FARKINDALIKFİKİR LİDERLERİ DERGİSİİLAÇ ENDÜSTRİSİÖNE ÇIKAN HABERLERSOSYAL SORUMLULUK

Nuevo TR çalışması Türkiye’nin datası olduğu için bizim gurur kaynağımız!

Fikir Liderleri Dergisi'nin yeni sayısı "İlham Veren Projeler" özel dosyasında, Başkent Üniversitesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı, Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Tankut Akay ile ve Abdi İbrahim Gastro&Cerrahi Direktörü Yasemin Şirinoğlu, Grup Medikal Müdürü Dr. Çağatay Çırpıcıoğlu, Pazarlama Müdürü Merve Akarslan ve Kıdemli Medikal Müdür Dr. Barış Erdal ile; Abdi İbrahim'in koşulsuz destekleriyle gerçekleştirilen Nuevo TR çalışması hakkında özel bir röportaj yaptık. 
Fikir Liderleri Dergisi’nin yeni sayısı “İlham Veren Projeler” özel dosyasında, Başkent Üniversitesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı, Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Tankut Akay ile ve Abdi İbrahim Gastro&Cerrahi Direktörü Yasemin Şirinoğlu, Grup Medikal Müdürü Dr. Çağatay Çırpıcıoğlu, Pazarlama Müdürü Merve Akarslan ve Kıdemli Medikal Müdür Dr. Barış Erdal ile; Abdi İbrahim’in koşulsuz destekleriyle gerçekleştirilen Nuevo TR çalışması hakkında özel bir röportaj yaptık. 

Nuevo TR Çalışması
Kronik Venöz Yetmezlik

“Bu çalışmanın Türkiye’de sağlık çalışanlarında ve kalp damar cerrahisi polikliniklerine başvuran hastaların ne kadarında venöz yetmezlik var, sorusuna çok net bir cevap vermemizi sağlayan çok önemli bir çalışma olduğunu düşünüyorum.”

Prof. Dr. Tankut Akay
Başkent Üniversitesi Kalp ve Damar Cerrahisi AD


VENÖZ YETMEZLİK SON DERECE ÖNEMLİ BİR HASTALIK. HEM ÜLKEMİZDE, HEM DÜNYADA; HEM İŞ GÜCÜ KAYBI, HEM MALİYET AÇISINDAN ÖNEMLİ BİR PROBLEM VE BUNUNLA ALAKALI MEVCUT BÜTÜN DATALAR YURT DIŞI DATALARI İDİ. ACABA BUNUN YERLİ DATASINI VEREBİLMEK, TÜRKİYE’NİN KENDİ VERİLERİNİ SUNABİLMEK İÇİN NE YAPABİLİRİZ DİYE ABDİ İBRAHİM GASTRO & CERRAHİ DİREKTÖRLÜĞÜ EKİBİYLE KONUŞTUĞUMUZ ZAMAN BÖYLE BİR FİKİR ÜRETTİK.


F. L: Sizi tanıyabilir miyiz?
DR. TANKUT AKAY: Başkent Üniversitesi Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim Dalı’nda görev yapmaktayım. Avrupa Damar Cerrahisi Yönetim Kurulu Üyesiyim. Aynı zamanda da Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği’nin ve Asya Damar Cerrahisi Derneği’nin önceki başkanlık görevlerini yürüttüm.

Nuevo TR çalışmasının başlangıçtaki amacı neydi? Fikir nasıl ortaya çıktı? Venöz yetmezlik son derece önemli bir hastalık. Hem ülkemizde, hem dünyada; hem iş gücü kaybı, hem maliyet açısından önemli bir problem ve bununla alakalı mevcut bütün datalar yurt dışı dataları idi. Acaba bunun yerli datasını verebilmek, Türkiye’nin kendi verilerini sunabilmek için ne yapabiliriz diye Abdi İbrahim Gastro & Cerrahi Direktörlüğü ekibiyle konuştuğumuz zaman böyle bir fikir ürettik ve Nuevo TR diyerek ülkemizin kendi hastanelerinin, kendi hastalarının, kendi doktorlarının, hatta kendi sağlık çalışanlarının bu hastalıktan hangi ölçüde muzdarip olduklarını bulmaya çalıştık. Nuevo TR çalışması bu şekilde ortaya çıktı.

