ÖNE ÇIKAN HABERLERSAĞLIK BAKANLIĞISTKTOPLUM SAĞLIĞIUZMANLIK DERNEKLERİ

Uzmanlık dışı hekimlere, estetik işlemler yapma yetkisi verilmesi

Türk Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği ev sahipliğinde, 10 Ocak Cuma günü Point Hotel Barbaros’ta gerçekleşen basın toplantısında “Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” kapsamında yapılan düzenlemelere dair görüş ve öneriler paylaşıldı.  
Türk Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği: “Uzmanlık dışı hekimlere, estetik işlemler yapma yetkisi verilmesi, mesleğimiz ve halk sağlığı açısından ciddi riskler taşıyor.”

Türk Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği ev sahipliğinde, 10 Ocak Cuma günü Point Hotel Barbaros’ta gerçekleşen basın toplantısında “Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” kapsamında yapılan düzenlemelere dair görüş ve öneriler paylaşıldı.  

Türk Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Şükrü Yazar, Resmi Gazete’de 07 Ocak 2025 tarih ve 32775 sayı ile yayımlanarak yürürlüğe giren “Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” hakkında bilgi vererek başladığı konuşmasında ilgili yönetmelikle yapılan düzenlemelerin, mesleki ve halk sağlığı açısından ciddi riskler taşıdığına ve plastik, rekonstrüktif ve estetik cerrahi uzmanları arasında ciddi endişe yarattığına dikkat çekti.

Prof. Dr. Şükrü Yazar, düzenlemeyle birlikte, daha önce yalnızca plastik, rekonstrüktif ve estetik cerrahi uzmanları, dermatoloji uzmanları ve Bakanlıkça onaylı medikal estetik sertifikası (*) bulunan hekimler tarafından yapılması gereken estetik işlemlerin, artık “eğitim müfredatları ve sertifika ile edinilmiş yetkinlikleri kapsamında diğer hekimler tarafından” da yapılabilmesine olanak tanındığını belirtti.

Plastik cerrahi, rekonstrüktif cerrahi, estetik cerrahi gibi branş isimlerinin ve “Bakanlık onaylı” ifadesinin yönetmelikten çıkarılmasının mesleki sınırların belirsizleşmesine ve hasta güvenliğinin tehlikeye atılmasına yol açacağına vurgu yapan Prof. Dr. Şükrü Yazar, “Sağlık Bakanlığı’nı, bu tür değişikliklerde ilgili uzmanlık dernekleriyle istişare etmeye, bilimsel ve etik değerleri önceleyen düzenlemeler yapmaya ve etkin denetim mekanizmalarını hayata geçirmeye davet ediyoruz.” dedi.

Olası riskler ve endişeler dile getirildi

Türk Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği Yönetim Kurulu üyelerinin de hazır bulunduğu toplantıda hasta güvenliği, halk sağlığı, sağlık turizmi ve tıp eğitimi açısından düzenlemenin yaratabileceği riskler şu şekilde sıralandı:

Halk Sağlığı:

Yetkin olmayan ellerde yapılan estetik işlemler, doğrudan hasta güvenliğini tehlikeye atmaktadır. Estetik uygulamalar, yalnızca uzmanlık eğitimi almış, deneyimli ve gerekli tıbbi bilgiye sahip hekimler tarafından gerçekleştirildiğinde güvenli bir şekilde yapılabilir. Bu işlemlerin, uzmanlık alanı dışında ve yetersiz eğitim almış kişilerce uygulanması, enfeksiyonlardan ciddi doku hasarlarına, estetik deformitelere ve hatta hayati tehlikeye varan komplikasyonlara yol açabilir. Ayrıca, bu tür uygulamalardan kaynaklanan hataların giderilmesi genellikle çok daha karmaşık cerrahi müdahaleler gerektirir, bu da hem hastanın sağlık durumunu hem de sağlık sisteminin üzerindeki yükü olumsuz etkiler.

Bakanlık, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada bu yönetmelik değişikliği ile estetik uygulamaların tüm hekimler tarafından yapılamayacağını ve yalnızca müfredatında bu uygulamalar bulunan ya da Bakanlıkça onaylanmış sertifika programlarıyla yetkinlik kazanmış hekimlerin bu işlemleri gerçekleştirebileceğini belirtmiştir. Ancak bu açıklama, yönetmelik metninin yarattığı belirsizlikleri ortadan kaldırmamaktadır. Müfredatların kapsamının hangi standartlarla belirleneceği ve sertifika programlarının içerik ve denetim süreçlerinin nasıl işleyeceği konularında somut bir çerçeve çizilmemiştir. Kaldı ki birkaç haftalık sertifikasyon eğitimlerinin 5 yıllık uzmanlık eğitiminin yerini tutamayacağı da aşikardır.

