FARKINDALIKFİKİR LİDERLERİ DERGİSİİLAÇ ENDÜSTRİSİÖNE ÇIKAN HABERLERSOSYAL SORUMLULUK

Birlik ve dayanışma ruhunun verdiği iyileştirici güce her zaman inanıyoruz

Sanovel İlaç CEO'su Hülya Yalın; “Deprem Gerçeği ve İlaç Endüstrisinin Gösterdiği Refleks, Aldığı Pozisyon” dosya konusu özelinde Şubat depremiyle birlikte Sanovel’in bu konuda gerçekleştirdiği süregelen, planlanan faaliyetlerini ve yönetim anlayışını Fikir Liderleri Dergisi ile paylaştı.
Sanovel İlaç CEO’su Hülya Yalın; “Deprem Gerçeği ve İlaç Endüstrisinin Gösterdiği Refleks, Aldığı Pozisyon” dosya konusu özelinde Şubat depremiyle birlikte Sanovel’in bu konuda gerçekleştirdiği süregelen, planlanan faaliyetlerini ve yönetim anlayışını Fikir Liderleri Dergisi ile paylaştı.

Sanovel

Hülya Yalın
Sanovel, CEO

“Yaşadığımız deprem felaketinin yaralarını sarmak uzun zaman alacak olsa da birlik ve dayanışma ruhunun verdiği iyileştirici güce her zaman inanıyoruz.”

DEPREM BÖLGELERİNDE GÖREV ALAN, CANLA BAŞLA MÜCADELE EDEN HEKİMLERİMİZE, ECZACILARIMIZA VE TÜM SAĞLIK ÇALIŞANLARIMIZA BİR KEZ DAHA TEŞEKKÜR VE MİNNET DUYGULARIMI İLETİYORUM. İLGİLİ BÖLGELERDEKİ MADDİ VE MANEVİ TAHRİBATIN GİDERİLMESİ, İYİLEŞTİRİLMESİ, GELECEĞİN YENİDEN İNŞA EDİLMESİ KONUSUNDA ELİMİZDEN GELEN DESTEĞİ SAĞLAMAYA HAZIRIZ. SANOVEL OLARAK ÜLKEMİZE HİZMET ETMEKTEN GURUR DUYUYORUZ. İNSANIMIZ İÇİN VAR GÜCÜMÜZLE ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ.

F. L: Sizi tanıyabilir miyiz?
HÜLYA YALIN: İsveç Vaxjö Üniversitesi Biyokimya Mühendisliği Bölümü mezunuyum. 25 yılı aşkın süredir ilk günkü tutku ve heyecan ile ilaç sektöründe faaliyet gösteren global ve yerel firmalarda farklı pozisyonlarda görev ve sorumluluklar üstlendim. Kariyer yolculuğum boyunca çeşitli tedavi alanlarına odaklanan şirketlerde birbirinden değerli takımlarla birlikte çalışma ve farklı deneyimler kazanma imkânım oldu. Ağustos 2022 döneminden bu yana ise Türk ilaç endüstrisinin önemli oyuncularından biri olan Sanovel’de CEO olarak görev almanın mutluluğunu yaşıyorum.

Sanovel’in CEO’su olarak 1 yıldır görev alıyorsunuz. Bu süre içerisinde pek çok çalışmalar yaptığınızı biliyoruz. Neler hissediyorsunuz? Öncelikle Sanovel gibi alanında öncü ve başarılı işlere imza atan, tutkusunu hiç kaybetmeyen bir şirketin çatısı altında görev almaktan dolayı oldukça heyecan duyduğumu belirtmek isterim. İnovatif, yenilikçi, çığır açan ve ilham verici işler için bana geniş bir alan tanıyan, güçlü bir şirketimiz var. Zaten kısa süre içerisinde önemli işler yapmamızın arkasında da bu esnek, yapıcı ve özveriyi merkezine alan bir şirket kültürü olduğu görebiliriz.

