İLAÇ ENDÜSTRİSİÖNE ÇIKAN HABERLERSOSYAL SORUMLULUK

AstraZeneca Türkiye, “Yaşayan Kütüphane” ile farklı renkteki hayatları tanıyor!

AstraZeneca Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü Feyza Aysan, “İş yeri kültürü ve çalışan deneyimi konusunda küresel çapta faaliyet gösteren GPTW gibi önemli bir kurum tarafından yıllardır üst üste ödüllere layık görülmemizden sonra bu yıl da sektörümüzde lider ilan edilmemiz bizim için bir gurur vesilesidir. Sadece bilimsel çalışmalarımızla değil, aynı zamanda çalışanlarımıza yaptığımız katkı ve sunduğumuz gelişim fırsatlarıyla istihdam dünyasının da liderleri arasında olduğumuzun teyit edilmesinden mutluluk duyuyoruz. Önce insanı merkeze koyarak çalışanlarımızın iş-özel yaşam dengesini ve çalışan bağlılığını sağlama odaklı esnek çalışma ve esnek yan haklar gibi pek çok uygulamayı Türkiye’de hayata geçiren ilk firmalardan birisiyiz. Sürekli gelişime inanan ve sürdürülebilir başarıyı hedefleyen AstraZeneca olarak yeni trendleri takip ederek kurum kültürümüze uyarlıyor, çalışanlarımızı iş hayatlarında destekleyerek tam potansiyellerine ulaşmalarını sağlayacak eşit fırsatlar sunuyoruz. Çalışanlarımızı dinlemenin ve onlara düşüncelerine değer verildiğini hissettirmenin öneminin farkındayız ve tüm uygulamalarımızı bu düşüncemize dayandırıyoruz. Yenilikçi ve eşitlikçi uygulamalarımızla birlikte ‘İyi Bir İşyeri’ olma stratejimiz doğrultusunda çalışmalarımıza daha büyük bir motivasyonla devam edeceğiz.” dedi.
AstraZeneca Türkiye‘nin çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık yaklaşımı ile hayata geçirdiği “Yaşayan Kütüphane” isimli insan hakları projesinde, kütüphanenin kitapları insanlardan oluşuyor. Yaşayan Kütüphane’de bulunan kitap başlıkları, sıklıkla kendilerine karşı önyargı ile yaklaşılan, sistematik bir şekilde ayrımcılık ve sosyal dışlanmaya maruz kalan gruplardan seçiliyor. Bu kitap başlıklarını temsil eden kişiler, düzenlenen kurum içi oturumlarda okuyucular (katılımcılar) ile diyalog kurmak için bir araya geliyor.

Dünyanın önde gelen yenilikçi ve araştırmacı ilaç şirketlerinden AstraZeneca Türkiye, toplumsal faydaya katkı sunmayı hedefleyen projelerine devam ediyor. İnsana değer veren bir şirket olarak İK projelerinin temeline insana saygı ilkesini yerleştiren AstraZeneca Türkiye, çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık yaklaşımı ile “Yaşayan Kütüphane” isimli insana saygı projesini hayata geçirdi.

Yaşayan Kütüphane, bildiğimiz bir kütüphane gibi işliyor. Kitapları, katalogları, kütüphanecileri ve okuyucuları bulunuyor. Bildiğimiz kütüphanelerden farkı ise Yaşayan Kütüphane’de kitapların gerçekte birer insan olması. Yaşayan Kütüphane’de kitap okumak; toplumsal hayatta farklılıkları nedeniyle ayrımcılık ve önyargıya maruz kalan insanlarla birebir diyalog kurmak, sohbet edip tanışmak ve toplumdaki önyargıları birlikte sorgulamak anlamına geliyor. Yaşayan Kütüphane’de bulunan kitapların temsil ettikleri; sıklıkla kendilerine karşı önyargı ile yaklaşılan, sistematik bir şekilde ayrımcılık ve sosyal dışlanmaya maruz kalan gruplardan etkinliğe katılmaya gönüllü olan kişiler. Etkinliğe “okuyucu” olarak gelen katılımcılar ise, kendi önyargıları ve kitap temsillerine dair bilmedikleri ile ilgili konuşmak isteyen AstraZeneca Türkiye çalışanları ve onların yakınları olabiliyor. Yaşayan Kütüphane’de kitaplar sadece deneyimlerini anlatmakla kalmayıp okuyucunun sorularını da cevaplıyor; aynı zamanda kitaplar da soru sorarak kendilerine yeni öğrenme noktaları çıkarabiliyor. AstraZeneca‘nın Korteks Akademi iş birliğiyle gerçekleştirdiği Yaşayan Kütüphane projesinin oturumlarında Kör, LBGTİ+ Ailesi, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu Olan, Suriyeli Mülteci, Seks İşçisi, Roman, Gay, Otistik, Trans Kadın, Trans Erkek, Biseksüel ve HIV’le Yaşayan gibi “kitap başlıkları” yer alıyor.

Hayata geçirdikleri bu kurum içi sosyal sorumluluk projesi hakkında açıklamada bulunan AstraZeneca Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü Feyza Aysan, “Deneyim odaklı bir öğrenme modeli olan Yaşayan Kütüphane sayesinde kişilere ve gruplara yönelik ayrımcılığın temelindeki önyargıların fark edilmesini sağlıyor ve bir arada yaşama kültürünü geliştiriyoruz. Her insanı “kitap” olarak konumlandırarak okuyucular ve kitaplar arasında diyalog geliştirme görevini üstlenen Yaşayan Kütüphane projemiz tüm insanların çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılığı kabul eden bir yaklaşımla barışçıl bir şekilde bir araya gelebildiğini, sohbet edip fikirleri üzerinde tartışabildiğini gösteriyor. Görüş ve bakış açılarının çeşitliliğinin hoş karşılandığı ve değer verildiği bir ortamda, birbirinden farklı düşünen insanlardan oluşan tüm ekiplerin çok daha huzurlu bir ortamda çalışacakları ise bir gerçek. Biz de AstraZeneca‘da çeşitliliğin takdir edildiği, destek verildiği kültürümüzü daha da geliştirmeye çalışarak temelimizi çok daha güçlü bir şekilde inşa ediyoruz. Çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık yaklaşımımız, şirketimizin ve çalışanların başarılarında büyük rol oynuyor” dedi.

Yorum yaz