Türkiye Osteoporoz Derneği 50 yaşını aşan her 3 kadından 1’inin karşı karşıya olduğu ‘osteoporoz’ konusundaki farkındalık çalışmalarına devam ediyor. 200 milyon kadını etkilemekte olan osteoporoz hastalığı, kemik kütlesinde azalma ve kemik dokusunun mikromimari yapısında bozulmaya bağlı olarak kemik kırılganlığında artış olarak tanımlanır. 60-70 yaşlarındaki kadınların üçte biri, 80 yaşlarındaki kadınların üçte ikisi bu hastalıktan etkilenmekte, 50 yaşın üzerindeki kadınların yaklaşık %30’unda en az bir omurga kırığı bulunmaktadır. Dünyada her yıl 1.5 milyon kalça kırığı oluşmakta ve bu rakamların yaşlanan popülasyon nedeniyle artması beklenmektedir.
Kalça kırığından sonraki bir yıl içinde; ölüm %24, kalıcı sakatlık %30, bağımsız yürüyememek %40, bir «günlük yaşam aktivitesi»ni bağımsız yapamamak %80 lara varan oranlarda görülmektedir. Bilinmelidir ki; osteoporotik omurga kırığı oluşan kadınların %20’sinde izleyen ilk yılda tekrar omurga kırığı gelişmektedir. En önemli kırıklar kalça kırıklarıdır ve yaşamsal sonuçlar doğurabilir. Yaşam kalitesini sırası ile en az el bilek kırıkları, orta düzeyde omurga kırıkları, en fazla kalça kırıkları bozmaktadır.
Türkiye Osteoporoz Derneği Başkanı Prof. Dr. Yeşim Gökçe Kutsal tarafından yapılan açıklamaya göre; osteoporotik omurga kırıkları da yaşam kalitesini, göğüs kafesi içindeki organların işlevlerini etkileyen, kişinin postürünü bozan ağrılı bir durumdur. Omurgadaki kırık sayısı arttıkça hastaların yaşam kaliteleri de olumsuz etkilenmekte, sırt omurlarından daha çok bel bölgesindeki omurların kırıkları yaşam kalitesini daha fazla etkilemektedir.
Yaşam kalitesi her zaman kırığa bağlı olarak etkilenmemekte, kemik yoğunluklarında azalma olan kadınlarda kırık olmadan dahi yaşam kalitesinin azaldığı bildirilmektedir. Araştırmalar, osteoporozu olan ileri yaşlardaki kadınlarda özellikle eğitim düzeyi düşük olanlarda yaşam kalitesinin de belirgin olarak azaldığını göstermektedir.
Yaşam kalitesini korumak için osteoporozdan korunalım
Osteoporoz kronik bir hastalıktır ve kırık oluncaya kadar belirti vermeyebilir. Korunma için; sigara ve alkol kullanımının sonlandırılması, 800-1000 mg / gün süt ve süt ürünleri, yeşil yapraklı salata/ sebze tüketilerek kalsiyum alınması (diyetle alım yetersiz ise; 500 mg/gün destek alınabilir), yeterli D vitamini (800 IU / gün), ve protein (0.8-1 gr / kg / gün) alınması önerilir.
Evde olmak fizik kondisyon açısından olumsuz etkiler doğurabilir. Bu bağlamda daha önce sizlere doktor önerileri ile, verilmiş olan ev egzersizlerini ihmal etmemeniz ve osteoporozunuz var ise; size reçete edilen ilaçlarınızı kullanmaya özen göstererek, kontrollerinizi de ihmal etmemeniz önerilir.
Sağlığımızı koruyarak ve osteoporozdan korunarak hayatı eve sığdıralım…