Sarı nokta hastalığı, daha çok 65 yaş ve üstü kişilerde görülüyor
Altmışbeş yaş üstü bireylerin sıkça konuşulduğu pandemi günlerinde, özellikle bu yaş grubunda daha sık görülen “sarı nokta hastalığı” ve kullanılacak vitaminler, göz doktorlarına danışılan önemli konulardan biri olarak öne çıktı. Türk göz doktorlarını temsil eden Türk Oftalmoloji Derneği’nden Tıbbi Retina Birimi Yürütme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hakan Özdemir, bu hastalığı anlattı ve doğru vitamin kullanımını tanımlayan mikronütrisyon uygulamalarına dikkat çekti.
Sarı nokta hastalığı nedir?
Prof. Özdemir, hastalığı şöyle tanımladı: “Maküla ya da bilinen adıyla “sarı nokta”, gözün arka kısmında görme işleminin sağlandığı retinada yer alan, keskin ve renkli görmenin sağlanmasından sorumlu küçük bir bölgedir. Bu hastalık, ismini aldığı bu bölgede bulunan, ışığı ve rengi algılayan alıcıların, yaşın ilerlemesi ile beraber hasar görmesi sonucu oluşan hastalığa verilen isimdir. Hastalığın tıbbi adı, yaşa bağlı maküla dejenerasyonudur. Sarı nokta hastalığı özellikle 65 yaş sonrası meydana gelen, geri dönüşümsüz bir retina hastalığıdır. Gelişmiş ülkelerde körlüğün en önemli sebeplerindendir.” Hastalığın kuru ve yaş olmak üzere iki tipi var. Kuru tip, yüzde 85-90 oranıyla yaş tipten çok daha sık görülür” diyen Prof. Dr. Hakan Özdemir, hastalığın gelişiminde çeşitli faktörlerin ön planda olabileceğini söyledi. Özdemir; yaşlanma, sigara kullanımı, genetik faktörler ve uzun süreli güneş ışığına maruz kalmanın bunların başında geldiğini söyledi.
Nasıl anlaşılır?
Hastalığın, bulgu ve belirti vermeden rutin göz muayenesinde tespit edilmesi mümkün. Bununla birlikte renk hassasiyetinin azalması, düz çizgileri kırık ya da dalgalı görme, ışığa hassasiyet ve merkezi görmede sorunlar gibi çeşitli belirtiler de verebilir. Okumada zorlanma önemli bir başka belirti olarak öne çıkıyor. Bu hastalığın tanısı göz hekimi tarafından konuluyor.
Tedavisi nedir?
“Hastalığın tedavisinde yaş tip ve kuru tip sarı nokta hastalığı farklılık göstermektedir” diyen Prof. Özdemir, yaş tip sarı nokta hastalığında damarlanmayı ve hastalığın ilerlemesini önlemek için göz içi enjeksiyon (anti-VEGF) uygulamasının yapıldığını belirtti.
Kuru tip sarı nokta hastalığının günümüzde ilaç veya cerrahi yöntemlerle tedavisi yok. Hastalığın ilerlemesini önlemek amacıyla uygulanabilecek yöntem ise retina için yararlı olan vitamin ve diğer besin takviyelerinin alımı. Bu yaklaşıma da mikronütrisyon adı veriliyor.
Mikronütrisyon nedir?
Prof. Dr. Hakan Özdemir, mikronütrisyona şu sözlerle açıklık getirdi: “Nütrisyon bilindiği üzere beslenme anlamı taşımakta. “Mikro” ise burada, az bulunan ya da nadir anlamında kullanılmıştır. Çünkü mikronütrisyonda verilen besin takviyeleri ve vitaminler vücutta çok az miktarda bulunmaktadır. Bazılarının normal beslenme ile istenilen dozlarda alınması da mümkün değildir. Mikronütrisyon, sarı nokta hastalığının ilerlemesini yavaşlatan bir yaklaşımdır. Bu konuda çok sayıda bilimsel veri bulunmaktadır.”
Düzenli hekim gözetimi şart
Prof. Özdemir, kritik önem taşıyan mikronütrisyon tedavisinde kullanılan ürünlerin, mutlaka göz hekiminin önerisi ile kullanılması gerektiği uyarısında bulundu. Özdemir, ayrıca mikronütisyon tedavisi alan hastaların hekimlerinin belirlediği periyotlarda muayene olmalarının da son derece önemli olduğunun altını çizdi.