Çalışmanın kapsamı ve süreci hakkında bilgi verebilir misiniz? Nuevo TR çalışması, planlama ve bunu gündeme getirme, merkezleri belirleme, verileri toplama, istatistiği yapma ve bunu yazma gibi uzun bir sürece yayılan bir çalışma. Buradaki esas nokta, 18 merkezi içeren -bunların 11’i eğitim hastanesi, 7’si de üniversite hastanesi olmak üzere- sağlık çalışanlarında venöz yetmezliğin prevalansı ve insidansı. Tabii bunu da yapmışken polikliniklere başvuran hastaları da alarak acaba o merkezlerin gördüğü venöz yetmezlik hasta sayısı nedir, bunu bulmak üzere hesaplandı. Bu, aynı zamanda da 2022 yılındaki bir süreci kapsamakta. Yani 2022 yılında hastaneye başvuran hastaları geriye dönük tarama değil, ileriye yönelik tarama ve sağlık çalışanlarını da ileriye yönelik bir tarama şeklinde bir tanımlama çalışması olarak planlandı ve o şekilde icra edildi.

Kronik venöz yetmezlik üzerine odaklanmanızın nedeni nedir? Kronik venöz yetmezlik tüm dünya datalarında verildiği şekilde dört kadından birinde ve beş erkekten birinde gözükmekte. Nedir peki kronik ve venöz yetmezlik; hepinizin de çok iyi bildiği gibi toplar damarlardaki kapakların yapısının bozulması, damarlarda remodelling ve bunun sonucunda ağrı, kramp, yanma, kaşıntı, karıncalanma gibi çeşitli şikayetlerin ortaya çıkması, şişmenin buna etki etmesi ve varislerin de oluşmasıyla karakterize bir hastalık grubu. Ve bu hastalık grubu prevalansı kadınlarda %40’lara, erkeklerde %30’lara kadar varmakta ve yıllık insidansı kadınlarda yüzde 2.6, erkeklerde 1.9. Bu, takriben dört kadından birinde, beş erkekten birinde olması cümlesini bu yüzden söyledim. Bu yüksek yaygınlık sebebiyle; hem maliyet, hem iş gücü kaybı, hem kozmetik sıkıntılar yaratması sebebiyle önemli bir hastalık grubu. Önemli bir hastalık grubu olduğu için, sık görüldüğü için ve şikayetleri de önemli olduğu için bu hastalık grubuna odaklanmayı uygun bulduk.

Çalışmanın yöntemi hakkında bilgi alabilir miyiz? Hangi veri toplama yöntemleri kullanıldı? Öncelikle bu çalışmanın iki bacağı olduğunu düşünürsek en başta kolay olan tarafı, 2022 yılı içerisinde hastaneye başvurmuş olan hastaların hasta kayıtlarına bakarak hangi hastanın venöz yetmezlik tanısıyla başvurduğunu araştırdık ve bunu görmüş olduk. İkinci nokta hastanedeki çalışan hekim arkadaşlarımız ve sorumlu hemşireler sağlık çalışanlarını çağırarak onlara bir anket yaptılar. Ve bu anket, -standart anketlerdir bunlar, tüm dünyada yapılan anketlerdir- günlük hayatını ne kadar etkiliyor, ne zaman başladı, varis var mı, şikayetler ne durumda, kaç yıldır hemşirelik yapıyor, gebelik oldu mu, olmadı mı, risk faktörleri nelerdir, gibi bilgileri alabilmek adına sağlık çalışanlarına sorduğumuz soruları kapsamakta. Aynı zamanda hangi tip varise sahip bu hastalar, hangi tip venöz yetmezliğe sahip?.. Bütün dünyanın kullandığı CEAP sınıflamasının C kısmını aldık; C-0’dan C-6’ya kadar sorgulayarak bunu da anket verisi olarak sağlık çalışanlarına uygulayıp sonuçlarını irdeledik.

