ÖZEL RÖPORTAJ: Eğrisiyle doğrusuyla iletişim

Dijital/Sosyal Medya departmanınızdan ve faaliyetlerinizden bahseder misiniz?
UMUT ERSOY: Sosyal ağlarla birbirine bağlı ve şimdiye dek görülmemiş bir hızda değişmekte olan, küresel bir dünyada yaşıyoruz ve biz Marjinal Porter Novelli olarak yine de değişimlerin gelmesini bekleyen değil, sektörü dönüştüren güç olmayı hedefliyoruz. Tutkumuzun temeli burada yatıyor.

Dijital departmanımız 2001 yılından itibaren bünyemizden hizmet veriyor. Sosyal medyanın artık alternatif bir evren olmanın da ötesine geçerek merkeze yerleştiği yeni halkla ilişkiler çağında kilit alanlar; müşteri odaklı yeni bir yapı, öngörülü kavrayışlar ve dijital yetenekler gibi farklılıklardır. Daha önce asla “aynılaştırılamaz” diye bakılan iki mecranın -geleneksel medya ve sosyal medya- bugün şaşırtıcı bir şekilde iç içe geçmesi bu alana artık çeşitliliklerin merceğinden, disiplinler arası açıdan bakılmasını zorunlu kıldı. Sosyal medyanın önemini ilk kavrayan ajanslardan biri olarak yeniliklere ve yenilikçiliğe öncü olan Marjinal Porter Novelli özellikle bu son yenilenme süreci içerisinde geleneksel halkla ilişkiler alanları dışında da birçok çalışan istihdam etti ve çok sayıda müşterisi için genişletilmiş ya da her yönüyle eksiksiz bir biçimde entegre edilmiş marka yönetimi faaliyeti geliştirdi.

Tüm çabalarımız, sıra dışı bir küresel hizmet vererek müşterilerimizin benzersiz ihtiyaçlarını kendi evrenimizin merkezine yerleştirmeyi hedeflemek. Marjinal Porter Novelli olarak, bu alanda çalışmaya başladığımız ilk günden bu yana iletişim dünyasında öncü olduk ve hep aynı noktada kalmayı ifade eden statükoya karşı çıkma özelliğimizin DNA’mızın bir parçası olmasını sağladık. Ekibimizin, müşterilerine duyması gerekenleri iletmesini sağlayan da bu değerdir. Günümüz ikliminde, kurumlara bir ajansın verebileceği en büyük hizmet de budur.

Günümüzdeki iletişim faaliyetlerinde dijitalin yeri hakkında neler söyleyeceksiniz?
UMUT ERSOY: We Are Social’ın raporuna göre Türkiye’deki internet kullanıcılarının internette günlük olarak harcadığı ortalama zaman 7 saatin üzerinde. Türkiye’de sosyal medya kullanıcı sayısı nüfusun yaklaşık olarak yüzde 73’üne ulaştı.

İletişim faaliyetlerinizde dijital dünyayı es geçmeniz bu dönemde kabul edilemez. Başarılı bir iletişim stratejisi için 360 derecelik bir bakış açısıyla ilerlemeniz gerekiyor. Bu strateji içerisinde dijital kanallar strateji bileşenlerinden sadece biri. Stratejinizi çevrimiçi ve çevrimdışı dünyaya uyarlamanız ve bunun yanı sıra çevrimiçi kanallarda çeşitliliği de sağlamanız lazım. Örneğin sosyal medya kanallarında paylaşılacak bir içerik ürettiniz, bu içeriği sadece paylaşmak yeterli değil. Bu içeriğin farklı platformlara nasıl uyarlanabileceğini, hedef kitlenin bu fikri nasıl tüketeceğini, ana fikrinizi nasıl farklılaştırıp üzerine konuşabileceğini de planlamanız gerekiyor.

Biz dijital projeleri 4 adımda toparlıyoruz. Strateji, uygulama, dağıtma ve raporlama. Bunların hepsi dijital iletişimin temelini oluşturuyor. Öncesinde hedefinizi belirlemeli ve mevcut durumun analizini yapmalısınız ki proje sonucunda nereden nereye geldiğinizi görebilesiniz. Her ürünün en kaliteli, her markanın en avantajlı ürünü sunduğunu iddia ettiği bir dünyada ürünün doğrudan reklamını yapmak ne yazık ki kullanıcıda karşılık bulmuyor. Bunun yerine vermek istediğiniz mesajı farklı bir hikâye kurgusu içerisinde, kolay anlaşılır ve kolay tüketilebilir şekilde vermeniz gerekiyor. Ürettiğiniz bu içeriği de ne kadar farklı mecraya uyarlayabildiğiniz de başka bir kriter. Dijital dünyada yaptığınız iletişimi mutlaka raporlamalısınız. Günün sonunda oluşturduğunuz stratejinin nereleri iyi çalıştı, nereleri istenilen verimi sağlayamadı, bunları belirlemeli ve bir sonraki adım için hazırlık yapmalısınız.

İlaç ve sağlık sektörü için dijitalin avantajlarını aktarır mısınız?
UMUT ERSOY: Sektördeki regülasyonlar nedeniyle bir ilacın tanıtımını yapamıyorsunuz ancak burada sağlık sektörüne düşen, kullanıcıları doğru bilgilendirmek ve hastalık, AR-GE ve inovasyonlarla ilgili doğru içeriği kullanıcıyla buluşturabilmektir.

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de bir teşhis konulduğunda hasta veya hasta yakınlarının baktığı ilk yer internet oluyor. O konuyla ilgili yazılan onlarca içerikten doğru olana ulaşmak kullanıcı için epey meşakkatli bir süreç. Yanlış yönlendirmeler, tıklamayı artırmaya yönelik başlıklar kullanıcılara büyük zarar veriyor. Bir hastalıkla ilgili farkındalık önceliklerinden biri de ilaca yönlendirmeden hastalıkla ilgili insanları doğru bilgilendirmek olmalıdır. Dijitalin kamuoyuna doğru bilgileri aktarma konusunda önemli bir rolü var.