Sağlık Hizmetleri Dengesi:

Estetik işlemlerin cazip hale gelmesi, özellikle maddi açıdan daha avantajlı bir alan olarak görülmesi nedeniyle hekimlerin bu alana yönelmesine sebep olacaktır. Bu durum, sağlık sisteminin dengelerini ciddi şekilde bozma riski taşımaktadır. Birçok branşta kamunun hizmetine yönelik hekim ihtiyacı zaten üst seviyelerdeyken, daha fazla hekimin estetik işlemler gibi ticari açıdan cazip alanlara kayması, diğer branşlarda hasta ihtiyaçlarının karşılanamamasına neden olacaktır. Bugün devlet hastanelerinde plastik cerrahi, dermatoloji uzmanı bulmakta güçlük çekilirken yarın iç hastalıkları, beyin cerrahisi, kadın doğum uzmanı da bulunamaz duruma gelinecektir. Sağlık Bakanlığının sosyal medya hesabında yapılan açıklamada sınırlı sayıda hekimle hizmet verilen estetik alanında, diğer hekimlerin de yetkinlikleri doğrultusunda işlem yapabilmesine imkân verilerek arz-talep dengesizliğinin giderilmesinin hedeflendiği iddia edilmiştir. Sağlık alanında karşılanamayan en önemli talebin estetik işlemler olduğuna ne şekilde kanaat getirilmiş olduğu anlaşılamamaktadır.

Elbette ki, hekimlerin temel sağlık hizmetleri yerine ticari getirisi yüksek alanlara yönelmesi, kamusal sağlık hizmetlerinin kalitesini ve erişilebilirliğini ciddi şekilde zayıflatacaktır. Sağlık hizmetleri dengesi korunamazsa, toplum genelinde sağlık eşitsizlikleri artacak ve sağlık sisteminin sürdürülebilirliği tehlikeye girecektir.

Tıp ve Asistan Eğitimi:

Eğitim ve araştırma hastaneleri ile üniversite hastanelerinde görev yapan deneyimli eğitici hekimlerin, estetik işlemlerin sunduğu cazip koşullar nedeniyle bu alana yönelmesi, tıp eğitimi ve asistan eğitimi açısından geri dönülmesi zor sorunlar yaratacaktır. Bu durum, eğitici kadrolarda önemli boşluklar oluşmasına ve asistan doktorların eğitim sürecinde yetersiz kalmasına neden olacaktır.

Tıp eğitimi, yalnızca bilgi aktarımı değil, aynı zamanda mentorluk ve deneyim paylaşımına dayanır. Eğitici hekimlerin alanlarını terk etmesi, bu kritik süreçlerin aksamasına ve öğrenci-asistan hekimlerin yeterli donanımı elde edememesine yol açacaktır. Uzun vadede, bu durum sağlık sisteminin temel taşlarını zayıflatacak; toplumun nitelikli sağlık hizmetlerine erişimini kısıtlayacaktır. Eğitim eksikliklerinin yol açacağı domino etkisinin, sağlık sisteminin sürdürülebilirliği üzerinde derin yaralar açması kaçınılmazdır.

Denetim Eksiklikleri:

Hâlihazırda estetik işlemler yalnızca plastik cerrahlar ve dermatologlar tarafından yapılması gerekirken bile, yetkisiz kişilerin merdiven altı uygulamaları kontrol altına alınamamakta, bu durum ciddi komplikasyonlara ve halk sağlığını tehdit eden sonuçlara yol açmaktadır. Mevcut denetim mekanizmalarının yetersiz olduğu bu ortamda, yetkili hekimlerin kapsamını genişletmek, denetim süreçlerini daha da zorlaştıracak ve bu tür uygulamaların kontrolünü neredeyse imkânsız hale getirecektir.

Merdiven altı, yetkisiz işlem uygulamalarının önüne geçmenin yolu, yetkileri genişleterek riskli bir alan yaratmak değil; denetim süreçlerini iyileştirmek, sıkılaştırmak ve bu uygulamalara yönelik caydırıcı yaptırımları hayata geçirmektir.

Ülkemizin Prestij Kaybı:

Türkiye, sağlık turizmi alanında dünya çapında bir marka haline gelmiş ve özellikle estetik cerrahi alanında uluslararası alanda güvenilirliği ile tanınmıştır. Ancak, estetik işlemlerde yetkinlik kriterlerinin gevşetilmesi, bu itibarın ciddi şekilde zedelenmesine yol açacaktır. Yetersiz eğitim almış kişilerin bu işlemleri gerçekleştirmesi sonucu artacak komplikasyonlar, yalnızca bireysel hasta mağduriyetlerine neden olmakla kalmayacak, aynı zamanda uluslararası düzeyde ülkemizin sağlık sektörüne olan güveni sarsacaktır.