Büyük kapsamlı, tüm Türkiye’nin dahil edildiği bir çalışma; neden 18 merkez seçildi? Bu çalışmada 18 merkez seçildi. Bunların 11’i eğitim araştırma hastanesi, 7’si de üniversite hastanesiydi. Buradaki temel nokta, sıradan bir seçim yapılmaması oldu. Ülkemizin her bölgesini alabilmeyi istedik. Mesela İzmir’deki ve Ege bölgesindeki hasta grubu da Ordu’daki Karadeniz Bölgesi’nde ya da Erzurum’da, Doğu Anadolu Bölgesi’ndeki ya da Akdeniz’de Mersin’deki hastalar da ve sağlık çalışanlarının durumu da çok önemliydi. Ülkemizi iyi bir şekilde yansıtabilmek adına bölge bölge bunu yapmayı planladık. O yüzden 18 merkez tercih edildi. Üniversite ya da araştırma hastanesi ile devlet hastaneleri arasındaki fark; hasta yoğunluğuna sahip merkezler seçildi ki daha çok hastanın verilerine ulaşabilelim ya da daha çok sağlık çalışanları olan merkezlere ulaşabilelim diye bu şekilde bir seçim yaptık.

Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği’nin gerçekleştirdiği bu çalışmada Abdi İbrahim İlaç’ın koşulsuz destekleriyle yer alması hakkındaki görüşleriniz nelerdir? Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği, 1700’ün üzerinde üyesiyle çok önemli bir meslek örgütüdür. Kalp ve damar cerrahlarının son derece önem verdiği derneklerden bir tanesi; ulusal derneğimizdir. Abdi İbrahim, çok uzun zamandan beri ulusal derneklerle iş birliği yapmaktadır ve kongreyle sınırlı kalmayarak bu gibi projeler, bu gibi çok merkezli çalışmalara da koşulsuz bilimsel destekler vermektedir. Bu projedeki koşulsuz desteklerinden ötürü de gastro & cerrahi direktörlüğü ekibi nezdinde Abdi İbrahim’e teşekkürü bir borç biliyorum.

Çalışma sonuçları hakkında kısaca bilgi verebilir misiniz? Kronik venöz yetmezlik sıklığını hangi faktörlerin etkilediği görüldü? 11 devlet hastanesi, 7 de üniversite hastanesinin katılmış olduğu bu çalışmada, 1.786 sağlık çalışanı irdelendi. Risk faktörlerine bakıldığı zaman bu 1.786 sağlık çalışanı da kadın cinsiyet. İkiden fazla gebelik, ikiden fazla doğum, 30-39 yaş arasında olmak ki bu, sağlık çalışanları arasında ileri yaş olarak kabul ediliyor ve meslekte geçirilen yıl sayısının fazla olması ki bu da tahmin edilebilir, uzun süre ayakta kalma, uzun süre oturarak çalışma da olsa, ayakta kalarak çalışma da olsa meslekte geçirilen uzun süre, yıpranma faktörü, kronik venöz yetmezlik açısından risk faktörü.