Sanovel; kadın, erkek tüm çalışanlarını iş ve sosyal yaşamlarında teşvik edip güçlendiren, çeşitlilik ve kapsayıcılık ilkesiyle hareket eden ve çalışmalarıyla sektöründe rol model olan şirketlerden birisi. Her zaman birleştirici, bütünleştirici ve eşitlikçi bakış açısıyla ilerlemeyi önemseyen bir lider olarak; kalıplaşmış sosyal rollerin olmadığı, tamamen dengeli bir yönetim yaklaşımını benimseyen Sanovel ile yollarımın kesişmiş olması mutluluk verici. Bunun yanı sıra yüksek standartlardaki ürünleri, özel insan kaynağı ve güçlü Ar-Ge’si ile sektöründe pek çok başarıya imza atmış Sanovel’in CEO’su olarak yeni ufuklara yelken açıyor olmak beni ayrıca motive ediyor. Başarma motivasyonu ve tecrübesi yüksek, işine adanmışlıkla çalışan ekip arkadaşlarımla birlikte ufkun ötesini keşfetmek, heyecan verici işlere adım atmak, ilham veren projelerde yer almak ve yenilikçi bir perspektifle değer yaratmak için tutku ve heyecanla çalışmaya devam edeceğim.

“Önümüzdeki dönemde stratejik içgörü, çeviklik, inovasyon, girişimcilik gibi alanlarda kaslarımızı kuvvetlendirirken aynı zamanda dijital dönüşümü de organizasyonumuzun tüm alanlarına entegre edeceğiz. Güçlü ekibimiz, tutkuyla sürdürdüğümüz yolculuğumuzla Türk ilaç endüstrisinde ve uluslararası pazarlarda yenilikçi tedavi yaklaşımları ile fark yaratıp, inovasyon odağımız ile gerçekleştirdiğimiz projelerle adımızdan söz ettireceğiz.”

2022 yılında nelere odaklandınız, öncelikleriniz nelerdi ve neleri revize ettiniz? Şirketi tanımak ve ilk adımları belirleyebilmek için insanları dinlemenin, yakından temas etmenin önemine yürekten inanıyorum. 2022 yılında göreve başlamamla birlikte merkez, fabrika ve sahadaki çalışma arkadaşlarıma bire bir temas etmek üzere buluşmalar gerçekleştirdim. Çalışan kadromuzun yüzde 80’inden fazlasıyla temas kurdum. Bu buluşmalarda birbirimizi dinleme, fikirlerimizi geliştirme, hedeflerimizi net olarak belirleme imkânımız oldu. Bununla birlikte doğru bir başlangıç yapmak için yönetim ekibimizle birlikte bir süreliğine şirketin kalbi olarak gördüğüm üretimi, yani fabrikamızı yönetim merkezimiz olarak konumladık. 2023 Mart ayı itibarıyla ise titizlikle planlamalarını yaptığımız, çalışma arkadaşlarımızın mutluluğu adına en ince detaylarına kadar özenle kurduğumuz yeni ofisimize geçiş yaptık. Merkez ofisimizle ilgili gelişmelerin yanında fabrikamızdaki çalışma yaşamını destekleyici çeşitli projelerimiz de bulunuyor. Fabrikamızda yaşam mekanları olarak adlandırabileceğim sosyal alanlarımızın yenilenmesi ve genişletilmesi gibi projelerimiz sürüyor.

2022 yılı bizim için 40. yılımıza dair hazırlıklar yaptığımız, mevcut ürünlerimizi iyi analiz ederek büyüme stratejilerimizi kurguladığımız, yeni ürün lansmanları planladığımız, uluslararası pazarlarda hedeflerimizi yükseltme anlamında adımlar attığımız bir yıl oldu. Ar-Ge merkezimizde bizi ileriye taşıyacak projelerin gelişimi ve var olan projelerin hızlanması yönünde çalışmalar gerçekleştirdik. Üretim de elbette odak alanlarımızdandı. FDA onaylı fabrikamızın kapasite analizini gerçekleştirerek gerekli yatırım öngörülerimizi tamamladık. Her şeyin üstünde tuttuğumuz ve olmazsa olmazımız olarak kabul ettiğimiz insan kaynağımızı daha da güçlendirmek için istihdam yapımızı gözden geçirdik. Heyecanlı, dinamik, esnek, yeniliklerin peşinden koşabilecek çevik saha kadromuzu anlamlı oranda büyüterek ekip ruhumuzu ve yapımızı güçlendirdik. Böylece Türk ilaç endüstrisine değer kazandıracak, işine tutku ve istekle bağlı yeni yetenekleri bünyemize katmanın gururunu yaşadık. Bunun yanında büyüyen yapımızı daha etkin yönetebilmek ve ülkemize, endüstrimize en iyi şekilde hizmet edebilmek için kendi içimizdeki yeteneklerimizin kariyer yolları için de önemli çalışmalar gerçekleştirdik. İstihdamın yanı sıra inovasyon ve dijitalleşme alanında daha fazla yatırım yapmayı da gündemimize aldık.