Sağlık turizminde sürdürülebilir başarı, yalnızca yüksek kaliteli, güvenilir ve standartlara uygun hizmet sunumu ile mümkündür. Bu tür düzenlemeler, uluslararası hastaların gözünde Türkiye’nin imajını zayıflatma riski taşımaktadır. Ülkemizin marka değerini ve uluslararası güvenilirliğini korumak adına, sağlık turizmi alanındaki uygulamaların yüksek standartlarda tutulması ve yalnızca bu alanda uzmanlaşmış kişiler tarafından gerçekleştirilmesi kritik öneme sahiptir.

Sağlık Bakanlığı’na Çağrı

Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği’nin konuya ilişkin görüş ve çözüm önerilerinin de aktarıldığı toplantının sonunda, hasta güvenliğini tehlikeye atan, sağlık sisteminde dengesizlikler yaratan ve sağlık turizmi açısından ülkemize zarar verme potansiyeli taşıyan ilgili düzenlemenin acilen yeniden değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı.

Türk Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği, bu tür düzenlemelerin planlanması ve güncellenmesi süreçlerinde her zaman Sağlık Bakanlığı ile iş birliğine açık olduklarına dikkat çekerek, alanında uzmanlaşmış hekimlerin ve meslek örgütlerinin görüşleri alınmadan yapılan düzenlemelerin, yalnızca halk sağlığını değil, aynı zamanda mesleki standartları ve ülkemizin sağlık sistemine olan güveni de olumsuz etkileyebileceğini belirtti.

Sağlık Bakanlığı ile birlikte hareket ederek halk sağlığını koruma ve mesleki standartları güçlendirmenin daha çok mümkün olduğuna ve daha etkin iş birliği ve ortak hedeflerle, bu süreçten hep paydaşın kazançlı çıkması hedefleniyor.

Kararın Gerekçesi Nedir?

Başkan Prof. Dr. Şükrü Yazar, Sağlık Bakanlığı’nı bu tür değişikliklerde ilgili uzmanlık dernekleriyle istişare etmeye, bilimsel ve etik değerleri önceleyen düzenlemeler yapmaya ve etkin denetim mekanizmalarını hayata geçirmeye davet ederek şunları söyledi: “Bu yönetmelik değişikliğiyle uzmanlık dışı hekimlere, estetik işlemler yapma yetkisi verilmesinin gerekçesini anlamakta güçlük çekiyoruz. Uzmanlık dışı hekimlere yetki verilmesi, genellikle olağanüstü durumlarda, örneğin bir salgın veya savaş sırasında acil ihtiyaçları karşılamak üzere alınan geçici bir önlemdir. Şu anda girişimsel estetik işlemler alanında nasıl bir acil ihtiyaç veya yetersizlik olduğu düşünülmüştür ki böyle bir düzenleme yapılmıştır? Sağlık sistemini, hasta güvenliğini ve mesleki standartları tehdit eden bu kararın gerekçesi şeffaf bir şekilde açıklanmalıdır. Türk Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Derneği olarak, halk sağlığını koruma, mesleğimizin sınırlarını savunma ve etik değerleri güçlendirme yönündeki kararlılığımızı bir kez daha vurgulamak isteriz.”

* Bu sertifika programları 2008 tarihinden itibaren sertifika veya buna benzer yetki belgesine dayanılarak unvanlarda “estetik” veya benzer anlama gelecek hiçbir ibare kullanılamayacağı, bu tip işlemlerin de sadece ilgili alandaki doktor ve uzman doktorlar tarafından tıbbi işlem olarak yapılabileceği gerekçesiyle sonlandırılmıştır.)

https://dernek.plastikcerrahi.org.tr/menu/6/dernek-yonetim-kurulu 

Başkan: Prof. Dr. Şükrü YAZAR
Başkan Yardımcısı: Prof. Dr. Zekeriya TOSUN
Genel Sekreter: Doç. Dr. Anıl DEMİRÖZ
Sayman: Prof. Dr. Şakir ÜNAL
Bilimsel İşler Sorumlusu: Prof. Dr. Ahmet DEMİR
İnternet ve Bülten/e-Dergi Sorumlusu: Prof. Dr. Sinan ÖKSÜZ
TTB-Tarihçe ve Üyelik Sorumlusu: Opr. Dr. Çetin DUYGU

Yorum yaz