ANNE BEBEK SAĞLIĞIÇOCUK SAĞLIĞIFARKINDALIKFİKİR LİDERLERİ DERGİSİNADİR HASTALIKLARÖNE ÇIKAN HABERLERSAĞLIKSOSYAL SORUMLULUKTOPLUM SAĞLIĞI

Prof. Dr. Emel Cabı Ünal: “Tedavide başarı, ömür boyu takip gerektirir!..”

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD, Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Bilim Dalı, Çocuk Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Emel Cabı Ünal; Fikir Liderleri Dergisi okurları için yazdı: "Tedavide başarı, ömür boyu takip gerektirir!.."
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları AD, Çocuk Hematoloji ve Onkoloji Bilim Dalı, Çocuk Onkoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Emel Cabı Ünal; Fikir Liderleri Dergisi okurları için yazdı: “Tedavide başarı, ömür boyu takip gerektirir!..”

Türkiye’de çocukluk kanserleri görülme sıklığının yüksek gelir düzeyindeki batı ülkeleriyle benzer oranlarda olduğunu bilmemiz gerekli. Çocukluk çağı kanserleri tüm kanser vakalarının yüzde 1,3’ünü ve tüm kanser ölümlerinin yaklaşık yüzde 1’ini oluşturmaktadır. Milyonda olmak üzere ABD’de 137,9, Norveç’te 143,2, İsveç’te 149,4, İngiltere’de 118,2 ve Türkiye’de 131,3’tür. Ülkemizde her yıl yaklaşık 3000, dünyada ise 175 bin sayısına yakın çocuk, kanser tanısı almaktadır.

Çocukluk çağı kanserinin ortaya çıkmasının nedenleri nedir, riski neler artırır? Annenin hamilelik sürecindeki beslenmesi, sigara kullanımı ve benzeri riski artırır mı? Sorularına yanıt olarak, başta kanser olmak üzere tüm hastalıklar açısından genetik şifremiz birinci belirleyici faktördür. Genlerden sonra da çevresel faktörler, hava kirliliği, tütün ürünleri, sigara dumanı ve sigaradan yayılan radyasyon geliyor. Bazı enfeksiyon ajanları kanser gelişme riskini artırmaktadır. Örneğin hepatit B veya C virüsü karaciğer kanseri, insan papilloma virüsü rahim ağzı-serviks kanseri, baş-boyun kanseri, helikobakter pilori mide kanseri riskini artırır. Bağışıklık sistemimiz doğuştan zayıf olduğunda veya bağışıklık sistemimizi zayıflatan durumlarda EBV gibi virüsler enfeksiyon oluşturur. Ülkemizde çocuklarda EBV ilişkili lenfoproliferatif hastalık sık görmekteyiz, EBV kanser ve özellikle lenfoma gelişimini kolaylaştırıcı bir faktördür. Çocukluk çağı kanserlerine ilişkin bir tarama programı yok ancak yine de erken teşhisle tedavi başarı oranları yüksektir.

Bugün ülkemizde çok sayıdaki çocuk onkoloji merkezinde çocukluk çağı kanserlerine tanı konulabilmekte ve bu hastalar uluslararası standartlarda tedavi edilebilmektedir. Çocuklarda her iki cinsiyette de sırasıyla lösemiler, lenfomalar, merkezi sinir sistemi tümörleri görülmektedir. Yıllar içinde çok disiplinli tedavi yaklaşımlarının bileşenlerini oluşturan kemoterapi, radyoterapi ve cerrahideki gelişmelerle birlikte Türkiye’de de çocukluk çağı kanserlerindeki yaşam oranlarının arttığını memnuniyetle görmekteyiz. Günümüzde ülkemizde pediatrik kök hücre ve kemik iliği nakil merkezlerinde aktif olarak kemik iliği veya periferik kök hücre nakli yapılabiliyor ve bazı dirençli veya nükseden kanser türlerinde olgularda bu tedavi seçeneklerini kullanıyoruz. Bugün artık tedavilerde standart programların yanı sıra bazı akıllı moleküllerin, hedefe yönelik tedavilerin, immünoterapi ajanlarının da devreye girmesiyle iyileşme oranlarının arttığını görmekteyiz ve bu vesileyle kişiselleştirilmiş tıp kavramını anlamaya ve uygulamaya çalışmaktayız.

