Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Yenidoğan Bilim Dalı’ndan Prof. Dr. İbrahim Murat Hirfanoğlu Fikir Liderleri okurları için anlattı: Anne sütü mucizesi!..
Kritik gelişimsel dönem olarak adlandırdığımız ilk 1.000 gün bebeğin fiziksel gelişimi, beyin gelişimi, mikrobiyota gelişimi ve bağışıklık sisteminin gelişimi için oldukça önemlidir. Bu dönemde bebeğin beslenme ihtiyaçlarının en doğru şekilde karşılanabilmesi yaşamın ilerleyen dönemlerinde meydana gelecek çeşitli kronik hastalıkların riskini en aza indirebilmektedir. Dünyadaki tüm küresel ve yerel sağlık otoriteleri, erken bebeklik döneminde doğru beslenme için en az 6 ay yalnızca anne sütü ile beslenmeyi mümkünse 2 yaşa kadar da ek gıdayla birlikte devam edilmesini öneriyor.
Peki anne sütünü bu kadar eşsiz ve mucizevi kılan şey nedir?
Mucizevi İçerik İçin Mükemmel Bir Denge
Anne sütünün, bebeklerin ihtiyaç duyduğu tüm makro ve mikro besin öğelerini içermesi, onu doğal bir mucize haline getirir. Eşsiz içeriğe sahip anne sütü basit anlamda vitaminler ve minerallerin ötesinde, anne sütüne özel yağ asitleri, proteinler ve biyotiklerle dolu olan mucizevi bir sıvıdır ve sadece bir besin kaynağı değil, aynı zamanda bir bağışıklık ve sağlık kalkanıdır.
Zengin Protein Yapısı
Anne sütünün protein yapısı, 400’ün üzerinde farklı proteinden oluşur. Bu proteinler, bebeğin bağışıklık sistemini desteklerken aynı zamanda büyüme ve gelişimini de teşvik eder. Whey ve kazein proteinlerinin oranı, genellikle olgun sütte %60 whey ve %40 kazein şeklindedir. Bu oran, bebeğin ihtiyaçlarına göre optimum bir sindirim ve emilim sağlar.
Yağ Asidi Profili
Anne sütü içeriğindeki uzun zincirli yağ asitleri, beyin ve retina gelişimini destekleyerek, bilişsel fonksiyonların ve görme yetisinin güçlenmesine yardımcı olur. Ayrıca, doymamış yağ asitleri ve lipaz enzimleri sayesinde sindirim süreci de oldukça kolay ve hızlıdır. Bu, bebeğin ihtiyaç duyduğu besin maddelerini etkin bir şekilde almasına olanak tanır.
Bağışıklık Destekleyici Bileşenler
Anne sütünün içeriğinde bulunan α-laktalbumin, laktoferrin, sIgA, albümin ve lizozim gibi bileşenler, bebeğin bağışıklık sistemini güçlendirir. Özellikle laktoferrin, hem demir bağlayıcı özelliğiyle besin emilimini artırır hem de antibakteriyel özellikleri sayesinde enfeksiyonlarla savaşır.
Biyotikler
Anne sütü, bebeğin mikrobiyota gelişiminde kritik bir rol oynar. Sezaryen doğum ile doğan bebeklerin, genellikle daha az çeşitliliğe sahip bağırsak mikrobiyotası ile karşılaştığı gözlemlenmiştir. Bu durum, bağırsak florasının gelişimini 3-5 yaşına kadar etkileyebilir. Ancak anne sütündeki prebiyotik ve probiyotik (sinbiyotik) bileşenler, sezaryen doğum sonrası bozulan bağırsak florasını onarmaya yardımcı olur. Son yıllarda yapılan araştırmalar, sinbiyotik içeren formül sütlerin de bu etkiyi destekleyerek, sezaryenle doğan bebeklerin bağırsak sağlığını iyileştirdiğini göstermiştir. Vajinal doğum ile doğan bebeklerde anne sütü yetersizliği ile karşılaşıldığında ise prebiyotik ve postbiyotik bileşenler ile bağırsak sağlığının desteklendiği gösterilmiştir.
Tüm bunların yanında anne sütü içerdiği büyüme faktörleri ve immünolojik elemanlarla da bebeğin gelişiminde mucizevi bir içerik sunar. Emzirme; anne ile bebek arasında fiziksel, hormonal, immünolojik ve psikolojik etkileşim sağlayan, iki yönlü, çok özgün, dinamik bir paylaşımdır. Emzirme mümkün olmadığında ya da yeterli olmadığında, formül sütler, anne sütüne en yakın içeriği sağlamak için sürekli yeniliklerle güncellenmektedir. ⭐️
Yorum yaz
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.