Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği (TROD) tarafından iki yılda bir düzenlenen ve ülkemizde radyoterapi alanındaki en kapsamlı bilimsel etkinlik olan Ulusal Radyasyon Onkolojisi Kongresi (UROK)’nin on altıncısı, bu yıl “Hedeflenmiş ve İmmün Tedaviler Çağında Radyoterapinin Yeri” ana temasıyla, 9-13 Nisan 2025 tarihleri arasında, Girne – Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde gerçekleştirildi.
Kongrede yapılan basın toplantısında Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Banu Atalar, kanserle mücadelede etkinliği hızla yayılan yeni tedavilerden bahsetti.
Kanserle mücadelede artık sadece teknolojik yenilikler değil; zaman yönetimi, tedavi sürecinin doğruluğu ve hasta konforu da büyük önem taşıyor. Amacımız yalnızca hastalığı tedavi etmek değil; hastaların yaşamına umut ve konfor katmaktır. Türkiye’nin bu alanda dünyayla yarışan bir konuma geldiğini özellikle vurgulamak isteriz.
Kanserde Yeni Eğilimler: Gençlerde ve Sigara İçmeyenlerde Artış
Dünya Sağlık Örgütü’nün 2024 verilerine göre, her yıl dünya genelinde 20 milyondan fazla yeni kanser vakası tespit ediliyor. Türkiye’de ise özellikle genç bireylerde ve sigara içmemiş kişilerde bazı kanser türlerinin görülme sıklığı artıyor;
- 40 yaş altındaki bireylerde kolorektal ve meme kanseri oranlarında dikkat çeken bir yükseliş var.
- Obezite ile ilişkili kanserler, artık çocukluk çağında bile daha sık görülüyor.
- Sigara içmeyen bireylerde akciğer kanseri teşhislerinde artış gözlemleniyor.
Bu tabloya rağmen, bilimdeki hızlı gelişmeler sayesinde kanser tedavisinde umut veren bir dönüşüm yaşanıyor. Artık birçok kanser türü, hipertansiyon ya da diyabet gibi kontrol altına alınabilir kronik hastalıklar kategorisine doğru ilerliyor. Erken teşhis edilen vakalarda tam iyileşme oranları da giderek artıyor.
RADYOTERAPİDE ÇIĞIR AÇAN TEKNOLOJİLER
FLASH Radyoterapisi
Dünyaca ünlü merkezlerde geliştirilen FLASH Radyoterapisi, klasik yöntemlerden çok farklı bir prensibe dayanıyor:
- Radyasyon, bir saniyeden kısa sürede yüksek dozda veriliyor.
- Sağlıklı dokular minimum düzeyde etkileniyor.
- Klinik uygulamaya geçmeden önce daha fazla bilimsel araştırmaya ihtiyaç duyulmakla birlikte, bu yöntem geleceğin radyoterapisinin en güçlü adaylarından biri.
Yapay Zeka Destekli Tedavi Sistemleri
Yapay zeka, artık yalnızca bilim kurgu filmlerinin değil, hastanelerin de ayrılmaz bir parçası haline geldi.
- Radyoterapi planlamaları saatler değil, dakikalar içinde yapılabiliyor.
- Her hasta için kişiselleştirilmiş tedavi planları oluşturuluyor.
- Tümör ve çevresindeki sağlıklı dokular daha net görüntüleniyor, hata payı azalıyor.
- Yapay zeka ile tedavi sırasında bile anlık değişiklikler ve yeniden planlama mümkün hale geliyor. Bu yönteme adaptif tedavi deniyor.
- Aynı zamanda sağlık çalışanlarının iş yükü azalıyor, tedavi süreçleri kolaylaşıyor.
Proton Tedavisi
Henüz Türkiye’de aktif olarak kullanılmayan, ancak yakın gelecekte hizmete girmesi beklenen proton tedavisi, radyasyonun sadece hedeflenen alana ulaşıp çevre organlara zarar vermemesi açısından önemli bir yenilik. Bu yöntem;
- Özellikle çocuk hastalarda, radyasyona dirençli tümörlerde, beyin tümörlerinde ve daha önce radyoterapi uygulanmış bireylerde önemli avantajlar sunabilir.
Türkiye Dünya Standartlarında İlerliyor
Türkiye’deki radyoterapi merkezleri, artık gelişmiş görüntüleme sistemleri, otomatik planlama yazılımları ve yapay zeka destekli cihazlarla dünya standartlarını yakalamış durumda. Hâlihazırda klinik kullanımda olan tek eksik teknoloji, proton ve parçacık tedavileri. Ancak bu alanda da çalışmalar sürüyor ve bazı merkezlerde proton tedavi ünitelerinin kurulması için somut adımlar atılıyor.
Genç Bilim İnsanları ve Uluslararası İş Birlikleri Şart
Kanser tedavisindeki teknolojik ilerlemeler kadar, bu gelişmeleri doğru uygulayabilecek iyi eğitimli ve donanımlı uzmanlara da ihtiyaç var. Bilimi takip eden, katkı sunan genç hekim ve araştırmacılara destek olmak, bilimsel kongreler ve uluslararası projelerle bilgi akışını sağlamak bizim önceliğimizdir. Bu yönde yapılan çalışmalar önemlidir. Ancak, bilimsel toplantılara katılım ve araştırma yürütme konusunda halen bazı politik ve yapısal kısıtlamalar bulunmaktadır. Umarız ki önümüzdeki dönemde bu alandaki kısıtlar kaldırılarak ülkemizin bilimsel üretkenliği daha da artar.
Sonuç: Umut Bilimde Saklı
Kanserle savaşta elimizde her zamankinden daha güçlü silahlar var. Erken teşhis, ileri teknoloji ve bilinçli toplum sayesinde artık kanser yenilebilen bir hastalık.
Yorum yaz
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.