Kişiselleştirilmiş Tıp Kavramı

Kişiselleştirilmiş tıp kavramı; doğru kanser hastasına, doğru zamanda doğru tedavi ve bakımı sağlayan ve sonuçlarda ölçülebilir iyileşmeler ve sağlık bakımı maliyetlerinde azalma ile sonuçlanan, kanıta dayalı, kişiselleştirilmiş doğru tedavi için uygun dozda ve uygun ilacı ifade eder. Bu nedenle biyobelirteçler ve moleküler bireyselleştirilmiş tıp, geleneksel “Herkese uyan tek tıbbın” yerini almaktadır. Önümüzdeki 10 yıl içinde kanser tedavisi reaktif olmaktan proaktif bir disipline geçecektir. Kişiselleştirilmiş onkolojinin özü, moleküler biyobelirteçlerin kullanımında yatmaktadır.

4P kavramı içselleştirilmelidir. İnsanların DNA’ları aynı ama genetik şifreleri farklı olduğu için bu farklılık kanser tıbbına tanıdan sağkalıma kadar değişik aşamalarda yansır:

Prediktif: Öngörücü.
Preventif: Koruyucu.
Personalized: Kişiselleştirilmiş.
Participatory: Katılımcı.

Kişiselleştirilmiş tıp, her bir bireyin anne karnından ileri erişkin yaşlara kadar olan değişik hastalıklarının önlenmesi, erken ve doğru tanısı, takibi ve tedavisine yönelik birçok farklı olanak sunması açısından bir devrim niteliği taşır. Dönüm noktası niteliğindeki bu tedaviler, klinik ortamda umut verici sonuçlar göstermekte ve seyrek görülen, nadir kanser türleriyle mücadele eden kişiler için tedavinin kapısını aralamaktadır. Spesifik genomik test platformları sayesinde doktorlar ve araştırmacılar, hangi spesifik kanser hastası için hangi tedavi stratejilerinin etkili olabileceğini daha doğru bir şekilde öngörebilmektedir. Bu sayede, yan etkileri sınırlı olan tedaviler sağlanmaktadır. Doğrulanmış genomik testlerin (Moleküler temelli biyobelirteçler, eşlik eden tanısal araçlar) daha düzenli bir şekilde uygulanması, daha fazla hastanın daha etkin tedavilerden yarar sağlamasına yardımcı olabilir.

Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu – TİTCK’nın Ekonomik Değerlendirme ve İlaç Tedarik Birimi, çocuk hastalarda ruhsatsız ilaçların tedavide kullanımında büyük destek vermektedir, bu daire 2011 yılında kuruluşundan itibaren bireysel tedavi komisyonlarıyla 0-18 yaş grubu kanser hastalarının hedefe yönelik tedavi programlarını hızla onaylıyor ve 3 aylık geri bildirimlerle çocuk hastaların klinik yanıt durumunu denetliyor. Bu arada ilaca erken erişim kapsamında global firmaların tedavi ajanlarının, endikasyonu olan tanı gruplarında ücretsiz temini yönünde komisyon onayları ile ilaca erişimi sağlıyor.

2002 yılından itibaren Türk Pediatrik Onkoloji Grubu Derneği – TPOG ve Türk Pediatrik Hematoloji Derneği TPHD tarafından kanser kayıtlarının düzgün ve sistematik olarak tutulmaya başlanması sonucu elde edilen ulusal verilerin analizleriyle, tüm çocukluk çağı kanserlerinde 5 yıllık yaşam oranı yüzde 70 civarındadır. Bu sonuç, gelişmiş ülkelerde de yüzde 85’tir. Hedef, yüzde 80-90’ları yakalayabilmektir.

Tedavi başarısının yüksekliği ve kanserden iyileşmiş çocukların önlerinde beklenen yaşam süresinin uzunluğu, erken ve etkin tedaviyi, en iyi hizmete erişimi, yaşam kalitesini, geç yan etkilerin izlenmesini, psikososyal yaklaşımı daha da önemli hale getirdiğinin altını çizmeliyiz. ⭐️

Yorum yaz