İstinye Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Neonatoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Nurdan Uraş, anne sütü ve bebek beslenmesi hakkında çok önemli açıklamalarda bulundu!.. Anne sütünün bebek beslenmesinde nasıl bir eşsizliğe sahip olduğuna ve içeriğine değinen Prof. Dr. Uraş, değerli okurlarımız için özel bir bilgilendirme yaptı.
Prof. Dr. Nurdan Uraş’ın açıklamaları şöyle: “Anne sütü bebek için eşsiz bir besin kaynağıdır. İmmünolojik, psikolojik, anti-infektif ve immünomodülatör etkileri vardır. Anne sütü dinamik bir yapıya sahiptir, bebeğin yaşına göre emzirme boyunca içeriği değişir, farklılıklar gösterir. Bu özellikleri ile anne sütünün canlı bir sıvı olduğuna inanılır.”
Anne sütü mikrobiyomu (Doğal probiyotik)
“Yakın bir zamana kadar anne sütünde bakteri varlığı enfeksiyon göstergesi olarak kabul edilmekle birlikte, anne sütünde non-patojen mikroorganizmaların bulunduğunun kabul edilmesi son on beş yıl içinde gerçekleşmiştir. Son yıllarda yapılan çalışmalarda anne sütünün 200’den fazla bakteri filotipi içerdiği gösterilmiştir. Yaşanılan çevre, annenin sağlık durumu, obezite, atopi, diyet, immünolojik durum, doğum şekli, gestasyonel yaş, antibiyotik kullanımı ve laktasyon aşaması anne sütü mikrobiyotasının yapısını etkileyen önemli etkenlerdir.”
Anne sütü oligosakkaridleri (Doğal prebiyotik)
“Anne sütünde binlerce oligosakkarit olduğu düşünülür. Anne sütünde en çok bulunan üçüncü bileşendir. Anne sütündeki oligosakkaritlerin; prebiyotik ve mikroplar için reseptör görevinde rol aldığı, mukoza için trofik etki oluşturduğu, absorbsiyonla enerji kazancı sağladığı, kalsiyum absorpsiyonunu arttırdığı ve nonfermente olan oligosakkaritlerin dışkıda sindirilmeden kalarak lif etkisinin olduğu düşünülmektedir. Anne sütü bebek mikrobiyotasına bakteri sağlar ayrıca bu bakterilere besin de sağlar. Bir çalışmada, anne sütünde yer alan oligosakkaritlerin, prebiyotik etki gösterdiği ve infant mikrobiyotasının oluşmasında kilit rol oynadığı saptanmıştır.”
Bebek beslenmesinde prebiyotik ve postbiyotikler
“Erken bebeklik ve çocukluk dönemindeki beslenme, büyüme ve gelişmenin yanı sıra ileri yaş sağlığını önemli ölçüde etkiler. Yaşamın erken döneminde emzirme ve /veya anne sütü ile beslenme sağlıklı bir bağırsak gelişimi için büyük önem taşır. Doğum şekli, antibiyotik kullanımı, diyet ve coğrafi bölge dahil olmak üzere diğer çevresel faktörler, prenatal ve perinatal faktörler, mikrobiyal kolonizasyonu , dolayısı ile bağışıklık sisteminin olgunlaşmasını etkileyebilir. Vajinal yolla doğan ve anne sütüyle beslenen bebeğin, hayatın ilk günlerinde, en iyi mikrobiyal bileşim için altın standarda sahip olduğu kabul edilir. İnsan sütü, dengeli bir bağırsak mikrobiyotasının gelişimine önemli ölçüde katkıda bulunduğundan bebek formülleri de, bağırsak ve immun sistemi hedefleyen biyoaktif maddeler açısından mümkün olduğunca anne sütüne yakın olmalıdır.
Bebek formülündeki oligosakkaritler için en çok çalışılan prebiyotik karışımı, kısa zincirli (sc) GOS ve uzun zincirli (lc) FOS, scGOS / lcFOS (9: 1)’den oluşur. Bahsi geçen prebiyotik karışımı ile yapılan çok sayıdaki klinik çalışmada, intestinal mikrobiyotada Laktobasil ve Bifidobakteri sayısında artış sağladığı, immun sistemi desteklediği, anne sütü ile beslenen bebeklere yakın gayta içeriği oluştuğu, düşük ya da yüksek riskli süt çocuklarında alerjik hastalık (atopik dermatit) sıklığında ve 2 yaşına kadar olan çocuklarda alerji ve antibiyotik gerektiren enfeksiyon sıklığında azalma olduğu gösterilmiştir. Bu karışım ISAPP tarafından “prebiyotik” olarak kabul edilmiş bebek mamasına ve devam formüllerine eklenebileceği belirtilmiştir. Günümüzde bebek formulalarında GOS:-FOS’a dayalı prebiyotiklere ek olarak, spesifik HMO’ların (örneğin 2′-FL ve LNnT ve 3′-GL) ilavesine dair çalışmalar devam etmektedir.”
Kaynak:
Uraş, N. (2021). Anne Sütü ve Yeni Keşiflerle Bebek Beslenmesi.
YENİ KEŞİFLERLE BEBEK BESLENMESİNDE OLGU SUNUMLARI (s. 3-16). içinde
İstanbul: Nobel Tıp Kitabevleri.
Yorum yaz
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.