Sanovel’in dört önemli değerinden biri olan “çevreye ve topluma saygı” kapsamında ülkemiz ve dünyamız için sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk alanlarında önemli adımlar attık. Sürdürülebilirlik bizim olmazsa olmazımız. Sürdürülebilirlik, gelecek nesillere daha sağlıklı bir dünya sunma idealimiz doğrultusunda odaklanmamız gereken bir alan olarak öne çıkıyor. Bu kapsamda iş süreçlerimizin tamamını sürdürülebilirlik bakış açışıyla değerlendiriyor, üretimin kalbi fabrikamızda enerji verimliliği projeleri başta olmak üzere çeşitli aksiyonları hayata geçiriyoruz. Enerji verimliliği üzerine hayata geçirdiğimiz uygulamaların yanı sıra temiz, çevre dostu, yenilenebilir ve tükenmeyen, sınırsız bir enerji kaynağı olması nedeniyle son dönemlerde öne çıkan güneş enerjisi sistemi üzerine proje çalışmalarımız da devam ediyor. Önümüzdeki dönemlerde bu projenin de yatırımını gerçekleştirerek uzun işletme ömrüne ve verimine sahip olan GES ile fabrikamızdaki elektrik ihtiyacımızın önemli bir bölümünü karşılayabileceğiz. Böylelikle karbon ayak izimizde ciddi oranda azaltım gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.

SANOVEL OLARAK HEDEFİMİZ YENİ ÜRÜNLERİMİZİN DE EKLENECEĞİ GÜÇLÜ PORTFÖYÜMÜZLE İLAÇ SEKTÖRÜNDE EN BAŞARILI İLK 10 FİRMA ARASINDA YER ALMAK. SANOVEL, TÜRK İLAÇ ENDÜSTRİSİNDE VE ULUSLARARASI PAZARLARDA YENİLİKÇİ TEDAVİ YAKLAŞIMLARI İLE FARK YARATACAĞI YENİ BİR DÖNEME GİRDİ. BU YENİ DÖNEMDE BİR KADIN LİDER OLARAK SERÜVENİ YÖNETİYOR OLMANIN HAZZI İSE PAHA BİÇİLEMEZ.

2023’te ajandanızın en önemli maddeleri ve yatırım planlarınız nelerdir? Güçlü Ar-Ge’miz, yüksek standartlardaki ürünlerimiz ve özel insan kaynağımız ile daha uzun ve sağlıklı bir yaşam için sektöre öncülük eden, küresel bir ilaç firması olma vizyonumuzla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Stratejik yol haritamız kapsamında ilk olarak mevcut güçlü ürünlerimizdeki büyümeyi artırmayı hedefliyoruz. Ürün portföyümüzü genişleterek yeni ürünleri sağlıklı toplumlar için hizmete sunacak, yeni tedavi alanlarına giriş yapacağız. Bu noktada özellikle diyabet ve kardiyovasküler alanlarında güçlü hamleler yapacağımızın bilgisini vermek isterim. Bunların yanında uluslararası pazarlarda ihracatıyla önde gelen firmalardan biri olmaya devam ederken, güçlü Sanovel markasını üst basamaklara taşıyacağız. Sanovel’in global bir marka olması için var gücümüzle çalışacağız. Yalnızca ihracatla değil iş birlikleriyle de global platformda büyümek, küresel ölçekte başarılarımızı artırmak önceliklerimiz arasında yer alıyor. Bunların yanında fabrikamıza ek yatırım yaparak üretim kapasitemizi yılda 227 milyon kutuya taşıdık.

Sanovel olarak hedefimiz yeni ürünlerimizin de ekleneceği güçlü portföyümüzle ilaç sektöründe en başarılı ilk 10 firma arasında yer almak. Özetle Sanovel, Türk ilaç endüstrisinde ve uluslararası pazarlarda yenilikçi tedavi yaklaşımları ile fark yaratacağı yeni bir döneme girdi. Bu yeni dönemde bir kadın lider olarak serüveni yönetiyor olmanın hazzı ise paha biçilemez.

