The Integral Institute Danışmanlık, Kurucu & CEO’su, Best Seller, “Better Leaders, Better Teams” Yazarı Sami Bugay Fikir Liderleri Dergisi Aralık sayısında yazdı: “Narsisistik Kişiliklerden, Narsisistik Organizasyonlara Doğru Tehlikeli Bir Patika!..”
Narsisistik Organizasyonlar
Sami Bugay
The Integral Institute Danışmanlık, Kurucu & CEO’su
Best Seller, “Better Leaders, Better Teams” Yazarı
“Narsisistik kurumsal kültür, sıklıkla çalışanların refahı pahasına, başarı ve sonuçlara acımasız bir odaklanma ile karakterize edilir.”
Malezya’da gerçekleşen jüri başkanlığını da üstlendiğim “Marshall Goldsmith Kurumsal Koçluk Kültürü Mükemmellik Ödülü” töreni ve “Mega Guru Etkinliği”nden Türkiye’ye dönüşüm, kurumsal kültürlerin çeşitliliği ve zıtlıkları üzerine derin düşüncelere dalmama neden oldu. Tam bu sırada koçluk yaptığım bir üst düzey yöneticiyle olan son görüşmem, zorlayıcı bir kurumsal ortamda çalışmanın gerçeklerini tekrar gözlerimin önüne serdi. Tüm bu deneyimlerle zaten uzun zamandır kafamı meşgul eden, organizasyonlardaki farklı kültürler ve bunların sebep olduğu sonuçlara yakından bakmak istedim.
Günümüz kurumsal dünyasında, Gallup anketlerine göre Amerikan çalışanlarının yaklaşık %70’i işlerinden kopuk hissediyor. İş yerlerimizdeki kültürün önemi, Amerikan Psikoloji Derneği’nin stresli çalışma ortamlarının zihinsel ve fiziksel sağlık üzerindeki etkilerini vurgulamasıyla daha da artıyor ve bunlarla birlikte narsisistik organizasyon kavramı, en az bireysel kişilik bozuklukları kadar önemli hale geliyor.
“Narsisistik bir kültüre sahip organizasyonlarda genellikle daha yüksek çalışan devir hızları görülür. Liderlerin empati ve destek eksikliği ve stresli çalışma ortamı, çalışanları başka yerlerde fırsat aramaya iter.”
Narsisistik Bir Organizasyonun Acımasız Gerçekliği
12 saatlik çalışma günlerinin norm olduğu, üstlerden alınan geri bildirimlerin çoğunlukla başarısızlıklara odaklandığı ve başarının yalnızca rakamlarla ölçüldüğü bir şirketin parçası olmayı hayal edin. Kurumdaki liderleriniz ise kendileri haricinde hiçbir şeyden memnun değiller! Nasıl bir hayatınız olurdu sizce? Ve bütün bunların üzerine de yüksek oranda işten ayrılmaların olduğu ortamda kendi ekibinizi yönetmeye çalışıyorsunuz! Kolay gelsin.
Narsisistik Kurumsal Kültürün Zararlı Etkileri
Narsisistik kurumsal kültür, sıklıkla çalışanların refahı pahasına, başarı ve sonuçlara acımasız bir odaklanma ile karakterize edilir. Bu tür ortamlarda liderler, ekiplerinin büyümesi ve gelişimi yerine kendi başarılarını ve tanınmalarını önceliklendirirler. Bu yaklaşımın göstergelerinin başlıcalarını ortaya koyarsak sizde çevrenizdeki kültürü hızlı bir şekilde değerlendirebilirsiniz;
1. Çalışan Tükenmişliği ve Kopukluğu:
Sürekli talepler ve gerçekçi olmayan beklentilerle yönlendirilen bir kültürde, çalışanlar sık sık yüksek stres seviyeleri ve tükenmişlik yaşarlar. Sürekli performans gösterme baskısı, değersiz ve aşırı çalıştırılmış hisseden bir iş gücüne yol açabilir.
