer Körfez ülkelerine ihraç etmeyi hedefliyoruz.
Ayrıca, uluslararası ilaç şirketlerinin ülkemize ve Abdi İbrahim’in gücüne olan inancını temsil eden ve bazıları ile otuz yılı aşkın süredir devam eden dünya çapında 30’dan fazla lisansörle üretim anlaşmalarımız bulunuyor. Bu uluslararası iş birlikleriyle sektörümüze know-how transferi sağlamanın yanı sıra ülke ekonomisine yabancı sermaye girişinin kapılarını aralıyor; dış pazarlardaki varlığımızı da her geçen gün artırıyoruz.
Bugün Türkiye başta olmak üzere Almanya, Arnavutluk, Azerbaycan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bosna Hersek, Cezayir, Fas, Gürcistan, Irak, İngiltere, İtalya, Kazakistan, Kosova, Kuzey Makedonya, Özbekistan, Suudi Arabistan ve Tunus olmak üzere 18 ülkede kendi organizasyonel yapılanmamızla faaliyet gösteriyoruz.
Kazakistan ve Cezayir’deki üretim portföyünüz ve üretim kapasitenizden de bahsedebilir misiniz? Uluslararası şirket olma vizyonumuzu ortaya koyan en stratejik yatırımlarımızın başında Kazakistan ve Cezayir’deki üretim tesislerimiz geliyor. 2015 yılında üretime başladığımız Kazakistan’daki fabrikamız, yılda 24 milyon kutu üretim kapasitesiyle faaliyetlerini sürdürüyor. Kazakistan’da başta OTC ve antiviral ürünler olmak üzere diyabet, gastroenteroloji, merkezi sinir sistemi, kardiyovasküler ve solunum ürünlerinden oluşan 50’den fazla markayı içinde barındıran geniş bir portföyümüz var.
Kazakistan’dan sonra Cezayir’de de bölgenin en modern ilaç üretim tesislerinden birisini inşa ettik ve tesiste 2017 yılının temmuz ayında üretime geçtik. 51 milyon kutu üretim kapasitesine sahip olan tesisimizde solunum, demir eksikliği tedavisi, üroloji, psikiyatri, nöroloji, endokrinoloji alanlarında üretim yapıyoruz. Bu tesislerimizle yerel pazarların ihtiyaçlarını karşılamanın yanı sıra, uluslararası pazarlara da ihracat yapıyoruz.
Uluslararası pazarlardaki hedeflerinizi ve stratejilerinizi öğrenebilir miyiz? 2025 yılı sonunda yurt dışı satışlarımızın toplam gelirimiz içindeki payını yüzde 50’ye çıkarmayı hedefliyoruz. Bu büyüme hedeflerine ulaşmak için şirketimize yetkin insan kaynağı kazandırmak, mevcut insan kaynaklarımızı geliştirmek ve yüksek performans kültürünü oluşturmak en öncelikli stratejilerimiz arasında yer alıyor. Ayrıca, stratejik önceliğimiz kapsamında yeni coğrafyalarda kendi ekiplerimizle varlık göstermek, yeni yerel Abdi İbrahim İlaç yapılanmaları kurmak ve girdiğimiz ülkelerde ilk 10 ilaç firması arasında yer almak gibi hedeflerimiz bulunuyor. Bu hedeflere ulaşmak için, ülke bazlı hedef portföylerimizi belirlemek de önemli stratejik önceliklerimiz arasında yer alıyor.
Bugün Abdi İbrahim olarak 250 markamız ve 500’ü aşkın ürünümüzle kimyasal, biyoteknolojik ve tüketici sağlığı ürünlerinden oluşan sektörün en geniş portföyünü, 2.500 kişilik Türkiye’nin en büyük ve en donanımlı saha satış ekibiyle müşterilerimize sunuyoruz. Türkiye’de kullanılan her on ilaçtan birinin Abdi İbrahim ürünü olmasından gurur duyuyoruz.