İş hedeflerimizin yanı sıra tüm dünyayı etkileyen ve şirketler olarak gündemimize almamız gereken, hepimizi içine sürükleyen yeni konular var: İnovasyon ve dijitalleşme. Günümüzde küreselleşme ile birlikte dünyada meydana gelen değişimler ilaç sektörünü de harekete geçirdi. Küresel değişime ve dönüşüme uyum sağlamak için artık hem inovasyon çalışmalarına hız vermek hem de dijital çağın gerekliliklerini yerine getirmek gerekiyor. Pandemi süreciyle hız kazanan bu önemli gelişmeler sonucu, Türkiye’nin ve ilaç endüstrisindeki firmaların gelecek hedeflerine ulaşmasında rol oynayacak en önemli iki unsurun, yenilikçi bakış açısıyla ilerlemek, dijital ve bilişsel teknolojilere hızlıca adaptasyon göstermek olduğunu düşünüyorum. Bugün teknolojisini geliştiren, geliştirdiği teknolojiyi ürüne ve hizmete dönüştüren, inovasyonu odağına alan firmalar hızla öne geçiyor. Kişisel olarak dünyada yaşanan dijital değişimleri, bununla beraber yaşanan kabuk değişimini ve ortaya çıkan dönüşüm iklimini bir fırsat olarak görüyorum. Sanovel’de, 2023 ve sonrasında içimizde barındırdığımız dinamizmin, heyecanın ve denenmemişi deneme arzusunun verdiği güç ile teknolojik dönüşümü iş modellerimize yansıtacağımız bir döneme gireceğiz. Kısacası değişecek, değiştirecek, dönüşecek ve dönüştüreceğiz.

Önümüzdeki dönemde stratejik içgörü, çeviklik, inovasyon, girişimcilik gibi alanlarda kaslarımızı kuvvetlendirirken aynı zamanda dijital dönüşümü de organizasyonumuzun tüm alanlarına entegre edeceğiz. Güçlü ekibimiz, tutkuyla sürdürdüğümüz yolculuğumuzla Türk ilaç endüstrisinde ve uluslararası pazarlarda yenilikçi tedavi yaklaşımlarımız ile fark yaratıp, inovasyon odağımız ile gerçekleştirdiğimiz projelerle adımızdan söz ettireceğiz. Sözün özü; yol arkadaşlarımızla birlikte güçlü sesimizi daha da yükseltmeye devam edeceğiz.

Ülkemiz şubat ayında çok büyük bir bölgesel afet yaşadı. 50 binin üzerinde insanımızı kaybettik ve çok zor düzelecek maddi, manevi yaralarımız var. Sanovel olarak bölgeye yardım anlamında ilk andan itibaren hangi iş birlikleriyle nasıl reaksiyon gösterdiniz, kısaca anlatır mısınız? Yaşadığımız felaketin yaralarını sarmak uzun zaman alacak olsa da birlik ve dayanışma ruhunun verdiği iyileştirici güce her zaman inanıyoruz. Ülkemizi sarsan bu doğal afetin üzücü sonuçlarını ancak birlik olduğumuz sürece atlatabiliriz düşüncesiyle ilk günden itibaren proaktif bir yaklaşımla hızlı aksiyonlar aldık. Öncelikle depremin yaşandığı bölgelerde bulunan çalışma arkadaşlarımızla iletişime geçtik. Depremin yaşandığı an itibarıyla ilk on dakika içinde yönetim ekibimiz aksiyon almış ve çoktan ekiplerimizle iletişime başlamıştı. Güçlü bir iletişim zinciri kurduk ve hemen sonrasında kriz yönetim komitesi olarak bir araya gelip hasarı ve ihtiyaçları belirledik. Çalışma arkadaşlarımızla güçlü bir iletişim ağında kalmayı sürdürdük ve zorlukları beraber aşmak için üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirdik. Birbirimize kenetlendik, yaralara derman olabilmek için var gücümüzle çalıştık. Kalbimiz ve aklımız daima deprem bölgesindeydi.