2. Yüksek Personel Devir Hızları:
Narsisistik bir kültüre sahip organizasyonlarda genellikle daha yüksek çalışan devir hızları görülür. Liderlerin empati ve destek eksikliği ve stresli çalışma ortamı, çalışanları başka yerlerde fırsat aramaya iter.
3. Yeniliğin Engellenmesi:
Narsisistik kültürler sıklıkla açık iletişimi ve geri bildirimi engeller, yeni fikirlerin karşılanmadığı veya değer verilmediği bir ortam yaratır. Bu, çalışanların düşüncelerini ve önerilerini paylaşmaktan çekinmelerine neden olabilir ve yenilik ve yaratıcılığı engelleyebilir.
4. Etik Sorunlar:
Her ne pahasına olursa olsun başarı peşinde koşmak bazen etik tavizlere yol açabilir. Böyle kültürlerdeki liderler, etik düşüncelerden ziyade sonuçları önceliklendirebilir, “Aşkta ve savaşta her şey mübahtır” yaklaşımı şüpheli iş uygulamalarına yol açabilir.
“Organizasyonlarda koçluk kültürünün yükselişi, umut verici bir alternatif sunar. Bu kültürler, diğerlerini koçluk yapma ve geliştirme, ekipleri etkileme ve liderlikte duygusal zekayı teşvik etme üzerine vurgu yapar.”
Organizasyonda Koçluk Kültürünün Yükselişi
Buna karşılık, organizasyonlarda koçluk kültürünün yükselişi, umut verici bir alternatif sunar. Bu kültürler, diğerlerini koçluk yapma ve geliştirme, ekipleri etkileme ve liderlikte duygusal zekayı teşvik etme üzerine vurgu yapar.
ICF ve HCI’ın dünyada 670 İnsan Kaynakları (HR), Öğrenme ve Geliştirme (L&D) ve Yetenek Yönetimi (TM) profesyonelleri, iç koç uygulayıcıları, yöneticiler ve farklı jenerasyondan bireysel katılımcılar üzerinde yapılan bir çalışmada, şu sonuçlara ulaşılıyor:
● İlk kez yöneticilik yapanlar için sahip olması gerekilen en önemli beceri ve yetkinlikler; koçluk yapma (%44), etkileme (%41) ve duygusal zeka sahibi olma (%35) olarak görünüyor.
● Organizasyonların %65’i, önümüzdeki beş yıl içinde yöneticilerin/liderlerin koçluk becerilerini kullanma kapsamını genişletmeyi hedefliyor.
● Güçlü koçluk kültürlerine sahip organizasyonlar, endüstri ortalamasına göre son zamanlarda daha yüksek gelir elde ediyorlar (%39’a kıyasla %46) ve daha yüksek çalışan bağlılığına sahipler (%53’e kıyasla %61).
● Koçluk alanların büyük bir çoğunluğu (%80), koçluk etkileşiminden olumlu etkilendiğini aktarıyor. İyileştirme olan alanlar arasında iş performansları, iletişim becerileri, üretkenlik, refah ve iş yönetimi stratejileri bulunuyor.
Koçluk Kültürünün Güçlendirici Etkisi
Öte yandan, bir organizasyonda koçluk kültürü, büyüme, öğrenme ve gelişimi teşvik eder. Bu yaklaşımın göstergelerinin başlıcalarını ortaya koyarsak siz de çevrenizdeki kültürü hızlı bir şekilde değerlendirebilirsiniz;
1. Artan Çalışan Bağlılığı ve Memnuniyeti:
Koçluk kültürleri, çalışanların gelişimini ve refahını önceliklendirir. Bu, bireylerin rollerinde desteklendiğini ve değerli hissettiği için daha yüksek bağlılık ve iş tatmini sağlar.
2. İyileştirilmiş Performans ve Üretkenlik:
Çalışanlar koçluk ve mentorluk aldığında, mevcut yetenek ve yetkinliklerini iyileştirirken yeni beceriler ve yetkinlikler de geliştirirler; bu da iyileştirilmiş performans ve üretkenliğe yol açar. Koçluk, bireylerin güçlü yönlerini tanımlamalarına ve bunları kullanmalarına yardımcı olur, bu da hem kişinin ait olduğu takım hem de organizasyon için daha iyi sonuçlar ortaya koymasını sağlar.
