BİLİMEĞİTİMETKİNLİKFARKINDALIKİLAÇ ENDÜSTRİSİMESLEKİ GELİŞİMÖNE ÇIKAN HABERLER

Menarini Türkiye, ürtiker çalışmalarıyla dünyaca ünlü iki hekimi dermatoloji uzmanlarıyla buluşturdu

Menarini Türkiye, Prof. Dr. Marcus Maurer ve Prof. Dr. Emek Kocatürk Göncü'nün katılımıyla “Ürtiker Yönetiminin İncileri & Antihistaminik Kullanımının Optimizasyonu” konularında ışık tutacak bilgilerin paylaşıldığı önemli bir organizasyona imza attı. Ürtiker alanında değerli çalışmaları olan dünyaca ünlü konuşmacılar, dermatoloji uzmanlarına deneyimlerini aktardılar. Toplantı aynı zamanda dermatoloji hekimlerine hibrit / canlı yayın olarak sunuldu. 
Menarini Türkiye, Prof. Dr. Marcus Maurer ve Prof. Dr. Emek Kocatürk Göncü’nün katılımıyla “Ürtiker Yönetiminin İncileri & Antihistaminik Kullanımının Optimizasyonu” konularında ışık tutacak bilgilerin paylaşıldığı önemli bir organizasyona imza attı. Ürtiker alanında değerli çalışmaları olan dünyaca ünlü konuşmacılar, dermatoloji uzmanlarına deneyimlerini aktardılar. Toplantı aynı zamanda dermatoloji hekimlerine hibrit / canlı yayın olarak sunuldu. 

Dermatoloji ve Alerji Profesörü & Alergoloji Enstitüsü Yönetici Direktörü, Charité – Universitätsmedizin Berlin’den Prof. Dr. Marcus Maurer, “Pearls of Urticaria Management – Ürtiker Yönetiminin İncileri” başlıklı oturumunda şu bilgileri paylaştı:

Her 10 hastadan yedisi kadın

“Kronik spontan ürtiker, ürtiker çeşitleri arasında en problemli olan ve en az 6 haftadır süregelen kabarcıkların, kaşıntıların ve anjiyo ödemin olduğu bir hastalıktır. Akut olarak başlar ama akut olan her ürtiker kronikleşmez. Tüm dünyada her 100 kişiden birinde kronik spontan ürtiker hastalığı var. Yetişkinlerde her 10 hastadan yedisinin kadın olduğunu görüyoruz. Kadın hastalarda daha ağır seyrettiğini görüyoruz. Kadınlarda daha sık görülmesinin nedenlerinden birinin hormonlar olduğunu düşünüyoruz. Mesela ergenlik öncesi ve menopoz sonrası dönemler karşılaştırıldığında kadın ve erkeklerde görülme sıklığı aynı iken hormonların aktif çalıştığı dönemde kadınlarda daha sık görülmektedir.”

Yapılması gereken, doğru dozda ilaçlarla hastalarımızı tedavi etmek

“Tedavide amacımız tam kontrole ulaşarak kabarıklıklar, kaşınma ve anjiyo ödemin tamamen ortadan kalkması olmalıdır. Tam olarak hastalığı kontrol altına almayı hedeflemeliyiz. Kronik ürtiker aslında çok yıkıcı bir hastalık. Hastalar bu hastalığa sahip olduklarında depresyon, panik, atak, anksiyete gibi birtakım komorbiditelere de sahip olabiliyor ve intihar düşünceleri insidansında artma bile olabiliyor. Bunlar hastalığın sebebi değil sonucudur aslında. Bizim hekimler olarak atacağımız en önemli adım hastalara öncelikle bu hastalıkla ilgili bilgi vermemiz ve tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu söylememizdir.”

Dr. Maurer, ayrıca uluslararası hasta verilerinin kaydedildiği CURE-Kayıt sisteminden, hasta ve hekimlerin ürtiker konusunda güncel bilgilerle eğitimini sağlayan UCARE 4U ve UCARE LevelUP programlarından, hastalarının hastalık aktivitesinin kolayca takip edilmesine ve doktor hasta ilişkisinin kuvvetlenmesine hizmet eden IOS ve Android işletim sistemlerinde de bulunabilen CRUSE-Control uygulamasından bahsetti.

Araştırmacı, Charité – Alergoloji Enstitüsü Universitätsmedizin Berlin & Koç Üniversitesi Hastanesi’nden Prof. Dr. Emek Kocatürk Göncü “Antihistaminik Kullanımının Optimizasyonu” isimli oturumunda katılımcılarla değerli bilgiler sundu:

Kendi proteinlerine karşı alerjisi olan hastalar var

“Kronik spontan ürtiker ekzojen alerjenlerle ilişkili bir hastalık olmamasına rağmen alerjilerde kullanılan ilaç tedavisi ürtiker hastalarında çok etkili oluyor. Bunu araştırdığımızda bu hastalardaki alerjinin dış faktörlere değil, hastaların kendi proteinlerine karşı olduğu gerçeği karşımıza çıktı, bu hastalarda 200’den fazla kendi proteinine karşı otoantikor olduğu gösterildi. Kendi proteine karşı gelişen bir immun yanıt olan bu oto-alerji denilen mekanizma, hastaların %90’ında ürtikerin sorumlu mekanizması. Dolayısıyla bu hastalarda Anti–immunoglobulin E yani biyolojik ilaç tedavisine çok iyi yanıt alabiliyoruz.”

Hastalar öncelikle aile hekimi veya acil tıp hekimlerine başvuruyorlar

“Hastalarımız için basamaklı bir yol haritası çizmek gerekiyor. Bunun için birinci basamak hekimlerinin ve acil tıp hekimlerinin daha çok bilgilendirilmesi önemli. Hastalar öncelikle ulaşabildikleri aile hekimine ya da acile başvuruyorlar. Buradaki hekimlerin bilgilendirilmesi, tedavinin belli bir basamağına kadar tedaviyi yönetebilecek bir donanıma sahip olmaları, ürtiker yönetiminde ülkemiz için büyük başarılar sağlayacaktır.”

Yorum yaz