Sonrasında hızla harekete geçerek depremzedelerimizin yanında olmak adına T.C. Sağlık Bakanlığı, AFAD, Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı, Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı, Türkiye SMA Vakfı iş birliğinde çeşitli yardım kampanyalarını hayata geçirdik. Farklı tedavi alanlarını kapsayan 215 bin kutu ilacımızı deprem bölgesine ulaştırmak üzere T.C. Sağlık Bakanlığı’na teslim ettik. AFAD koordinasyonuyla Hatay bölgesine bir tır dolusu ihtiyaç malzemesi gönderiminde bulunduk. 10 gün boyunca üç öğün yemek sağlayan Sanovel Aşevi’ni hizmete geçirdik. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel olarak Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı iş birliğinde depremden etkilenen kadınlarımıza hijyen setleri ulaştırdık. 14 Mart Tıp Bayramı vesilesiyle gerçekleştirdiğimiz projemizde ise Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı’na bağış yaparak sekiz depremzede engelli çocuğumuzun uzun dönemli tedavilerini üstlendik. Türkiye SMA Vakfı ile de 14 Mayıs Eczacılık Günü’nde anlamlı bir projeye imza attık. HelpSteps uygulaması üzerinden değerli eczacılarımızın ve kampanyamıza katılan herkesin adımları Türkiye SMA Vakfı’ndan destek alan ve depremden etkilenen SMA hastası çocuklarımıza umut oldu.

SÖZ KONUSU ORTAK ACILAR OLDUĞUNDA TÜM FARKLILIKLARIN NASIL DIŞARIDA KALDIĞINI, HEPİMİZİN NASIL AYNI ORTAK PAYDADA BULUŞABİLDİĞİNİ VE PAYLAŞMANIN NE KADAR ÖZEL OLDUĞUNU BİR KEZ DAHA ANLADIK. BİR DAHA ASLA YAŞANILMASINI İSTEMEDİĞİMİZ BİR FELAKETİ TECRÜBE ETTİK. GERİYE DÖNÜP BAKTIĞIMIZDA İSE BU FARKINDALIĞIN HEM ÜLKEMİZ HEM DE ŞİRKETLER NEZDİNDE ÇOK ÖNEMLİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM.

Yaşanan büyük depremin şirketler ve yöneticiler üzerinde yarattığı etki ve farkındalık düzeyi hakkında neler söyleyebilirsiniz? Hayatımızda neler değişti ve kalıcı oldu? Söz konusu ortak acılar olduğunda tüm farklılıkların nasıl dışarıda kaldığını, hepimizin nasıl aynı ortak paydada buluşabildiğini ve paylaşmanın ne kadar özel olduğunu bir kez daha anladık. Bir daha asla yaşanılmasını istemediğimiz bir felaketi tecrübe ettik. Geriye dönüp baktığımızda ise bu farkındalığın hem ülkemiz hem de şirketler nezdinde çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu üzücü olay ülkemizin depremle yaşamayı öğrenme ve bu konuda gerekli farkındalığı oluşturmanın önemini bir kez daha acı bir şekilde hatırlattı. Şirketlerin de kriz planlarını güncellemesi gerektiğini göstermiş oldu. Deprem başta olmak üzere doğal afetler ve krizler karşısında daha güçlü stratejilere ihtiyacımız olduğu aşikâr. Özellikle de şirketlerin hem kendi yaşam döngülerini devam ettirmeleri hem de ülkemize katma değer sağlayabilmeleri için bir noktadan sonra faaliyetlerini olağan dışı durumlarda dahi sürdürmeleri gerekiyor. Gözlemlediğim kadarıyla bu deprem sonrasında şirketler iş sürekliliğini sağlamak için daha sağlam adımlar atmaya başladı, bu etkinin devam edeceğini düşünüyorum.

Çalışanlarınızın afetlerle ilgili farkındalık düzeylerine ve tabii ki yaşamlarına ne gibi yatırımlar yaptınız? Afetlerle ilgili bir eylem planınız ya da hazırlığınız var mı? Gelecekte olabilecek afetlere hazır hissediyor musunuz? İnsanı ve yaşamı merkeze alan bir şirket olarak kısa bir süre içinde iş sürekliliği planlarımızı güncelleyip daha efektif hale getirdik. Gerek farkındalık çalışmaları gerekse afetler karşısında neler yapabileceğimizi daha geniş bir perspektifte değerlendirdik. Riskler, tehditler, olası krizler üzerine senaryolarımızı oluşturduk. Sanovel’i operasyonel ve ekonomik etkisi yıkıcı olan olası krizler karşısında hazır hale getirmek için önemli çaba sarf ediyoruz. Amacımız kapsamlı, proaktif ve hızlı bir eylem planı ortaya koyarak iş sürekliliğini ve iletişimi her türlü durumda sağlayabilmek.

