Fikir Liderleri Dergisi’nin Mart sayısı “CEO Penceresinden” bölümünde Drogsan İlaçları Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Karpuzcu konuğumuz oldu. Karpuzcu, sorduğumuz sorulara verdiği samimi cevaplarıyla 50. yılında Drogsan’ı; kuruluş öyküsünden hedeflerine, Ar-Ge yaklaşımından üretim tesislerine ve tedavi çözümlerine kadar etraflıca anlattı; ilaç endüstrisinin tüm paydaşlarına önemli mesajlar verdi.
“Önümüzdeki dönemde hem dünya ilaç endüstrisine katkılarımızı artırmayı hem de global ölçekte daha güçlü bir oyuncu olmayı amaçlıyoruz. Geldiğimiz noktadan gururluyuz, ancak bu yolda hiç durmadan ilerleme çabalarımıza devam ediyoruz.”
CEO Penceresinden
Drogsan
Mustafa Karpuzcu
Drogsan İlaçları Yönetim Kurulu Başkanı
“SAĞLIĞA SAYGI” MOTTOSUYLA ÇIKTIĞIMIZ BU YOLDA, İLK GÜNDEN BERİ ETİK DURUŞUMUZDAN VE KURUCUMUZ ECZACI NEVZAT KARPUZCU’NUN İLKE VE PRENSİPLERİNDEN ASLA TAVİZ VERMEDİK. KÜÇÜK BİR ECZANENİN HAYALİNDEN BÜYÜK BİR İLAÇ ŞİRKETİNE DÖNÜŞÜRKEN HEM KÖKLERİMİZE BAĞLI KALDIK HEM DE GELECEĞE GÜÇLÜ BİR VİZYONLA İLERLEDİK. GELDİĞİMİZ NOKTADA, KURUMSAL YÖNETİM ANLAYIŞIMIZIN ULUSAL VE ULUSLARARASI ALANDA İŞ SONUÇLARIMIZA OLUMLU KATKILARINI GÖZLEMLİYOR, İLAÇ SEKTÖRÜNDE PAZARDAN DAHA HIZLI BÜYÜYEN BİR MARKA OLARAK YOLCULUĞUMUZA DEVAM EDİYORUZ.
F. L: Sizi tanıyabilir miyiz; kariyerinizden bahseder misiniz?
MUSTAFA KARPUZCU: 1963 yılında Ankara’da doğdum, ilk ve orta öğrenimimi TED Ankara Koleji’nde tamamladıktan sonra, 1987 yılında ODTÜ Kimya Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldum. İş hayatına Drogsan’da başlayarak, on yıl kadar farklı bölümlerde yöneticilik yaptım. 1997-2008 yılları arasında Doğadan A.Ş. genel müdürlüğünü ve yönetim kurulu üyeliğini yürüttüm. 2008 yılından bu yana ise Drogsan İlaçları’nda CEO olarak görevime devam ediyorum. 2000 yılından bu yana Emkar İlaçları Yönetim Kurulu Başkanı, 2012 yılından bu yana Nevzat Ecza Deposu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve 2021 yılından itibaren Drogsan İlaçları Yönetim Kurulu Başkanı görevlerini sürdürmekteyim. Ankara Sanayi Odası’nda meslek komitesi üyesiyim.
Drogsan İlaçları’nın kuruluş öyküsünü ve o günlerden bugüne yolculuğunu anlatır mısınız? Drogsan İlaçları’nın kuruluş öyküsü, aslında bir eczacının hayallerini gerçekleştirme kararlılığıyla başlıyor. 1953 yılında İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nden mezun olan Eczacı Nevzat Karpuzcu, meslek hayatına ilk adımını memleketi Ermenek’in ilk eczanesini açarak atıyor. O günlerde, küçük bir Anadolu kasabasından yola çıkan Nevzat Bey, eczacılığı yalnızca bir meslek değil, topluma hizmet etmenin bir yolu olarak da görüyor. 1962 yılında Nevzat Ecza Deposu’nu kuran Nevzat Bey, sonraki yıllarda mesleğini daha geniş bir yelpazede icra etme arzusuyla ilaç sanayisine adım atmak üzere 1975’te Drogsan Doğa Kaynaklı İlaç Hammaddeleri San. ve Tic. A.Ş’yi kurarak, bitkisel kökenli ilaç hammaddesi üretimine başlıyor. Aynı yıl Nevzat Bey önemli bir girişimde daha bulunarak Ankara Çubuk’taki tesisinde tedavi edici bitki çayları üretmek üzere Türkiye’deki ilk poşet çay makinesini ithal ediyor ve Drogsan çatısı altında, bugün bitki ve meyve çayları pazarının lideri olan “Doğadan” markası böylece doğuyor. 2008 yılında Drogsan İlaçları, tüm faaliyetleriyle ilaç sektörüne odaklanma stratejisi doğrultusunda, gıda sektöründen çıkarak yabancı sermaye ile ortak olduğu Doğadan Gıda’nın The Coca Cola Company’ye satışını gerçekleştiriyor.