Aile öyküsü, gece kramplarının olması kronik venöz yetmezlik açısından bir başka risk faktörü olarak çalışmanın öne çıkan noktalarından biri oldu. Hemşirelerin tıbbi geçmişine bakıldığı zaman, özellikle diyabet ve hipertansiyonun bu hastalığa eşlik ettiği yani kronik venöz yetmezliğe eşlik ettiği ve derin ven trombozu öyküsünün de kronik venöz yetmezlik hastalarında daha fazla olduğu görüldü. Bu bulgular çalışmanın temel farklılaşan noktaları. Sağlık çalışanları bu işin içinde olmasına rağmen yani risk grubu altında olan bir popülasyon olmasına rağmen hemşirelerde daha önce tedavi almışların dörtte biri yani %25’i, hiç kronik venöz yetmezlik tedavisi almamış. Bölgeler arasında farklılıklar görülmekle beraber kronik venöz yetmezliğinin Türkiye’de görme insidansını %23 olarak söylememiz gerekir bu çalışmanın sonucunda.


ÇOK NET OLARAK SÖYLEYEBİLİRİZ Kİ NUEVO TR ÇALIŞMASI TÜRKİYE’NİN DATASI OLDUĞU İÇİN BİZİM GURUR KAYNAĞIMIZ. BU ÇALIŞMANIN TÜRKİYE’DE SAĞLIK ÇALIŞANLARINDA VE KALP DAMAR CERRAHİSİ POLİKLİNİKLERİNE BAŞVURAN HASTALARIN NE KADARINDA VENÖZ YETMEZLİK VAR, SORUSUNA ÇOK NET BİR CEVAP VERMEMİZİ SAĞLAYAN ÇOK ÖNEMLİ BİR ÇALIŞMA OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM.


Çalışmanın bulguları, Türkiye’deki hemşirelik uygulamalarını ve sağlık politikalarını nasıl etkileyebilir? Bu çok güzel bir soru ama dürüstçe söyleyeyim; cevabını çok iyi bilemediğim bir soru. Çünkü çalışmanın sonucunda hemşirelerin ayakta kalma süreleri önemli bir risk faktörü dedik. Bunu değiştirme şansı ne kadar olur, onu bilemiyorum. Çünkü işin doğasında bir hizmet sektörü var. Hastanede kalma, mesai saatleri, nöbet saatleri, bunlar değişir mi, açıkçası bunu bilemiyorum. Gebelik, aile hikayesi, doğum oranları, tamamen kişisel. Aile öyküsü zaten kişinin değiştiremeyeceği öykü. Sağlık politikalarını ve bunun hastanedeki hizmetleri nasıl etkileyeceğini bilemem ama hemşire ve sağlık çalışanlarının kendilerini korumaları açısından daha hareketli bir yaşam, egzersizleri hayatlarına katma, kilodan uzak durmaları, gerektiği anda kompresyon çorabı kullanmaları ve bu hastalığın tanısını aldıkları her zamanda da uygun venotonik ajanı kullanmalarını öneriyorum.

Çalışma sırasında karşılaşılan zorluklar ve bu zorlukların üstesinden nasıl gelindiği hakkında bilgi alabilir miyim? Çalışma sırasında ufak tefek zorluklar olsa da en büyük problem geçen sene 6 Şubat’ta yaşanan deprem faciasıydı. Bu facia sebebiyle hatta Güneydoğu Anadolu Bölgemizdeki merkezleri çalışmadan çıkarmak zorunda kaldık. Çünkü oradaki sağlık çalışanlarımızın öncelikleri çok daha farklıydı. Hayati tehlikeler atlatmışlardı. Bu yüzden bizim çalışmamızda üzülsek de o grubu eksik bırakmak durumunda kaldık. Diğer zorluklar, çok yoğun şartlar altında çalışan sağlık çalışanlarının zamanlarından vererek bu çalışmaya gönüllü olmaları ve bununla alakalı zamanlarını vermeleriydi. Onun dışında da gene zorlu bir şekilde verilerin toplanması, bu verilerin düzenli olarak işlenmesi ve bu işlenen verilerin doğru bir şekilde istatistik yapılması ve yapılan istatistiğin de doğru olarak yorumlanmasıydı. Bunlar zorluk değil ama çalışmanın titizlik isteyen konuları olarak söylenebilir.