Biz aynı hedeflerin peşinde koşan, bir ömür sağlık için var gücüyle çalışan, sayısı 1.600 kişiyi aşan büyük bir aileyiz. Dolayısıyla bu süreçlerde yalnızca iş sürekliliğini korumak da maalesef yeterli değil. Çünkü 1.600’ü aşkın kişiden oluşan ailenin de sorumluluğunu taşıyoruz. Onların olası afetler anındaki ve sonrasındaki durumlarının takibi, iletişim ve operasyonun sağlıklı işlemesi de çok önemli. Aynı şekilde farkındalık da çok kritik. Doğal afet ve krizler karşısında ve sonrasında cebimize koymamız ve hayatımızın bir parçası olması gereken farkındalık konularıyla ilgili çeşitli eğitim çalışmalarını ve rehber hazırlıklarını Sanovel Akademi ekibimiz başarı ve ivedilikle hayata geçirdi. Kriz anlarında ve sonrasında neler yapmalıyız, ebeveynler olarak nasıl davranmalıyız, psikolojimizi nasıl korumalıyız gibi başlıklarda eğitimler alarak kurum içi bilincimizi tazeleme ve artırma yönünde adımlar attık.

Biz yatırıma sadece maddi ve iş sürekliliğini korumaya yönelik anlamlar yüklemek yerine insan odağından bakma bilincine ulaşmış bir şirketiz. ‘Gücümüz insanımızdır’ diyoruz ve yatırımımızı en değerli gücümüz olan insana da yapıyoruz. Depremden etkilenen çalışma arkadaşlarımızla ben ve yönetim ekibimiz bizzat bölgelerinde ziyaret ederek temas kuruyor, iletişimimizi her daim sıcak tutuyoruz. Onların yanlarında olabildiğimiz, acılarını paylaşabildiğimiz, yaşadıklarını kalbimizin en derininde hissedebildiğimiz her an bizim için çok özel. Umarım bu zor zamanları dayanışma gücüyle hep birlikte atlatacağız.

“Sanovel’i operasyonel ve ekonomik etkisi yıkıcı olan olası krizler karşısında hazır hale getirmek için önemli çaba sarf ediyoruz. Amacımız kapsamlı, proaktif ve hızlı bir eylem planı ortaya koyarak iş sürekliliğini ve iletişimi her türlü durumda sağlayabilmek.”

Ülkemizin önemli ilaç firmalarından Sanovel’in CEO’su olarak; ilaç endüstrisi yöneticilerinden, akademisyen hekimlerden ve T. C. Sağlık Bakanlığı bürokratlarından oluşan okurlarımıza yaşadığımız büyük deprem özelinde aktarmak istediğiniz motivasyonel bir mesajınız var mı? Yaşanan tüm bu zorlu günlere rağmen tüm renklerimizle ve ülkemizin her köşesinden insanımızla çok özeliz. Ortak acılarda, aynı duygular etrafında bir araya gelmenin iyileştirici gücüyle ayağa kalkacak ve dayanışma ruhuyla eskisinden daha da güçlü olacağız. Tüm kalbimle bu yaraları birlikte saracağımıza ve acı tecrübeleri geride bırakacağımıza inanıyorum. Ayrıca deprem bölgelerinde görev alan, canla başla mücadele eden tüm hekimlerimize, eczacılarımıza ve tüm sağlık çalışanlarımıza bu vesileyle bir kez daha teşekkürlerimi ve minnet duygularımı iletiyorum. İlgili bölgelerdeki maddi ve manevi tahribatın giderilmesi, iyileştirilmesi, geleceğin yeniden inşa edilmesi konusunda Sanovel olarak elimizden gelen desteği sağlamaya hazırız. Sanovel olarak ülkemize hizmet etmekten gurur duyuyoruz. İnsanımız için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.

Yorum yaz