1987 yılında genç bir kimya mühendisi olarak çeşitli birimlerinde görev aldığım Drogsan’ın faaliyet alanı olan bitkisel kökenli ilaç hammaddesi sektör olarak kısıtlı olduğundan, Nevzat Bey’le beraber yönümüzü, stratejik olarak beşerî ilaç alanına çevirme kararı aldık. Drogsan üretim tesisi, 1989 yılından itibaren beşerî ilaç üretimine başlıyor. Uluslararası atılımların başlangıcı olarak 2000 yılında ilaç ihracatına başlayan şirketimizin adı 2002 yılında Drogsan İlaçları San. ve Tic. A.Ş. olarak değişiyor ve aynı yıl Ar-Ge laboratuvarımız kuruluyor. Bu tarihten itibaren her yıl attığımız bilimsel, endüstriyel ve kurumsal adımlarla bugün ulaştığımız noktaya varmak için birçok yatırım yapıyor ve gelişiyoruz.
Çok sayıda tıbbi branş ve tedavi alanında katma değerli ürün portföyümüzle dünyanın dört bir yanında sağlık sektörüne ve insan sağlığına hizmet ediyor, 500’ün üzerinde çalışanımız ve stratejik iş ortaklıklarımızla büyümeye devam ediyoruz. 50 yıl önce Ankara’da doğa kaynaklı ilaç hammaddeleri üreterek faaliyetine başlayan Drogsan’ın, bugün beşerî ilaç Ar-Ge’si, üretimi, güçlü insan kaynağı ve ihracatıyla sektörün önde gelen şirketlerinden biri olması bizler için gurur verici.
“Sağlığa Saygı” mottosuyla çıktığımız bu yolda, ilk günden beri etik duruşumuzdan ve kurucumuz Eczacı Nevzat Karpuzcu’nun ilke ve prensiplerinden asla taviz vermedik. Küçük bir eczanenin hayalinden büyük bir ilaç şirketine dönüşürken hem köklerimize bağlı kaldık hem de geleceğe güçlü bir vizyonla ilerledik. Aile şirketi olmamıza rağmen ilaç endüstrisinde rekabet gücümüzü artırmak ve sürekli gelişmek için kurumsallaşma ilkemizden ödün vermeden çalıştık. Bugün geldiğimiz noktada, kurumsal yönetim anlayışımızın ulusal ve uluslararası alanda iş sonuçlarımıza olumlu katkılarını gözlemliyor, ilaç sektöründe pazardan daha hızlı büyüyen bir marka olarak yolculuğumuza devam ediyoruz.
DROGSAN İLAÇLARI OLARAK, AR-GE’Yİ YALNIZCA BİR İNOVASYON ARACI DEĞİL, AYNI ZAMANDA ÜLKEMİZİN GELECEĞİNE YAPILAN STRATEJİK BİR YATIRIM OLARAK GÖRÜYORUZ. 50 YILLIK KÖKLÜ GEÇMİŞİMİZ BOYUNCA AR-GE’YE YAPTIĞIMIZ YATIRIMLARI HEM İLAÇ SEKTÖRÜNDEKİ YENİLİKÇİLİĞİ ARTIRMA HEM DE ÜLKEMİZİN SAĞLIK EKOSİSTEMİNİ GÜÇLENDİRME HEDEFLERİMİZ DOĞRULTUSUNDA ŞEKİLLENDİRDİK.