3. Sürekli Öğrenme Kültürünü Teşvik Etme:
Koçluk kültürü, sürekli öğrenme ve gelişimi teşvik eder. Çalışanlar, kişisel ve profesyonel olarak büyümeye motive olurlar; bu da organizasyon içinde ömür boyu öğrenme ve büyüme kültürüne yol açar.
4. Daha İyi İletişim ve Takım Dinamikleri:
Koçluk, açık iletişimi ve etkili takım dinamiklerini teşvik eder. Geri bildirim ve iş birlikçi problem çözmenin teşvik edilmesi ise daha güçlü ve daha uyumlu takımlara yol açar.
“Liderler ve organizasyonlar olarak, liderlik ve yönetim yaklaşımlarınızın ekipleriniz ve geniş organizasyonel çevre üzerindeki etkilerini dikkatlice değerlendirmeniz çok değerli.”
Ödül ve Kişisel İçgörülerim
Yolculuğumun bir öne çıkan noktası, AEON Vietnam’ın Marshall Goldsmith Koçluk Kültürü Mükemmellik Ödülü’nü kazanmasıydı. Hue Nguyen Thi Ngoc ve ekibinin liderliği altında bu başarı, sürdürülebilir büyüme ve rekabet avantajı sağlamada koçluğun gücüne bir övgüdür. Kuala Lumpur’daki “Mega Guru Etkinliği”nde, koçluk ve liderliğin dönüştürücü gücüne hayran kaldım. Bu etkinlik, koçlukta mükemmelliği kutlama ve olumlu liderliğin gücüne bir övgüydü.
Bu etkinlik sırasında, sevgili Marshall’dan iki kritik soru geldi: “Başarının tanımı nedir? Ve mutluluğun tanımı nedir?” Bunları önümdeki kağıda yazarken bakış açımda bunların nerelerde örtüştüğünü ve nerelerde ayrıştığını fark ettim ve biraz da aklım karıştı. Bu çalışmayı sizin de yapmanızı öneriyorum. Bakın bakalım sizin de herhangi bir kafa karışıklığınız var mı? Kafanızda, bunlar bağlantılı mı, değil mi?
Narsisistik Liderlik Üzerine Düşünceler
Michael Maccoby’nin “Narsisistik Liderler: İnanılmaz Avantajlar, Kaçınılmaz Dezavantajlar” adlı HBR yazısından da yola çıkarak, narsisistik liderliğin hem olumlu hem de olumsuz etkileri olduğu açıktır. Liderler, bir organizasyonun kültürünü şekillendirmede kilit rol oynarlar. Koçluk ilkelerini benimseyen liderler, daha kapsayıcı, destekleyici ve büyümeye yönelik kültürler yaratma eğilimindedir. Hazır yeri gelmişken bir kez daha hatırlamak için okumakta fayda var.
Sonuç
Malezya’da geçirdiğim zaman boyunca edindiğim deneyimler ve içgörüler, farklı kurumsal kültürlerin etkisini anlamanın kritik önemini pekiştirdi. Liderler ve organizasyonlar
olarak, liderlik ve yönetim yaklaşımlarınızın ekipleriniz ve geniş organizasyonel çevre üzerindeki etkilerini dikkatlice değerlendirmeniz çok değerli. Koçluk kültürünü benimsemek, sadece daha adanmış ve memnun bir iş gücüne yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda organizasyonun sürdürülebilir başarısına da katkıda bulunuyor. Bu yolculuk, iş yerinin iklimini şekillendirmede liderliğin rolü ve günümüzün dinamik iş dünyasında daha empatik ve kapsayıcı bir yaklaşıma olan ihtiyacı güçlü bir şekilde hatırlamama vesile oldu. ⭐️
Yorum yaz
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.