Amgen Türkiye Onkoloji ve Hematoloji İş Birimi Direktörü Selim Özyılmaz; “Kanser” dosya konusu özelinde Amgen Türkiye’nin bu konuda gerçekleştirdiği süregelen, planlanan faaliyetlerini, çözüm ürettiği kanser hastalıklarını, Ar-Ge ve klinik araştırma datalarını, farkındalık çalışmalarını ve hedeflerine ilişkin değerlendirmelerini Fikir Liderleri Dergisi ile paylaştı.
Amgen Türkiye
Onkoloji
Selim Özyılmaz
Amgen Türkiye
Onkoloji ve Hematoloji İş Birimi Direktörü
“Amgen, 40 yıldan fazla bir süredir yenilikçi tedavi yaklaşımlarını araştırarak hayati öneme sahip ilaçlar üretiyor ve yeni jenerasyon immuno-onkoloji tedavilerini sunuyor.”
AMGEN, ONKOLOJİ ALANINDA İLK BİYOTEKNOLOJİK TEDAVİLERİN ÜRETİCİLERİNDEN BİRİ. BİYOTEKNOLOJİK TEDAVİLERLE LÖSEMİ, MULTİPLE MİYELOM, KOLOREKTAL KANSER, AKCİĞER KANSERİ VE KEMİK METASTAZLARI GİBİ AGRESİF KANSER TÜRLERİYLE MÜCADELEDE ÖN SAFLARDA YER ALIYORUZ. AMGEN TÜRKİYE OLARAK GLOBAL BAKIŞ AÇIMIZI VE VİZYONUMUZU HASTALARIN SAĞLIĞINI ÖN PLANDA TUTARAK SÜRDÜRMEYE VE GÜÇLENDİRMEYE DEVAM EDECEĞİZ.
F. L: Sizi tanıyabilir miyiz?
SELİM ÖZYILMAZ: Amgen Türkiye Onkoloji ve Hematoloji İş Birimi’nden sorumluyum. Toplamda 20 yıla yaklaşan profesyonel kariyerimde Amgen’da 6 yılı geride bıraktım. Bu süre zarfında satış pazarlama mükemmelliğinden başlayan nefroloji iş birimi ve Gensenta ticari direktörlüklerine uzanan farklı ve keyifli sorumluluklarım oldu. İlaç sektörü öncesinde ise dünyanın çeşitli bölgelerinde yönetim kurulu seviyesinde farklı projeleri hayata geçirme şansı bulduğum yönetim danışmanlığı kökenliyim.
Amgen’ın, dünyada ve Türkiye’de çözüm ürettiği kanser hastalıkları ve bu hastalıklara yönelik tedavi çözümleri hakkında detaylı bilgi alabilir miyiz? Günümüzde onkolojide standart kemoterapiler yerine, kişiye ve hastalığa yönelik tedaviler ön plana çıkıyor. Hastaların ihtiyaçlarına uygun yeni yollar araştırılıyor. Amgen, 40 yıldan fazla bir süredir yenilikçi tedavi yaklaşımlarını araştırarak hayati öneme sahip ilaçlar üretiyor ve yeni jenerasyon immuno-onkoloji tedavilerini sunuyor. Amgen olarak hastalara hizmet etme misyonuyla hareket ediyoruz. Hastalarımızın sağlık yolculuğunda onlara yardımcı olacak tedaviler geliştirmeye, kanser ile mücadelelerinde hastalarımıza ve yakınlarına destek olmaya önem veriyoruz. Çıktıkları zorlu mücadelede yol arkadaşı olmaya özen gösteriyoruz. Amgen, onkoloji alanında ilk biyoteknolojik tedavilerin üreticilerinden biri. Biyoteknolojik tedavilerle lösemi, multiple miyelom, kolorektal kanser, akciğer kanseri ve kemik metastazları gibi agresif kanser türleriyle mücadelede ön saflarda yer alıyoruz. Amgen Türkiye olarak global bakış açımızı ve vizyonumuzu hastaların sağlığını ön planda tutarak sürdürmeye ve güçlendirmeye devam edeceğiz. Dünyanın önde gelen biyoteknoloji şirketlerinden biri olarak onkoloji alanında ilk biyoteknolojik tedavilerin üreticilerinden biriyiz. Amgen, hematoloji/onkoloji için “İlk olarak biyoloji, ikinci olarak yöntem” yaklaşımı ile tedavi geliştiriyor ve kompleks biyolojiyi uygun genetik hedefleri bulmak ve hastalıkların çözümü için içgörü yaratmakta kullanıyor. Hastaların tanıları, tedavileri ve takip süreçlerinde fark yaratacak biyomarker’lar üzerinde çalışarak hedefe yönelik yaklaşımları araştırıyoruz.