Drogsan’ın Ar-Ge yaklaşımı ve ülke ekonomisine katkıları hakkında neler söyleyeceksiniz? Drogsan İlaçları olarak, Ar-Ge’yi yalnızca bir inovasyon aracı değil, aynı zamanda ülkemizin geleceğine yapılan stratejik bir yatırım olarak görüyoruz. 50 yıllık köklü geçmişimiz boyunca Ar-Ge’ye yaptığımız yatırımları hem ilaç sektöründeki yenilikçiliği artırma hem de ülkemizin sağlık ekosistemini güçlendirme hedeflerimiz doğrultusunda şekillendirdik.
Toplum sağlığına hizmet ederken hastaların karşılanmamış ihtiyaçlarına yönelik ürünleri Ar-Ge’mizde geliştirmeyi önemsiyoruz. Drogsan’da Ar-Ge çalışmalarımızın odağı; katma değer yaratan, ithal ikamesi sağlayabileceğimiz, pazarda ya “ilk” ya da “en” olmayı hedeflediğimiz ürünler geliştirmektir. Bu ürünler yalnızca Türkiye’de değil aynı zamanda iş ortaklarımız sayesinde otuzdan fazla ülkede ruhsatlandırılmakta ve pazarlanmaktadır. Bu bağlamda tüm uluslararası regülasyonlara uygun olacak şekilde ürün geliştirmeye özen gösteriyoruz. Bir Türk ilaç şirketi olarak geliştirdiğimiz ürünlerin uluslararası alanda da rekabet gücü oluşturmasıyla gurur duyuyoruz.
İnsan sağlığını iyileştirmek ve yaşam kalitesini artırmak ilkesiyle faaliyet gösteren ilaç endüstrisinin bir paydaşı olarak, katma değerli eşdeğer ilaç araştırma geliştirme faaliyetleri, yerli ilaç üretimi ve ihracatıyla ülke ekonomisine katkı sağlayan bir şirketiz. Türkiye’de üretilmeyen ürünleri geliştirmek ve Türkiye’de ilk olarak ithal ikamesi yapılmış ürünler için sözleşmeli üretim hizmeti vermek suretiyle ülkemizde cari açığın azalmasına katkı sağlıyoruz. İlk eşdeğer olarak geliştirerek Türk tıbbının hizmetine sunduğumuz ürünlerin yarattığı fiyat avantajıyla kamu maliyesine katkısı da bizim için oldukça önemli. İleri teknolojilere dayalı Ar-Ge süreçlerimizle dışa bağımlılığı azaltarak ülkemizin sağlık alanındaki öz yeterliliğini güçlendirmek öncelikli hedeflerimiz arasında. %100 yerli sermayeli bir ilaç şirketi olarak attığımız her adımda yalnızca kendi markamızın değil, aynı zamanda ülkemizin global arenadaki itibarına katkı sağladığımızın bilinciyle hareket ediyoruz.

Geldiğiniz noktada hangi alanlarda tedavi çözümleriniz mevcut ve ürünlerinizin ne kadarı ülkemizde üretiliyor? Drogsan İlaçları olarak, Türkiye ve uluslararası pazarlarda 300’den fazla ürün ruhsatımızla hemen her tedavi alanında insan sağlığını korumaya ve tedavi etmeye yönelik katma değerli ürünler ve yenilikçi çözümler sunuyoruz. Bugün; nefroloji, dermatoloji, nöroloji, enfeksiyon hastalıkları, gastroenteroloji, hepatoloji, genel cerrahi, dahiliye, kulak burun boğaz, diş hekimliği, pediatri, kadın doğum gibi birçok uzmanlık alanına yönelik tedavilerin yanı sıra, ağız ve diş sağlığı ürünleri, cilt sağlığı ürünleri, gıda takviyeleri, mineral ve vitamin preparatları ile de hekim, eczacı ve tüketicilere geniş bir ürün yelpazesi sunmaya, bu ve yeni alanlarda inovatif ürünleri portföyümüze katmaya devam ediyoruz. Türkiye’de olmayan tedavileri ülkemize getirerek sağlık profesyonellerinin kullanımına sunmak için stratejik iş birlikleri kuruyoruz.
