AstraZeneca Türkiye Onkoloji İş Birimi Direktörü Özge Nurata Osmanoğlu, ekibiyle birlikte; “Kanser” dosya konusu özelinde AstraZeneca Türkiye’nin kanser ve tedavi çözümleri konusunda gerçekleştirdiği süregelen, planlanan faaliyetlerini, çözüm ürettiği kanser hastalıklarını, Ar-Ge ve klinik araştırma datalarını, farkındalık çalışmalarını ve hedeflerine ilişkin değerlendirmelerini Fikir Liderleri Dergisi ile paylaştı.
AstraZeneca Türkiye
Onkoloji & Hematoloji
Pazarlama Ekibi
Özge Nurata Osmanoğlu
AstraZeneca Türkiye Onkoloji İş Birimi Direktörü
“Kanseri ve tüm zorluklarını anlayabilmek adına bilimsel gelişmeleri takip ederek yaşam değiştiren tedavileri keşfediyor, geliştiriyor ve sağlığın hizmetine sunuyoruz.”
TÜM DÜNYADA YAŞLANAN NÜFUSLA BİRLİKTE ÖZELLİKLE KRONİK HASTALIKLAR BAŞTA OLMAK ÜZERE ARTAN BİR HASTALIK YÜKÜ İLE KARŞI KARŞIYAYIZ. ASTRAZENECA’DA, BU YÜKÜ AZALTMAK, KÜRESEL SAĞLIK SORUNLARININ ÇÖZÜMÜNE KATKI SAĞLAMAK, YAŞAMA DEĞER KATAN İLAÇLARI HASTALARLA BULUŞTURMAK İÇİN BİLİMSEL KEŞİFLER ÜZERİNDE ÇALIŞIYOR VE AR-GE FAALİYETLERİ YÜRÜTÜYORUZ.
F. L: AstraZeneca’nın vizyonunun insan yaşamına olan katkısını değerlendirir misiniz?
ÖZGE NURATA OSMANOĞLU: AstraZeneca olarak araştırma, geliştirme, temel ilaçların ve uzmanlık ürünlerinin üretimi ve sağlığın hizmetine sunulması alanında faaliyet gösteren dünyanın önde gelen yenilikçi ve araştırmacı ilaç şirketlerinden biriyiz. Tüm dünyada yaşlanan nüfusla birlikte özellikle kronik hastalıklar başta olmak üzere artan bir hastalık yükü ile karşı karşıyayız. AstraZeneca’da, bu yükü azaltmak, küresel sağlık sorunlarının çözümüne katkı sağlamak, yaşama değer katan ilaçları hastalarla buluşturmak için bilimsel keşifler üzerinde çalışıyor ve Ar-Ge faaliyetleri yürütüyoruz. Dünyada yüz milyonlarca kişiyi tehdit eden kanser, solunum, immünoloji, kardiyovasküler, renal, metabolik ve nadir hastalık alanlarındaki ilaçları 130’dan fazla ülkede sağlığın hizmetine sunuyoruz.
Tüm faaliyetlerimizin ve ürünlerimizin çevresel etkisini proaktif olarak yönetiyoruz. “Sıfır Karbon Taahhüdümüz” doğrultusunda, küresel operasyonlarımızdan kaynaklanan sera gazı emisyonlarını (Kapsam 1 ve 2) 2026 yılına kadar yüzde 98 oranında azaltma yolunda ilerliyoruz. Tüm değer zincirimizde ayak izimizi 2030 yılına kadar yarıya indirmeyi ve 2045 yılına kadar yüzde 90 oranında azaltmayı hedefliyoruz. Çünkü sağlıklı bir gezegen ile sağlıklı insanlar arasındaki güçlü bağlantının farkındayız. Günümüzde iklim krizi birçok alanda olduğu gibi maalesef sağlık alanında da olumsuz etkilerini gösteriyor, insanların hayatlarında da çok çeşitli sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına neden oluyor. İklim krizinden kaynaklanan sağlık sorunları her geçen gün artarken bununla birlikte dünyanın