Amgen bilim insanları, anjiyogenez, antikor ilaç konjugatı, apoptoz, kemik metastazı, CAR-T hücre tedavileri, hematopoez, immun mikro çevre ve proteazom inhibatörleri gibi çok farklı modaliteler üzerinde araştırmalarını sürdürüyor. KRASG12C gibi zor hedeflere ve alanında ilk olarak geliştirmiş olduğumuz BITE teknolojisini ilerletmeye odaklanmış durumdayız. Biyomühendisliğin ilk temsilcisi olan BITE® teknolojisi, hastanın kendi T hücrelerini kullanarak kanser hücresini yok etmesini sağlayan hedeflenmiş bir immuno-onkoloji platformu ve farklı kanser tiplerinde bu platform ile ilgili çalışmalarımız sürüyor. Hematoloji/onkoloji ürün portföyümüzde pek çok farklı hedefe yönelik 11 değişik yöntem kullanarak geliştirilmeye devam eden yenilikçi moleküller, potansiyel yeni endikasyonlar ve biyobenzerler bulunuyor.
AMGEN OLARAK BİYOTEKNOLOJİNİN MERKEZİNDEKİ ŞİRKETLERDEN BİRİYİZ VE SON 40 YILDIR ONKOLOJİ İÇİN ÖNEMLİ OLAN İLKLERİ GELİŞTİRMEYE KENDİMİZİ ADADIK. KANSER TEDAVİSİNDE İMMÜN SİSTEMİN GÜCÜNÜ, İNSAN VE KANSER GENOMU HAKKINDAKİ DERİN BİLGİ BİRİKİMİMİZLE BİRLEŞTİREREK DEVRİM YARATACAK BİYOMARKER’LARI ARAŞTIRIYOR VE YENİ TEDAVİ SEÇENEKLERİ SUNMAYA DEVAM EDİYORUZ.
Onkoloji ve hematoloji alanlarında ülkemizdeki faaliyetlerinizi nasıl yürütüyorsunuz? Amgen, moleküler genetik uygulamaların umut verici özelliğini fark eden ilk şirketlerden biri. Özellikle onkoloji alanında dünya genelinde yürüttüğümüz araştırmalarla farklı tip kanserlerin tedavisinde kullanılmak üzere “Türünün ilk örneği” ya da “Sınıfının en iyisi” olmaya aday yeni tedavi seçenekleri geliştirmek için çalışıyoruz. Onkoloji alanında pek çok yenilikçi yaklaşımın geliştiği, geçmişte benzeri görülmemiş bir dönemin içindeyiz. Kanserden ölüm oranları 90’lı yıllara kıyasla düştü. Sağ kalım kazanımlarının yaklaşık %80’inde biyolojik ilaçlar başrolde yer alıyor.
Bilim insanları hastaların ihtiyaçlarına uygun yeni yollar araştırmaya devam ediyor. Zaman içinde gelişen teknikler ile belli mutasyonlar veya marker’ların saptanması sayesinde spesifik hedeflere yönelik tedaviler veya immuno-onkolojik tedaviler ön plana çıktı. Kanser özelinde bakarsak kimyasal içerikli ilaçlardan biyoteknolojik ürünlere doğru ciddi bir evrilme söz konusu.
Amgen olarak biyoteknolojinin merkezindeki şirketlerden biriyiz ve son 40 yıldır onkoloji için önemli olan ilkleri geliştirmeye kendimizi adadık.
Kanser tedavisinde immün sistemin gücünü, insan ve kanser genomu hakkındaki derin bilgi birikimimizle birleştirerek devrim yaratacak biyomarker’ları araştırıyor ve yeni tedavi seçenekleri sunmaya devam ediyoruz.
Klinik araştırmalar ve Ar-Ge çalışmalarına yaptığınız destekler ve çıktıları hakkında bilgiler paylaşabilir misiniz? Amgen yalnızca birkaç bilim insanının bir araya gelerek kurduğu ve kurulduğu 1980 yılından bu yana bilimi odağından hiç ayırmamış bir şirket. Halen cirosunun %20 kadarını ilaç geliştirme faaliyetleri için ayırıyor. Amgen, ilaç geliştirmede tedavisi zorlu hastalıklara çözüm sunmaya odaklanıyor. Bu sebeple ya sınıfında ilk ya da sınıfının en iyisi olma potansiyeline sahip ilaçların araştırma ve geliştirmesi üzerine çalışıyor. Amgen’ın odaklandığı tedavi alanlarında geliştirmekte olduğu çok sayıda ürün var ancak bu ürünlerin hepsine aynı derecede ve eş zamanlı odaklanmak güç olduğundan ilaç geliştiren farklı şirketler ile iş birlikleri yürütüyor. Türkiye’de de her geçen gün artan çalışma sayımızla paralel olarak yatırımlarımız artarak devam ediyor. Medikal departmanımızın liderliğinde, son 2 yılda Türkiye’deki klinik araştırma hacmimizi 2 katına yükselttik. Bu artışta yakın coğrafyamızdaki klinik araştırma yatırımlarının yer değiştirmesi, Avrupa Birliği ülkelerini önemli ölçüde etkileyen regülasyon değişiklikleri ve elbette ki Türkiye’deki organizasyonumuzun 2011 yılından bu yana Türkiye’de yürüttüğü başarılı çalışmaların kazandırdığı güven ortamı etkili oldu.