Ürünlerimizin %95’i ülkemizde ve %90’ı kendi tesisimizde üretiliyor. Bu sayede yerli üretim gücümüzü hem ulusal hem de uluslararası ölçekte rekabetçi bir avantaj haline getiriyoruz. Hastaların yaşam kalitesini artıracak çözümler sunmak ve Türkiye’nin sağlık sektöründeki inovasyon gücünü daha ileriye taşımak her zaman önceliğimiz. Bu vizyonla hem mevcut tedavi alanlarımızda derinleşmeyi hem de yeni tedavi alanlarına yatırım yapmayı sürdürüyoruz.
TÜRKİYE’DE ÜRETİLMEYEN ÜRÜNLERİ GELİŞTİRMEK VE TÜRKİYE’DE İLK OLARAK İTHAL İKAMESİ YAPILMIŞ ÜRÜNLER İÇİN SÖZLEŞMELİ ÜRETİM HİZMETİ VERMEK SURETİYLE ÜLKEMİZDE CARİ AÇIĞIN AZALMASINA KATKI SAĞLIYORUZ. İLK EŞDEĞER OLARAK GELİŞTİREREK TÜRK TIBBININ HİZMETİNE SUNDUĞUMUZ ÜRÜNLERİN YARATTIĞI FİYAT AVANTAJIYLA KAMU MALİYESİNE KATKISI DA BİZİM İÇİN OLDUKÇA ÖNEMLİ.
Üretim tesisiniz hakkında detaylı bilgi verebilir misiniz? Etken maddeden depoya, hatta rafa nasıl bir süreç işliyor, kalite yaklaşımınız nasıl? Ankara Çubuk’ta yer alan üretim tesisimiz mevcut durumda katı ve likit dozaj formlar olmak üzere yaklaşık 40 milyon kutuluk bir üretim kapasitesine sahip. Likit hatlarımızda gargara, şurup, oral çözelti, nazal sprey, oral sprey, dermal losyon gibi formları; katı hatlarımızda ise tablet, film/enterik kaplı tablet, saşe, kapsül, yumuşak kapsül gibi formları üretiyoruz. 2024’ün üçüncü çeyreğinde üretim iznini aldığımız yumuşak kapsül hattı da tesisimize yaptığımız önemli yatırımlardan biri ve bu hatta yüksek aktiviteli (high potent) ürünler üreteceğiz. Bu yatırımla yumuşak kapsül alanında hem kendi portföyümüz için hem de sözleşmeli üretim hizmeti almak isteyen sektör paydaşlarımız için ürünler üretmeyi planlıyoruz. Bunlara ilave olarak, kapasite ve verimlilik artışı, güncel üretim teknolojilerine ve yeni pazarlara erişim hedefimizle Ankara’da 120 milyon kutu kapasiteli yeni bir üretim tesisi yatırımı gerçekleştirme sürecinde olduğumuz müjdesini vermek isterim.
Hammadde tedarikinden başlayarak nihai ürüne kadar tüm üretim süreçlerimizde sürdürülebilirlik ve kaliteyi önceliklendiriyoruz. Üretim tesisimiz, ürünlerimizin etkin, emniyetli ve istenilen kalite standartlarına uygun olarak üretilmesini sağlamak amacıyla, başlangıç malzemelerinden bitmiş ürüne kadar cGMP kurallarının uygulanması ve kontrolünün sağlanması için etkili bir kalite güvence sistemine sahip. Bu sistemin etkinliği ise yalnızca Türkiye’de değil, dünya genelinde birçok farklı sağlık otoriteleri tarafından verilen kalite sertifikaları ile tescil edilmeye devam ediyor. Son olarak 2024 yılının Kasım ayında Meksika Sağlık Otoritesi COFEPRIS’ten aldığımız GMP onayıyla ihracatımızı Atlas Okyanusu’nun da ötesine taşımak için ilk adımı atmış olmanın gururunu yaşıyoruz.
Şirket olarak 20 yılı aşkın bir süredir ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemini başarılı bir şekilde uyguluyor, bu çerçevede çalışanlarımızın, süreçlerimizin ve sistemlerimizin sürekli gelişmesini ve iyileşmesini sağlıyoruz. Toplam kalite yönetimi prensibiyle teknolojik ilerlemeleri izleyip uygulayan, şirket hedeflerini gerçekleştirirken mevzuata saygılı, toplumsal değerlere ve ticari ahlaka sahip, çevreye ve doğaya duyarlı bir kuruluş olmayı kalite politikamız olarak edindik. Sürdürülebilirlik ilkemiz doğrultusunda üretim tesisimizde çevre dostu teknolojiler kullanıyor, atık yönetiminden enerji verimliliğine kadar tüm süreçlerimizde sorumlu üretim anlayışını benimsiyoruz. Drogsan’da inovasyon ve kaliteyi bir araya getirerek sadece bugünün değil, yarının ihtiyaçlarına da yanıt veren çözümler üretmeyi hedefliyoruz.