her yerinde insanların sağlığa erişim imkânlarının aynı olmadığını da biliyoruz. Bu nedenle biz de sürdürülebilirlik stratejimizle tam olarak bu sorunu ortadan kaldırmaya odaklanıyoruz. Hepimizin bağımlı olduğu doğal kaynaklardan taviz vermeyen, toplumun ve gezegenimizin sağlığını destekleyen sürdürülebilir büyümeyi sağlamak için yenilikçi yaklaşımlar geliştiriyoruz. Sürdürülebilirliği bu vizyon çerçevesinde tanımlıyoruz ve stratejimizi 3 ana alana odaklıyoruz: sağlık hizmetlerine erişim, çevre koruma, etik ve şeffaflık. Türkiye’de faaliyet göstermeye başladığımız ilk günden bu yana toplum sağlığının geliştirilmesine destek vermeyi önceliklerimiz arasında görüyoruz. Sağlık hizmetlerine erişim hedefimiz kapsamında yaşam değiştiren tedavilere erişimin artırılması, önleyici tedavilerin teşvik edilmesi ve sağlık sisteminin dayanıklılığının güçlendirilmesine odaklanıyoruz. Erişim programlarımızla dünya çapında yaklaşık 45 milyon kişiye ulaştık. Global sürdürülebilirlik stratejimiz paralelinde; bulunduğumuz coğrafyalarda toplum sağlığını iyileştirmek, bilimi açık ve erişilebilir hale getirerek doğal kaynaklara bağımlılığımızı azaltmak ve etik iş uygulamalarını dürüstlükle sergilemek için sağlık ve refahı teşvik eden ortamlar ve bu yaklaşımı benimseyen insan kaynakları oluşturmaya önem veriyoruz. Yalnızca ilaçlarımızla değil, aynı zamanda çalışma şeklimizle ve toplumlara verdiğimiz desteklerle de değer yaratmak istiyoruz.
ONKOLOJİ TEDAVİ ALANINA EN ÇOK YATIRIM YAPAN İLAÇ ŞİRKETLERİNDEN BİRİSİYİZ. HER KANSER TÜRÜ İÇİN TEDAVİ SAĞLAMAYI VE KANSERİ ÖLÜM NEDENİ OLMAKTAN ÇIKARMAYI HEDEFLİYORUZ. KANSERİ VE TÜM ZORLUKLARINI ANLAYABİLMEK ADINA BİLİMSEL GELİŞMELERİ TAKİP EDEREK YAŞAM DEĞİŞTİREN TEDAVİLERİ KEŞFEDİYOR, GELİŞTİRİYOR VE SAĞLIĞIN HİZMETİNE SUNUYORUZ.
AstraZeneca Türkiye onkoloji&hematoloji pazarlama ekibi hakkında bilgi verir misiniz?
ELİF BÜRKAN: Onkoloji tedavi alanına en çok yatırım yapan ilaç şirketlerinden birisiyiz. Her kanser türü için tedavi sağlamayı ve kanseri ölüm nedeni olmaktan çıkarmayı hedefliyoruz. Kanseri ve tüm zorluklarını anlayabilmek adına bilimsel gelişmeleri takip ederek yaşam değiştiren tedavileri keşfediyor, geliştiriyor ve sağlığın hizmetine sunuyoruz. Bu hedef doğrultusunda çalışmalar yapan AstraZeneca Türkiye’de iş birimi direktörü, pazarlama müdürü, akciğer & gastrointestinal, jinekolojik & genitoüriner, meme ve hematoloji alanlarına odaklanan 4 ürün müdürü, diyagnostik uzmanı ve departman asistanımız dâhil olmak üzere 8 kişiden oluşan pazarlama ekibimiz ile çözümlerimizi ve hizmetlerimizi sağlığın hizmetine sunmak için yoğun çalışmalar yapıyoruz.
Hematoloji de iş biriminizin sorumlulukları arasında yer alıyor. Bu alandaki çalışmalarınızdan da kısaca bahsedebilir misiniz?
