Bağırsak mikrobiyotasındaki disbiyoz, besin alerjisi gelişiminde anahtar bir faktördür!

Çocuk Gastroenteroloji Hepatoloji ve Beslenme Uzmanı Prof. Dr. Funda Çetin, Fikir Liderleri okurları için mikrobiyota ve besin alerjisi ilişkisini anlattı; çok önemli bilgiler paylaştı.

Mikrobiyota ve Besin Alerjisi

Prof. Dr. Funda Çetin
Çocuk Gastroenteroloji Hepatoloji ve Beslenme Uzmanı

“İnek sütü proteini alerjisi olan bebeklerde uygulanan diyetlerle beraber sinbiyotik ve anne sütü oligosakkariti içeren tıbbi formülaların kullanımı büyüme ve gelişmede yarar gösterebilir.”

İnsan vücudunun 10 ila 100 trilyon mikroptan ve 1000’den fazla bakteri türünden oluştuğu tahmin edilmektedir. En fazla sayıda mikrop insan bağırsağında bulunur.¹ Mikrobiyota, bağırsak bütünlüğünü güçlendirmek, bağırsak epitelini şekillendirmek, enerji toplamak, patojenlere karşı koruma sağlamak ve konakçı bağışıklığını düzenlemek gibi bir dizi fizyolojik fonksiyon yoluyla konakçıya faydalar sunar. Bununla birlikte, disbiyoz olarak bilinen değişen mikrobiyal kompozisyonun bir sonucu olarak bu mekanizmaların bozulma riski vardır.²

“Sanayileşme ve yüksek oranda işlenmiş gıda tüketimi de dahil olmak üzere çevresel faktörler, bağırsak mikrobiyotasının ve bağırsak bariyerinin değişmesine neden olarak alerjik duyarlılığı artırabilir.”

Bağırsak mikrobiyotasındaki disbiyoz, besin alerjisi gelişiminde anahtar bir faktördür.³ Artan kanıtlar, insan bağırsak mikrobiyota dengesinin ve bağırsak bariyerimizin bütünlüğünün besin alerjisi gelişiminde rol oynayabileceğini göstermektedir. Sanayileşme ve yüksek oranda işlenmiş gıda tüketimi de dahil olmak üzere çevresel faktörler, bağırsak mikrobiyotasının ve bağırsak bariyerinin değişmesine neden olarak alerjik duyarlılığı artırabilir.⁴

“Çeşitli genetik, çevresel ve diyetsel faktörler, besin alerjisi oluşumunu etkileyen bağırsak mikrobiyomu-bağışıklık sistemi eksenini modüle edebilir.”

Çeşitli genetik, çevresel ve diyetsel faktörler, besin alerjisi oluşumunu etkileyen bağırsak mikrobiyomu-bağışıklık sistemi eksenini modüle edebilir. Örneğin aile büyüklüğünün artması, evcil hayvanlara ve/veya kırsal çevreye maruz kalma, sağlıklı beslenme (Lifli, fermente gıdalar, antioksidanlar, omega-3), emzirme ve probiyotik kullanımı besin alerjisinden korunma ile ilişkilidir. Tersine, sezaryen, doğum öncesi ve yaşamın erken dönemlerinde antibiyotiklere maruz kalma, sağlıksız beslenme (Düşük lifli/yüksek doymuş yağlar ve abur cubur) besin alerjisi gelişme riskini artırabilir.⁵ Diyetler, probiyotikler, prebiyotikler, sinbiyotikler, postbiyotikler faydalı sonuçlar için bağırsak mikrobiyomunu şekillendirmeye yönelik yararlı stratejileri temsil edebilmektedir.³

İnek sütü proteini alerjisi olan bebeklerde uygulanan diyetlerle beraber sinbiyotik ve anne sütü oligosakkariti içeren tıbbi formülaların kullanımı büyüme ve gelişmede yarar gösterebilir.⁶

Referanslar:

1. Lee, K. H. et al. Clinical and Molecular Allergy, 2020;18:1-11.
2. Thursby E, et al. Biochem J. 2017;474(11):1823-1836.
3. Cheng, Y. et al. Advanced Gut & Microbiome Research, 2023, 1-16.
4. Poto, R. et al. Nutrients, 2023;16(1):92.
5. Berni Canani, R., et al. Frontiers in immunology, 2019;10:411875.
6. Sorensen et al, Nutrients 2021, 13, 2205.