Kronik venöz yetmezlik üzerine yapılan bu çalışma Türkiye’de ve uluslararası alanda hangi açılardan öne çıkıyor? Çok net olarak söyleyebiliriz ki Nuevo TR çalışması Türkiye’nin datası olduğu için bizim gurur kaynağımız. Bu çalışmanın Türkiye’de sağlık çalışanlarında ve kalp damar cerrahisi polikliniklerine başvuran hastaların ne kadarında venöz yetmezlik var, sorusuna çok net bir cevap vermemizi sağlayan çok önemli bir çalışma olduğunu düşünüyorum. Dünyada ve Türkiye’deki yankıları nasıl olacak?.. Tabii ki bunun hangi hastalıklarla beraber olduğu sorusuyla alakalı çok önemli soru işaretleri getirdi kafamıza. Mesela diyabetle olan ilişkisi, hipertansiyonla olan ilişkisi, fazla doğum, çalışma saatleri… Bunlar çalışılmış konulardı; bunların gözden geçirilip tekrar altının çizilmesi açısından önemli. Temel noktalar olan Türkiye’nin datası ve Türkiye’nin verilerini vermesinin dışında bu noktalar da bu çalışmayla alakalı önemli satır başlarındandır.

Bundan sonraki adımlar neler olacak? Bu çalışmanın devamı veya benzer araştırmalar için planlarınız var mı? Nuevo TR çalışmasını Türkiye’deki datanın verilmesi açısından bir milat kabul edersek bundan sonraki aşamada da bu hastaların hangi tedavileri aldıkları; kalsiyum dobesilat mı almış, başka bir ilaç mı almış, kompresyon çorabı kullanmış mı, ameliyat olmuş mu, ameliyattan sonra devam etmiş mi, etmemiş mi gibi merak edilen çok soru var. Bu, çok önemli bir kapılar zincirinin belki ilkidir diyebilirim Nuevo TR çalışması için; devamının da geleceğini düşünüyorum.

Ne Dediler?

Yasemin Şirinoğlu
Abdi İbrahim Gastro & Cerrahi Bölüm Direktörü

“Kalp ve damar cerrahisi alanındaki bilimsel çalışmalara sağladığımız destekle ve hastalık alanlarını aktif olarak sahiplenerek sağlık sektöründe öncü bir rol üstleniyoruz.”

Abdi İbrahim Gastro & Cerrahi Direktörlüğü olarak, Türkiye’de kalp ve damar cerrahisi alanında da lider bir rol üstleniyor ve yürütülen bilimsel projelere aktif olarak katkıda bulunuyoruz.

Bu kapsamda, venöz yetmezlik üzerine odaklanan Nuevo TR projesi, şirketimizin bilimsel desteklerinin en güncel örneklerinden biridir. Abdi İbrahim olarak, bu tür projelerle sağlık politikalarının bilgiye dayalı şekilde geliştirilmesini ve hastalık alanlarında gerçekleştirilen bilimsel çalışmalara verdiğimiz destekleri artırmayı her daim amaçlıyoruz.

Kalp ve damar cerrahisi alanındaki bilimsel çalışmalara sağladığımız destekle ve hastalık alanlarını aktif olarak sahiplenerek sağlık sektöründe öncü bir rol üstleniyoruz.

Abdi İbrahim olarak, hastalık alanlarında yürütülen bilimsel çalışmalara sağladığımız desteği sürekli artırıyor ve Türkiye sağlık sektörüne değerli katkılar sunmaktan gurur duyuyoruz. “Hayatı İyileştirmek” vizyonumuz doğrultusunda, ülkemizde sağlık sektörüne katma değer sunan bilimsel projelere öncülük etmeye ve katkıda bulunmaya devam edeceğiz.

Dr. Çağatay Çırpıcıoğlu
Grup Medikal Müdür

“Çalışmanın amacı, Türkiye genelinde venöz yetmezlik prevalansını belirlemek ve bu sağlık sorununun ülkemizdeki etkilerini daha iyi anlamaktır.”