TÜRKİYE’DE DE HER GEÇEN GÜN ARTAN ÇALIŞMA SAYIMIZLA PARALEL OLARAK YATIRIMLARIMIZ ARTARAK DEVAM EDİYOR. SON 2 YILDA TÜRKİYE’DEKİ KLİNİK ARAŞTIRMA HACMİMİZİ 2 KATINA YÜKSELTTİK. BU ARTIŞTA YAKIN COĞRAFYAMIZDAKİ KLİNİK ARAŞTIRMA YATIRIMLARININ YER DEĞİŞTİRMESİ, AVRUPA BİRLİĞİ ÜLKELERİNİ ÖNEMLİ ÖLÇÜDE ETKİLEYEN REGÜLASYON DEĞİŞİKLİKLERİ VE ELBETTE Kİ TÜRKİYE’DEKİ ORGANİZASYONUMUZUN 2011 YILINDAN BU YANA TÜRKİYE’DE YÜRÜTTÜĞÜ BAŞARILI ÇALIŞMALARIN KAZANDIRDIĞI GÜVEN ORTAMI ETKİLİ OLDU.
Ülkemizde kanser hastalıkları toplumsal farkındalık düzeyi için neler söylersiniz? Sizin bu konuda yürüttüğünüz ve planladığınız ne gibi farkındalık ve sosyal sorumluluk çalışmalarınız var? Hastalara hizmet etme misyonuyla hareket ederek üretmiş olduğumuz tüm ilaçlara hastaların her daim erişebildiğinden emin olmak, üzerinde en çok durduğumuz konulardan biri. Sunduğumuz ilaçlar, ciddi hastalıkları tedavi eden ve genellikle sınırlı sayıda tedavi seçeneğine sahip hastalıkları ön plana alır. Bu konuda hastaların karşılanmamış ihtiyaçlarına, sağlık durumlarının iyileştirilmesine ve yaşam kalitesinin yükseltilmesine yönelik tedavilerin olduğunun altını çizmek, başta hastalıkla mücadele edenlerin karamsar tablolardan uzak kalmasını, dünyada olduğu kadar ülkemizde de bunun öneminin unutulmamasını, gelişen ve değişen dünya düzeniyle birlikte yeni yöntemler olduğunun daha fazla insana ulaşmasını sağlamak istiyoruz.
Bunun ötesinde, kurumsal sosyal sorumluluk çalışmalarımızı büyük ölçüde Am-gen Vakfı’nın desteğiyle yürütüyoruz. Bilimsel eğitimi teşvik etmek ve öğrenciler arasında buna yönelik farkındalık oluşturmak için global ölçekte desteklerimizi kesintisiz bir şekilde sürdürüyoruz. Bunun dışında kanserle mücadele eden çocukların eğitimine yönelik gönüllü ekiplerimizle çalışmalarımız bulunuyor. Son olarak ise çeşitli sivil toplum kuruluşları aracılığıyla tedavi alanlarımız ile paralel olarak farkındalık faaliyetleri yürütüyoruz. Örneğin, “Ciğerimi Bilirim” kampanyamız ile akciğer kanserine dikkat çekmeyi hedefliyoruz. Geçtiğimiz yıl hayata geçirdiğimiz Ciğerimi Bilirim kampanyamız ile birkaç basit soru ile akciğer kanseri riski konusunda farkındalık yaratmak ve dernek iş birliği ile geniş kitlelere ulaşmak en büyük hedefimiz.
Amgen Türkiye’nin hematoloji-onkoloji alanlarında orta ve uzun vadedeki hedeflerini anlatır mısınız? Amgen’ın onkoloji ve hematoloji gibi tedavisi zorlu hastalıklara karşı yenilikçi ilaç ve tedavileri geliştirmek adına; biyoloji ve biyoteknolojinin yanı sıra, yapay zeka gibi yenilikçi yaklaşımlardan yararlanarak yürüttüğü çalışmaların tamamının ardında Amgen bilimi var. Bilime bağlılığı, yenilikçi bakış açısını, insan odaklı yaklaşımı ve geleceğe dair umudu öncü kabul etmeliyiz. Orta ve uzun vadede, yapay zekâ tabanlı teknolojilerin iletişim profesyonellerinin çalışmalarını desteklemek için kullanılması kaçınılmaz. İnternetin yaşamımızın bir parçası haline gelmesiyle iletişim dünyası, bu karma ve kaotik yapıya uyum sağlamak için geçmişe oranla çok daha fazla çaba sarf etmek durumunda. Gezegenimizin ve toplumun sağlığı üzerinde olumlu bir etki yaratma sorumluluğumuzun farkında olmalıyız. Daha verimli, üretken ve esnek olma hedefi, işletme maliyetlerinin de düşmesini sağlıyor. 2027 yılına kadar tüm operasyonlarımızı karbon nötr hale getirmeyi hedefleyip ilaca ve tedaviye erişimi artırmak adına da kapsayıcı sağlık hizmetlerini destekleyen politika ve programları destekliyoruz.
Yorum yaz
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.