Uluslararası pazarlarda ne gibi iş birlikleriniz var? Son 10 yılın ihracat rakamları sizin için ne ifade ediyor, etraflıca bahsedebilir misiniz? Ürün portföyümüzdeki sürekli ve inovatif gelişim, ulusal pazar ile birlikte ihracat alanında da dikkat çekici gelişmeler sağladı. Ulusal ve uluslararası pazarlarda bilinen, takdir edilen, kalıcı ve takip edilen bir ilaç firması olma vizyonumuz ve 200’ü aşkın yurt dışı ürün ruhsatımızla ürünlerimizi Bağımsız Devletler Topluluğu, Güney Avrupa, Orta Doğu, Orta Asya, Güneydoğu Asya, Doğu ve Güney Afrika ülkeleri olmak üzere 30’dan fazla ülkeye ihraç etmekteyiz.
Güçlü markalarımızla üretimden pazarlamaya; satıştan, satış sonrası desteğe kadar bütün süreçleri kapsayacak şekilde yönetsel bilgi birikimi, kurumsallaşma ve gelişim sağlayarak uluslararası pazarlarda Drogsan markasıyla global bir oyuncu olmanın çabası içindeyiz. Çeyrek asır önce başlattığımız ihracat hamlesiyle ülkemizin dış ticaret açığının kapanmasına destek oluyoruz. Her yıl yeni pazarlarla müşteri portföyümüzü geliştirerek dört kıtada ürün ruhsatlandırma faaliyetlerimize devam ediyoruz.
Son 10 yılda ihracat yaptığımız ülke sayısıyla beraber yurt dışı ciromuzu da döviz bazında ikiye katladık. Türk ilaç sektöründe ihracatın ithalatı karşılama oranı %39 iken, Drogsan İlaçları olarak ihracatımız ile tüm ithalatımızın %52’sini karşılayabilen bir konumda olmanın haklı gururunu yaşıyor, önümüzdeki yıllarda ihraç fazlası veren bir firma olabilmek için de tüm gücümüzle çalışıyoruz.
YERLİ ÜRETİM GÜCÜMÜZÜ HEM ULUSAL HEM DE ULUSLARARASI ÖLÇEKTE REKABETÇİ BİR AVANTAJ HALİNE GETİRİYORUZ. HASTALARIN YAŞAM KALİTESİNİ ARTIRACAK ÇÖZÜMLER SUNMAK VE TÜRKİYE’NİN SAĞLIK SEKTÖRÜNDEKİ İNOVASYON GÜCÜNÜ DAHA İLERİYE TAŞIMAK HER ZAMAN ÖNCELİĞİMİZ. BU VİZYONLA HEM MEVCUT TEDAVİ ALANLARIMIZDA DERİNLEŞMEYİ HEM DE YENİ TEDAVİ ALANLARINA YATIRIM YAPMAYI SÜRDÜRÜYORUZ.
COVID-19 pandemisi Drogsan’ı nasıl etkiledi; olumsuzlukların yanında elde edilen pozitif çıktılar hakkında neler paylaşmak istersiniz? COVID-19 pandemisi, hem dünyada hem ülkemizde hem de sektörde önemli değişiklikleri beraberinde getirdi. Operasyonel süreçlerimiz ve iş yapış şekillerimiz ciddi anlamda etkilendi. Ancak, 50 yıllık deneyimimiz ve krizlere karşı geliştirdiğimiz esnek yapımız sayesinde bu zorlu süreci bir öğrenme ve dönüşüm fırsatı olarak gördük. Pazara olan etkilerine baktığımızda pandemi sürecinde özellikle akut ilaçların satışında büyük oranda düşüşler oldu ve o tarihte bu ilaçların toplam ciromuz içindeki payının yüksek olmasından ötürü pazar payı kaybı yaşadık. Ancak bu durum kronik hastalıklara yönelik tedavi çözümlerine daha fazla ağırlık vermemize vesile oldu ve takip eden yıllarda ürün portföyümüzdeki gelişim, satışlarımızın hızla ivmelenerek pazardaki payımızın önemli ölçüde artmasını sağladı. Öyle ki 2022 yılında Türkiye ilaç pazarında en fazla büyüyen üçüncü firma olduk.