Türkiye ekonomisi için ilaç üretiminde yerelleşmenin, Ar-Ge’ye, dış pazar faaliyetlerine ve ihracata katkısı açısından önemi nedir? Öncelikle İlaç üretiminde yerelleşme adımlarını yüzde yüz yerli sermayeli bir şirket olan Abdi İbrahim olarak son derece ciddiye aldığımızı ve desteklediğimizi belirtmek isterim. İlaç sektörü çok stratejik ve insan sağlığını doğrudan ilgilendiren bir sektör. Dolayısıyla dışa bağımlılığın azaltılması büyük önem taşıyor. Covid-19 pandemisiyle birlikte tedarikte yaşanan kopukluklar da bu konunun ne denli kritik ve öncelikli olduğunu net bir biçimde ortaya koydu.
Yerel üretim, ilaç fiyatlarının daha rekabetçi olmasına ve dolayısıyla ilaçların halka daha uygun fiyatlara sunulmasına olanak tanıyor. Bu da sağlık hizmetlerinin erişilebilirliğini artırıyor. Bununla birlikte, üretim tesislerinin kurulması, Ar-Ge fa- aliyetleri ve dağıtım ağları, geniş bir istihdam alanı yaratıyor. Yerelleşme ayrıca Türkiye’deki Ar-Ge çalışmalarının gelişmesi ve ilaç sektöründe inovasyonun artması bakımından önem arz ediyor. Böylelikle, Türkiye’nin ilaç endüstrisinde global bir oyuncu olmasına ve uzun vadede ekonomik olarak büyümesine katkı sunabiliyoruz.
Yerli üretimin beraberinde getirdiği ihracat potansiyelinden de bahsetmeliyim. Yerelleşme ile Türkiye, bölgesel ve küresel pazarlara daha fazla ilaç ihraç edebilecek kapasiteye ulaşabilir. Bu da cari açığın azaltılması ve Türkiye’nin küresel ticaretteki konumunun güçlenmesi bakımından son derece önemli. Son olarak, daha kısa tedarik zincirleri, yerel kaynakların verimli kullanılması ve daha düşük karbon ayak izi ile çevresel sürdürülebilirliği desteklemek açısından da yerelleşmeyi önemsemeliyiz diye düşünüyorum.
Bugün Abdi İbrahim olarak 250 markamız ve 500’ü aşkın ürünümüzle kimyasal, biyoteknolojik ve tüketici sağlığı ürünlerinden oluşan sektörün en geniş portföyünü, 2.500 kişilik Türkiye’nin en büyük ve en donanımlı saha satış ekibiyle müşterilerimize sunuyoruz. Türkiye’de kullanılan her on ilaçtan birinin Abdi İbrahim ürünü olmasından gurur duyuyoruz.
İstanbul’da 142.500 m2 toplam kapalı alanı ve yüksek teknolojisi ile dünya standartlarında donanıma sahip olan Esenyurt Üretim Kompleksimiz, 700 milyon kutu üretim kapasitesiyle MENA bölgesinin en büyük tesisidir. Üretim kompleksimizde Ar-Ge Merkezimiz, Kimyasal Ürünler Üretim Tesisimiz, Hormon Üretim Tesisimiz, Steril Oftalmoloji & Steril İnhalasyon Üretim Tesisimiz ve Kimyasal, Onkoloji ile Türkiye’nin en büyük biyoteknolojik ilaç üretim tesisi olan AbdiBio yer alıyor. Bununla birlikte, 5.500 nitelikli çalışanla Türk ilaç sektöründe en yüksek istihdamı yaratan ilaç şirketi konumundayız.