Abdi İbrahim olarak, bilimsel araştırmalara sağladığımız destekle Türkiye’nin kendi bilimsel datalarını oluşturmasına katkıda bulunuyoruz. Bu, hem ulusal sağlık stratejilerinin geliştirilmesine yardımcı olmakta hem de küresel bilim camiasında Türkiye’nin yerini sağlamlaştırmaktadır. Bilimsel araştırmaların desteklenmesi ve geliştirilmesi konusundaki bu
tutarlı yaklaşımımızla, sağlık alanında sürdürülebilir gelişmelerin önünü açmayı hedefliyoruz. Prof. Dr. Tankut Akay liderliğinde yürütülen Nuevo TR çalışması, bu çabalarımızın en güncel ve somut örneklerinden biridir. Çalışmanın amacı, Türkiye genelinde venöz yetmezlik prevalansını belirlemek ve bu sağlık sorununun ülkemizdeki etkilerini daha iyi anlamaktır.

 

Merve Akarslan
Pazarlama Müdürü

“Kronik venöz yetmezlik ile mücadelede sağlık mesleği mensupları da yalnız değiller.”

Kronik venöz yetmezlik, sadece görünüş açısından değil, aynı zamanda sağlık açısından da önemli bir sorun oluşturuyor. Bacak ağrısı ve şişlik gibi günlük şikayetler, varisli damarların etkisi altında olan sağlık çalışanlarını da olumsuz etkileyebiliyor. Bu nedenle, varis hakkında farkındalığı artırmak ve önlemler almak hayati önem taşımakta.

Abdi İbrahim İlaç olarak, sağlık mesleği mensuplarının kronik venöz yetmezlik konusunda bilinçlenmesine katkıda bulunuyor ve onların daha sağlıklı bir geleceğe adım atmalarını hedefliyoruz.

Bu çalışma, sağlık mesleği mensuplarının kendi sağlıklarını korumak ve hastalarına daha iyi hizmet vermek için kronik venöz yetmezlik hakkında bilinçli olmalarına katkı sağlarken yaşadıkları zorlukların anlaşılmasına da yardımcı olmaktadır.

Dr. Barış Erdal
Kıdemli Medikal Müdür

“Nuevo TR çalışmasının yazarlarından biri olarak bu sürecin içinde yer almakta ve bu deneyimden büyük bir memnuniyet duymaktayım.”

Abdi İbrahim medikal ekibi olarak, Türkiye’nin sağlık verilerini yerel bazda oluşturmak ve bilimsel araştırmaları desteklemek bizim için büyük önem taşıyor.

Nuevo TR çalışmasının yazarlarından biri olarak bu sürecin içinde yer almakta ve bu deneyimden büyük bir memnuniyet duymaktayım. Çalışma, Türkiye’nin dört bir yanından seçilen 18 farklı sağlık merkezini kapsayacak şekilde tasarlanmıştır. Burada elde edilen veriler, venöz yetmezliğin sağlık çalışanları ve genel nüfus üzerindeki yaygınlığını ve etkilerini detaylı bir şekilde ortaya koymaktadır. Veri toplama aşamasında, hastanelerde çalışan sağlık personeli ve hastalardan detaylı bilgiler toplandı. Anketler ve hasta kayıtları, venöz yetmezlik durumlarının sıklığını ve şiddetini belirlemek için kullanıldı. Bu süreçler, Türkiye’deki sağlık sistemine özgü dinamikleri anlamamıza ve bu bilgileri sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesi için kullanmamıza olanak sağladı. Çalışmanın başarılı bir şekilde yürütülmesinde büyük bir rol oynayan Prof. Dr. Tankut Akay’a ve bu projede Abdi İbrahim’in desteğine yer veren Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği’ne teşekkür ederim.

 

Yorum yaz