GAMZE GÜLKAN ERSOY: Hematoloji AstraZeneca için yeni bir alan olsa da diğer terapötik alanlarımızda olduğu gibi, bu alanda da lider olma vizyonu ile çalışıyoruz. Hematoloji alanındaki çalışmalarımız ve onkoloji alanındaki tecrübelerimizden yararlanarak hastalıkların altında yatan nedenleri tespit ediyor, bu nedenlere yönelik tasarlanmış yeni tedaviler geliştirmeye devam ediyoruz. Henüz karşılanmamış tıbbi ihtiyaçların yüksek olduğu hematolojik kanserleri hedefleyerek, hasta odaklı ve yenilikçi ilaçlar ve yaklaşımlar sunmayı amaçlıyoruz. Hedefimiz hematolojik hastalıklarla yaşayan hastaların hayatlarını iyileştirmek ve yaşamlarında en anlamlı etkiyi yaratmak için hastaların, hasta bakıcıların ve doktorların bilgilerinden ve tecrübelerinden faydalanmaktır. Hematolojik kanserin tedavilerinde kullanılan ürün portföyümüzü genişletme yolcuğumuz yeni ve yenilikçi moleküllerle devam edecek. Ayrıca hematolojik kanserlerde inovatif tedavi seçeneklerinin artması, hızla gelişen bu alanda hastalar için tedavi yönetimini kolaylaştırıyor. Kronik lenfositer lösemi (KLL) gibi hasta yaşamını olumsuz etkileyen hematolojik kanserlerde yeni tedavi seçeneklerinin artması ile bireyselleştirilmiş tedavi konseptine daha da yaklaşıyoruz. Tüm çalışmalarımızı hasta odaklı ve bilimin öncülüğünde gerçekleştiriyoruz. Hematoloji alanında fark yaratan projeler üretmek ve bilimsel iş birliklerimiz ile paydaşlarımızı desteklemek üzere çalışmalarımızı sürdüreceğiz.
HENÜZ KARŞILANMAMIŞ TIBBİ İHTİYAÇLARIN YÜKSEK OLDUĞU HEMATOLOJİK KANSERLERİ HEDEFLEYEREK, HASTA ODAKLI VE YENİLİKÇİ İLAÇLAR VE YAKLAŞIMLAR SUNMAYI AMAÇLIYORUZ. HEDEFİMİZ HEMATOLOJİK HASTALIKLARLA YAŞAYAN HASTALARIN HAYATLARINI İYİLEŞTİRMEK VE YAŞAMLARINDA EN ANLAMLI ETKİYİ YARATMAK İÇİN HASTALARIN, HASTA BAKICILARIN VE DOKTORLARIN BİLGİLERİNDEN VE TECRÜBELERİNDEN FAYDALANMAKTIR.
Günümüzün en ciddi kanserlerinden birisi olan akciğer kanserinin tedavisine yönelik son ilerlemelerden bahseder misiniz? AstraZeneca bu alanda neler yapıyor?
İREM HARMAN: Akciğer kanseri konusunda hastalık risklerinin topluma aktarılarak toplumun bilinçlendirilmesini sağlamak, hastaların ise daha erken evrelerde tanı almalarını ve sağkalımlarına doğrudan ya da dolaylı olarak pozitif katkı sağlamaları adına toplum bilinçlendirme faaliyetleri yürütüyoruz. Örneğin; Türk Tıbbi Onkoloji Derneği’nin koşulsuz desteğimizle hayata geçirdiği “Akciğerimizi Okuyoruz” projesi de bu yöndeki çalışmalarımızdan birisi. Bu proje kapsamında hayata geçirilen www.akcigerimiziokuyoruz.com web sitesinde yer alan testleri yapanlar akciğer kanseri risklerini öğrenebiliyor ve gerekirse aksiyon alabiliyorlar. Ayrıca sayfada dünya çapında ve Türkiye’de kanserden kaynaklanan ölümlerin en yaygın nedeni olan akciğer kanseri belirtileri ve risk faktörleri gibi başlıklarda bilgiler de yer alıyor. Bunun yanı sıra, 2020 yılında Türk Akciğer Kanseri Derneği’nin “Akciğer Kanserinde Multidisipliner Yaklaşım Raporu”nu hazırlamasına koşulsuz destekte bulunduk. Bu raporla, tüm dünyada en sık görülen ve en çok ölüme sebep olan kanser türü olan akciğer kanseri için tıbbi onkoloji, göğüs hastalıkları, göğüs cerrahisi, radyasyon onkolojisi, radyoloji, nükleer tıp ve patoloji branşlarının “ortak akılla” çalışmasına yönelik bir yol haritası sunuldu ve bu şekilde akciğer kanseri hastalarının en hızlı şekilde tanı ve tedavi çözümlerinden yararlanması amaçlandı.
Prostat ve yumurtalık kanserleri alanlarında AstraZeneca’nın ülkemizde yaptığı son çalışmalar nelerdir?