Türkiye’de en çok Ar-Ge yatırımı yapan şirketler arasında yer alıyoruz. Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarımızın odağında, ulusal ve uluslararası pazarlarda şirketimize rekabet üstünlüğü kazandıracağını düşündüğümüz yüksek teknoloji gerektiren katma değeri yüksek ürünler yer alıyor. Tüketici sağlığı alanında rakiplerden farklılaşan ürünler ve iş modelleri geliştirme, biyoteknoloji alanında ise kendi biyoteknolojik ilaçlarımızı üretmek için çalışmalarımız aralıksız sürüyor. Bu çalışmalarımızda Ar-Ge vizyonumuzun büyük rolü ve katkısı var. Şirket içinde yürütülen projelerin yanı sıra, yurt içi ve yurt dışındaki bilimsel kuruluşlarla ortak projeler hayata geçiriyor, know-how transferi gerçekleştiriyoruz.
Büyük oranda doktora ve yüksek lisans derecesine sahip uzman bir kadronun görev yaptığı Ar-Ge merkezimizde, birçok farklı endikasyon ve dozaj formunda ilaç, tıbbi cihaz, besin desteği grubunda 100’e yakın ürünle ilgili çalışmalar yürütüyoruz. TÜBİTAK tarafından desteklenen 35’in üzerinde yenilikçi projemiz tamamlanırken, Ar-Ge Merkezimizde geliştirilen projelerle bugüne kadar 280’in üzerinde patent başvurusu yaptık.
Son yıllarda gerçekleştirdiğimiz önemli yerelleşme hamlelerinden birkaç örnek vermek gerekirse; 2019-2021 yıllarında Türk ilaç pazarına sunduğumuz sadece 3 ilk eş değer ilacı ile 2018 yılında onkoloji alanındaki ilk biyobenzer ilacımız sayesinde Türkiye’nin sağlık harcamalarında 80 milyon dolar tasarruf sağladık. Demir eksikliği tedavisinde kullanılan ve bugüne kadar ithal edilen önemli bir ilacın aseptik şartlarda ticari üretimine Nisan 2023 itibarıyla başladık.
Lisansör iş birliği yürüttüğümüz, dünyanın önde gelen biyobenzer geliştirici şirketlerinden İspanyol mAbxience ile imzalanan teknoloji transferi anlaşması ile sadece ithalat yoluyla temin edilen bir kanser ilacının üretimini de bundan böyle AbdiBio’da gerçekleştireceğiz. Metastatik kolorektal kanser, beyin tümörlerinin içinde en sık rastlanan ve tedavisi en zor olan beyin tümörü (Glioblastoma multiforme) ve serviks kanseri tedavilerinde kullanılan ilacın Türkiye’de üretilmesini sağlayacak olan teknoloji transferinin “hücreden itibaren” olması, bir diğer deyişle direkt monoklonal antikor (MAB) molekülünün üretiminin gerçekleştirilmesi, biyoteknoloji alanında Türkiye için bir ilk olma özelliği taşıyor. Ürünü 2026 yılının ortasında Türkiye pazarına sunmayı hedefliyoruz. Türk ilaç sektörünün lideri olarak, tüm bu faaliyetlerimizle sektörümüzün ve Türkiye’nin geleceğine yatırım yapmaya hız kesmeden devam ediyoruz.
Abdi Farma olarak Türk ürünlerinin yurt dışında markalaşması amacıyla hayata geçirilen Turquality Destek Programı’na kabul edildiniz. Bu program ile Abdi Farma’nın Avrupa pazarındaki varlığını güçlendirmek için uygulayacağı stratejiler nelerdir? Turquality, “Türk Malı” imajının oluşturulması ve yerleştirilmesi amacıyla kurulan devlet destekli ilk ve tek markalaşma programı olduğu için bu gelişmeyi son derece önemli buluyoruz. Bu destek sayesinde, Abdi Farma olarak Avrupa merkezli operasyonlarımızı geliştirerek, arenada daha etkili bir oyuncu olma hedefimize bir adım daha yaklaşacağımıza inanıyoruz. Abdi Farma ile halihazırda Avrupa pazarında daha fazla ülkeye ulaşma, marka bilinirliğimizi ve pazar payımızı artırma yönünde yürüttüğümüz faaliyetler, bu destekle daha da ivme kazanacak. ⭐️
Yorum yaz
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.