Drogsan İlaçları olarak her zaman olduğu gibi pandemi sürecinde de gücümüzü çalışanlarımızdan aldığımız bilinciyle hareket ettik. Uyguladığımız sorumlu ve doğru insan kaynakları politikaları sayesinde hiçbir çalışanımızı mağdur etmedik. Sektörde bu konuda örnek bir firma olduk. Pandeminin çalışma hayatına da büyük etkileri oldu ve sektördeki şirketler alışılagelmiş fiziki çalışma ortamından daha farklı, esnek ve dijital modellere geçmek durumunda kaldılar. Şirketimiz 2008 yılından bu yana yerleşik dört ayrı lokasyonda faaliyet gösteriyor. Genel merkez, Ar-Ge ve üretim tesisimizin Ankara’da; genel müdürlük ofisimizin ise İstanbul’da yer aldığı bu dağınık yapımız sayesinde pandemiden çok daha önce dijital iç iletişim platformlarıyla çalışmaya alışmıştık. Önceleri fiziksel uzaklık ve bölünmüşlük sebebiyle dezavantajımız gibi görünen bu yapımız 2020’den itibaren avantaja dönüştü ve COVID-19 pandemisiyle beraber sektördeki yeni çalışma modellerine hemen adapte olabilen ilk firmalardan biri olduk. Bu modellerden biri de uzaktan çalışmaydı ve bu deneyim bize, çalışma hayatının geleceğine dair önemli iç görüler sağladı.
Pandemi sonrası dönemde, bu tecrübelerimizi kalıcı bir değişime dönüştürdük. Çalışanlarımızın iş-yaşam dengelerini iyileştirmek ve verimliliklerini artırmak adına merkez ofis ve genel müdürlük kadrolarımızda haftada iki gün evden çalışma uygulamasını hayata geçirdik. Bu hibrit model hem ekiplerimizin verimliliğini ve motivasyonunu yükseltti hem de toplam enerji ve kaynak tüketimini azaltarak sürdürülebilirliğe yönelik adımlarımızı destekledi.
Pandemi döneminin zorlukları, kriz yönetimi ve tedarik zinciri planlamasındaki yetkinliklerimizi güçlendirmemize olanak tanıdı. Aynı zamanda, ulusal sağlık sistemine katkıda bulunmanın ve toplum sağlığını desteklemenin ne kadar kritik olduğunu bir kez daha fark ettik. Bu süreç, dayanıklılığın sadece güçlü olmak değil, aynı zamanda hızlı uyum sağlamak olduğunu da bize gösterdi.
Son 10 yıl perspektifinden şirketin tüm fonksiyonlarını mercek altına aldığınızda geldiğiniz noktada hedeflerinizin neresindesiniz? Son 10 yıl, Drogsan İlaçları için güçlü bir dönüşüm ve gelişim yolculuğu oldu. Bu dönemde belirlediğimiz stratejik hedeflerimizi, kararlılıkla ve titizlikle hayata geçirerek birçok açıdan önemli başarılar elde ettik. Öncelikle, TURQUALITY® programına ilk başvuruda kabul alarak, ilaç sektöründe programa kabul edilen 6. ilaç şirketi olduk. TURQUALITY® ile marka gücümüzü ve kurumsal altyapımızı güçlendirdik. Global Türk markası olma yolunda adımlarımızı pekiştirdik. Ar-Ge ve üretim yatırımlarımızı artırarak, yenilikçi ürünler geliştirip üretme ve ulusal ilaç endüstrisinde öncü bir rol üstlenme hedefimizi gerçekleştirmede büyük bir yol kat ettik. Bugün, portföyümüzdeki ürünlerimizin yalnızca Türkiye’de değil, uluslararası pazarlarda da rekabet edebilecek bir konuma ulaştığını görmek, vizyonumuzun somut bir yansımasıdır.