OSMAN AKSOY: Prostat ve yumurtalık kanseri alanlarında hastaların yaşamlarına değer katacak ilaçlarımızı sağlık sektörünün hizmetine sunarken farkındalık çalışmalarını da destekliyoruz. Yumurtalık kanseri olan hastalar, yakın zamana kadar çoğunlukla yalnızca kemoterapi tedavisi alıyorlardı. BRCA1 ve BRCA2 gen mutasyonu olan hastalar için geliştirdiğimiz yenilikçi tedavi çözümleri sayesinde kemoterapi sonrası kullanılabilecek hedefli tedavi seçeneği sunduk. Hasta odaklı yaklaşımımız doğrultusunda bu zamana kadar pek fazla tedavi opsiyonu sağlanamayan bu hastalık alanı için umut verici çözümler sağlıyor olmanın gururunu yaşıyoruz. AstraZeneca Türkiye olarak, ESGO’nun Türkiye’deki temsilcisi olan Türk Jinekolojik Onkoloji Derneği ve ENGAGe’in Türkiye’deki temsilcisi Kanserle Dans Derneği ile 5 yıllık bir taahhüde imza attık ve Türkiye’de yumurtalık kanseri hastalığına ilişkin toplumsal bilinç düzeyi ve hastalık farkındalığının artırılması için çalışmalara başladık. Bu iş birliğinin ilk adımı olarak 8 Mayıs Dünya Yumurtalık Kanseri Günü’nde “Göründüğü Gibi Değil” projemiz kapsamında, AstraZeneca Türkiye ve her iki derneğin sosyal medya hesaplarından paylaşımlar yapıldı. Diğer yandan gen yapısının, hastalıkların seyri konusunda önemli bilgiler verdiğinden yola çıkan ve her biri alanında uzman olan beş dernek (Patoloji Dernekleri Federasyonu, Tıbbi Genetik Derneği, Türk Jinekolojik Onkoloji Derneği, Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği ve Türk Üroonkoloji Derneği) ilk defa bir araya gelerek AstraZeneca Türkiye’nin koşulsuz desteği ile Türkiye’de ilk kez yumurtalık ve prostat kanserini kapsayan “Genetik Tanı Uzlaşı Raporu”nu hazırladı. Raporda her dört yumurtalık kanserinden birinin nedeninin kalıtsal olduğu belirtilirken prostat kanserinin de kalıtsal meme ve yumurtalık kanseri ile ilişkili olduğuna dikkat çekildi. Son olarak Türk Üroonkoloji Derneği tarafından, yine koşulsuz desteğimizle “Türk Üroonkoloji Derneği Prostat Kanseri Veritabanı” kaynaklı bilgiler ışığında hazırlanan “Türkiye Prostat Kanseri Haritası”nın sonuçları, basın toplantısıyla kamuoyuna açıklandı. Dünyada erkeklerde en sık görülen kanser türleri arasındaki prostat kanserine ilişkin kamuoyunu bilinçlendirmek amacıyla hazırlanan rapor, prostat kanserinde erken teşhisin tedavi sürecine katkılarına yönelik önemli bulgular içeriyor.
KANSER HASTALIĞININ ERKEN TANISINDA EN ÖNEMLİ ARAÇLARDAN BİRİ DE BİYOBELİRTEÇLERDİR. BU NEDENLE BİLİNÇLENDİRME ÇALIŞMALARIMIZIN YANINDA BİYOBELİRTEÇ TESPİTLERİNİN KISITLI OLDUĞU KLİNİKLERDE YER ALAN HASTALARIN TESTLERE DOĞRU VE ZAMANINDA ERİŞİMLERİNİ İYİLEŞTİRMEK İÇİN DE ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDİYOR.
Tüm kanser hastalıklarında olduğu gibi meme kanserinde de farkındalık çalışmaları büyük önem taşıyor. Siz bu hastalık konusunda nasıl bir plan izliyor, farkındalık konusunda neler yapıyorsunuz?
BEGÜM YAVUZ SOYDAN: Öncelikle meme kanserinde 50 yıllık yani yarım yüzyıllık bir tecrübemiz olduğunun altını çizmek isterim. Sahip olduğumuz güçlü mirasımızı yeni moleküllerle daha da güçlendirmek için çalışıyoruz. Bilimsel çalışmalar ışığında geliştirilen ve geliştirilmekte olan ürünlerimizle tedavi alanında zenginlik yaratmaya devam ediyoruz. Yaptığımız çalışmalarla alt tiplerin de çeşitlenmesine ve daha doğru tedavilerin uygulanmasına öncülük eden firmalardan biriyiz. Meme kanseri alanındaki keşif yolculuğumuzda, onkoloji alanında kilometre taşı olan ilaçlarımızla meme kanseri olan milyonlarca kadının hayatında fark yaratırken tabii ki tüm kanser türlerinde olduğu gibi meme kanserinde de erken tanının öneminin farkındayız. Bu doğrultuda İhtiyaç Haritası ve Kanser Savaşçıları Derneği’nin yürüttüğü “Kendini Tanı, Erken Tanı Meme Kanseri Farkındalık Hareketi”ne AstraZeneca Türkiye olarak koşulsuz destek sağlıyoruz. Bu farkındalık projesi kapsamında kontrol ve teşhisin önemi anlatılarak kadınların meme kanseri konusunda bilgilendirilmesi ve en yakın Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi’nde (KETEM) taramalarının yapılması amaçlanıyor. Şu ana kadar, Antalya, Trabzon ve Hatay’da kadınlara bilgilendirme eğitimi verildi. Bu kadınların en yakın KETEM’de meme taramalarının yapılması sağlandı. Önümüzdeki dönemde deprem bölgesindeki kadınları önceliklendirerek bu eğitimlerin verilmesine ve tarama çalışmalarına destek olmaya devam edeceğiz. Bu doğrultuda çok yakında Kahramanmaraş’taki kadınlara yönelik de eğitimlerimiz olacak.