Operasyonel hedeflerimize ulaşma konusunda da önemli mesafeler kat ettik. Dijitalleşme, bu dönüşümün anahtarı oldu. Pandemi döneminde geliştirdiğimiz dijital yetkinlikler, iş süreçlerimizdeki verimliliği ve esnekliği artırmamızda büyük rol oynadı. Ayrıca çalışan memnuniyeti için attığımız adımlar organizasyonel kültürümüzü daha ileri noktaya taşıdı. Türk ilaç pazarının son on yıllık gelişimine baktığımızda 2015-2024 yılları arasında hacimsel olarak %42 artışla 1,9 milyar kutudan 2,7 milyar kutuya, değer olarak 16,6 milyar TL’den 316,8 milyar TL’ye çıktığını (%34 CAGR) görüyoruz. Bunun karşısında Drogsan olarak aynı dönemde kutuda %49 artış ve değerde %41 CAGR ile pazardan daha hızlı büyüdük.
Tabii ki her zaman öğrenmeye ve gelişime açık bir bakış açısıyla ilerliyoruz. Belirlediğimiz hedeflerin büyük bir kısmını gerçekleştirmiş olsak da dinamik yapımız ve inovasyona olan bağlılığımız sayesinde her zaman daha iyiyi hedefliyoruz. Önümüzdeki dönemde hem dünya ilaç endüstrisine katkılarımızı artırmayı hem de global ölçekte daha güçlü bir oyuncu olmayı amaçlıyoruz. Geldiğimiz noktadan gururluyuz, ancak bu yolda hiç durmadan ilerleme çabalarımıza devam ediyoruz.
SON 10 YILDA İHRACAT YAPTIĞIMIZ ÜLKE SAYISIYLA BERABER YURT DIŞI CİROMUZU DA DÖVİZ BAZINDA İKİYE KATLADIK. TÜRK İLAÇ SEKTÖRÜNDE İHRACATIN İTHALATI KARŞILAMA ORANI %39 İKEN, DROGSAN İLAÇLARI OLARAK İHRACATIMIZ İLE TÜM İTHALATIMIZIN %52’SİNİ KARŞILAYABİLEN BİR KONUMDA OLMANIN HAKLI GURURUNU YAŞIYOR, ÖNÜMÜZDEKİ YILLARDA İHRAÇ FAZLASI VEREN BİR FİRMA OLABİLMEK İÇİN DE TÜM GÜCÜMÜZLE ÇALIŞIYORUZ.
Drogsan ve sektör için 2025 yılı mesajlarınız nelerdir? Drogsan açısından başarılı bir yılı daha geride bıraktık ve şirketimizin ellinci kuruluş yıl dönümü olan 2025 yılına girdik. Bir yandan bu mutluluğumuzu kutlarken diğer yandan bu yılı da başarıyla tamamlamak için çalışmalarımıza başladık. 2025’te de insan kaynağı, kurumsal ve bilimsel gelişim bizim için en önemli başarı anahtarları olmaya devam edecek.
Sektörümüze baktığımızda, toplum sağlığına katkı sunmak için çalışan Türk ilaç endüstrisi maalesef uzun zamandır zorlu koşullar ve mevzuatlardaki açmazların getirdiği sorunlarla mücadele ediyor. Bu sıkıntıların bir sonucu olarak 2024 yılında Türk ilaç pazarında COVID-19 sonrasında ilk defa bir daralmaya ve pazarın kutu bazında %5 küçülmesine tanık olduk.
Ar-Ge’ye ve kaliteye sürekli yatırım yapan, yüksek üretim teknolojisi ve nitelikli iş gücüne sahip, uluslararası standartlarda güçlü bir ilaç endüstrimiz olmasına rağmen, ülke ekonomisinde ve sektörde yaşadığımız sorunlarla üretim maliyetlerinde yaşanan hızlı artış ne yazık ki endüstrimiz için tehdit oluşturuyor. Küresel bir üretim ve ihracat üssü olma hedefi bulunan ilaç endüstrimizin kendini geleceğe taşıyacak ekonomik gerçekliklerle örtüşen politikalara, uzun vadeli çözümlere ve istikrarlı düzenlemelere ihtiyacı vardır.