Son olarak Meme Kanseri Farkındalık Ayı’nda Türk Tıbbi Onkoloji Derneği, AstraZeneca Türkiye’nin koşulsuz desteği ile meme ve yumurtalık kanseri hakkında toplumu bilgilendirmek amacıyla “Kontrol Sende Cevabı Gende” internet platformunu hayata geçirdi. Oyuncu ve heykeltıraş Arzum Onan’ın da elçiliğini yaptığı proje kapsamında yayına alınan www.cevabigende.com adresinde yer alan anketler ile kadınlar meme ve yumurtalık kanseri risk faktörlerine sahip olup olmadıklarını öğrenebiliyor. Web sitesinde ayrıca toplumu bu kanser türlerinin önemi konusunda bilgilendiren çarpıcı verilere de yer veriliyor.
AstraZeneca olarak diyagnostik süreçlerin iyileştirilmesi için neler yapıyorsunuz?
SEDA ZENGİN: Kanser hastalığının erken tanısında en önemli araçlardan biri de biyobelirteçlerdir. Bu nedenle bilinçlendirme çalışmalarımızın yanında biyobelirteç tespitlerinin kısıtlı olduğu kliniklerde yer alan hastaların testlere doğru ve zamanında erişimlerini iyileştirmek için de çalışmalarımız devam ediyor. Kanser ekosistemini geliştirmek için hastaların doğru tedaviye ve kaliteli test imkânlarına ulaşması için “Diyagnostik Network” projesi hayata geçirildi. Bu lojistik destek programı kapsamında, akciğer kanseri tanısı için doku biyopsisi alınan ancak tanı aldığı hastanede moleküler testlere erişimi olmayan hastaların doğru tanıya ulaşmasına koşulsuz olarak destek oluyoruz.
Kanser hastalıkları hakkında ülkemizdeki toplumsal farkındalık düzeyini artırmak için neler yapıyorsunuz?
ELİF BÜRKAN: AstraZeneca olarak herkesin kanser tedavilerine eşit bir şekilde erişebilmesi ve kanseri bir ölüm nedeni olmaktan çıkarmak gibi cesur bir hedefimiz olduğunu belirtmek isterim. Yaşam değiştiren tedavileri keşfetmek, geliştirmek ve sağlığın hizmetine sunmak için bilimin sınırlarını zorluyoruz. Bu kapsamda Türkiye genelinde kanser alanına odaklanan klinik çalışmalar yürütüyoruz. Diğer yandan kolektif çabamızın bir iz düşümü olarak kanser hastalıklarıyla ilgili insanların hayatlarında anlamlı bir fark yaratmak ve farkındalık için bir yandan ilaçlarımızla tedaviye odaklanırken bir yandan da paydaşlarımız ve dernekler ile iş birlikleri yaparak hayata geçirdiğimiz erken tanı programları ve kampanyaları ile toplumu bu konuda bilinçlendirmeye ve hastaların erken evrede tedaviye erişimini sağlamaya çalışıyoruz. Toplum sağlığının geliştirilmesine destek vermek önceliklerimiz arasında olduğundan bu çerçevede pek çok hastalık farkındalık ve sosyal sorumluluk projesini hayata geçiriyoruz. Bu ciddi hastalıklara karşı akademi, özel sektör, kamu ve sivil toplum kuruluşları ile iş birlikleri yapmaya ve toplum genelinde farkındalığın artırılması için üzerimize düşen sorumlulukları her zaman yerine getirmeye hazırız.
Yorum yaz
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.