Drogsan İlaçları olarak, İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) üyesiyiz. Bu bağlamda yürütülen faaliyetleri destekliyor, cumhuriyetimizin yeni yüzyılında Türkiye ilaç endüstrisinin hak ettiği değerlere erişerek geleceğe daha güvenle bakabilmesini arzu ediyoruz. Yeni yılda, tüm paydaşlarımızla beraber daha da büyüyerek Türk ilaç sektörünü küresel alanda daha rekabetçi bir konuma taşıyacağımıza olan inancımız tamdır. 2025 yılının başta ülkemiz ve dünya olmak üzere tüm insanlık için sağlık, barış, huzur ve başarı dolu geçmesini temenni ederim.
Bu vesile ile 50. yılındaki Drogsan için paylaşmak istediğiniz mesajlar nelerdir? Kurucumuz Eczacı Nevzat Karpuzcu’nun çok kıymetli bir sözüne burada değinmek isterim: “Bizim için sağlığa saygı, her kurumsal faaliyetten önce gelir.” Bugün 50. yılımızı karşılamanın gururunu yaşıyorsak en önemli kaynağı saygı kültürünü her alanda işimize başarıyla işlemiş olmamızdır. İdealist bir eczacının hayalleri ile başlayan bu 50 yıllık başarı hikayesi, yol arkadaşlarımız olan değerli çalışanlarımız sayesinde cesaret ve tutkuyla yazılmaya devam ediyor. Dünyanın dört bir yanında insan sağlığına hizmet eden şirketimiz, yarım asırda birçok yeniliğe ve başarıya imza attı. Bugün yalnızca geçmişe dönüp başarılarımızı kutlamıyor, aynı zamanda yenilenen yüzümüzle gelecek vizyonumuzu da paylaşıyoruz.
Yarım asırı geride bırakan ve yüzünü geleceğe dönen bir firma olarak Drogsan İlaçları’nda yarının gerekliliklerini karşılayacak bir kabuk değişimi gerçekleştirdik. Bu değişimle kurumsal kimliğimizi ve 50 yıl boyunca bize eşlik eden logomuzu gelişen ve yenilenen Drogsan’ın değişmez “Sağlığa Saygı” ilkesini daha iyi yansıtacak şekilde yeniledik. Modern ve minimalist çizgileriyle yeni logomuzun, insan sağlığını, değer zincirini, sürdürülebilirliği, ilerleme ve yükselmeyi anlatarak bugünkü kurum kimliğimizi daha güçlü bir şekilde ifade edeceğine inanıyoruz.
İkinci 50 yılımızın başladığı bu yenilenme ve değişim döneminde, kurumsal sürdürülebilirlik hedeflerimizi gerçekleştirmeyi bir sorumluluk olarak görüyoruz. Toplumsal faydayı işimizin merkezine koyarak yürüttüğümüz çalışmalarla çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim performansımızı sürekli geliştiriyoruz. Ellinci yılımız olan 2025 yılında birinci kurumsal sürdürülebilirlik raporumuzu kamuoyuyla paylaşmaya, verimliliğimizi artırmaya, karbon ve su ayak izimizi azaltacak önlemleri almaya hazırlanıyoruz.
Türkiye ekonomisine katma değer yaratan, istihdam sağlayan ve toplum sağlığına değer katan bir şirket olarak yenilikçi ve sürdürülebilir bir gelecek için emin adımlarla ilerliyor, sektörümüzün içinde bulunduğu tüm zorlu koşullara rağmen çıtamızı hep yükselterek bilimsel ve teknolojik gelişmeler odağında yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Drogsan markasının potansiyeline ve insan kaynağımızın gücüne olan inancımız tam. Bilimin ışığında kurumsallıktan taviz vermeden bu yolda kararlılıkla ilerlemeye devam edeceğiz. Yatırım, istihdam, Ar-Ge, insan kaynağı ve sürdürülebilirlik her zaman önceliklerimiz arasında olacak.
1975 yılından bugüne Drogsan’ın kuruluşunda ve gelişiminde emeği geçen, katkılarıyla iz bırakan tüm çalışma arkadaşlarımıza en derin minnet duygularımı ifade etmek istiyorum. Aramızda olmayan ve ebediyete uğurladığımız herkesi saygı ve rahmetle anıyorum. Onların mirası başarılarla dolu 50 yıllık tarihimizin en değerli parçasıdır. Güçlü bir ekip olan Drogsan Ailesiyle ve tüm paydaşlarımızla birlikte çok daha büyük başarılara imza atacağımıza inancım sonsuz. ⭐️
Yorum yaz
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.