BİLİMKİŞİSEL GELİŞİMÖNE ÇIKAN HABERLERYAŞAM

Lifespan, Healthspan, Financialspan!..

Trispera Pharma Solutions Kurucu ve İdari Direktör Dr. Kıvanç Öztüzün ve Serim Consulting Kurucusu Murat Serim Fikir Liderleri Dergisi için birlikte kaleme aldılar: Lifespan, Healthspan, Financialspan...

“Kişiselleştirilmiş sağlık sektörü, biyobelirteçleri sürekli gözlemleyerek bu geroprotektörleri tam potansiyellerine ulaştırabilir. Bu gözlemler sonucunda, gereksiz ve zararlı ilaçlardan kaçınırken her hasta için özel geroprotektör seçilmesine de olanak sağlanabilecektir. Yapay zeka, makine öğrenimi, büyük veri ve diğer ilgili teknolojiler kullanılarak verimli geroprotektör tedavileri oluşturulabilecektir.”

Trispera Pharma Solutions Kurucu ve İdari Direktör Dr. Kıvanç Öztüzün ve Serim Consulting Kurucusu Murat Serim Fikir Liderleri Dergisi için birlikte kaleme aldılar: Lifespan, Healthspan, Financialspan…

Hayat döngüsünün uzaması, sağlıklı yaşam hedefi ve finansal yansımalar…

1950 yılında dünya genelinde 2,9 milyar insan yaşarken, 2022 yılı Kasım ayında bu sayının 8 milyara ulaşması bekleniyor. Nüfus sağlığının genel bir ölçütü olan ortalama yaşam süresi ise bu süre içerisinde 26 yıl artarak 47’den 73’e yükseldi. Sağlık alanında geçtiğimiz yüzyılın başından itibaren ortaya çıkan aşılama, hijyen regülasyonları, antibiyotiklerin gelişimi ve erken tanı yöntemleri gibi önemli gelişmeler ve aynı zamanda, gıda ve su tedariki kalitesinin önemli ölçüde iyileşmesi yaşam süresindeki artışın ana nedenleri arasında yer almaktadır.

Günümüzde on milyonlarca insanı etkileyen, tüm kronik hastalıkların ortak artış sebebi yaşlanma olarak bilinmektedir. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde, 2050 yılına gelindiğinde nüfusun en az %25’inin 65 yaş üzerinde olacağı ve bazı bölgelerde yaşlı nüfusun %40’ı aşacağı tahmin edilmektedir. Yaşlı nüfusun, yani daha az üretken ve/veya kronik hastalığı olan bireylerin artan prevalansı, dünya çapında ekonomilere de ağır bir yük oluşturmaktadır.

Dünya genelinde yıllık 56 milyon ölümün 40 milyonu kronik hastalıklar sonucu meydana gelmektedir. Bir başka istatistiki tespite göre dünya nüfusunun engellilik ile geçirdiği yıllarının %79’u kronik hastalıklardan kaynaklıdır. Yaygın kronik hastalıkların ilk dört sırasında yer alan solunum yolu hastalıkları, kardiyovasküler hastalıklar, kanserler ve diyabet, kronik hastalıklara bağlı ölümlerin yaklaşık %80’lik kısmından sorumludur. Bu hastalıkların yarattığı sosyoekonomik yükün son yirmi yılda yaklaşık olarak 47 trilyon dolara ulaştığı hesap edilmiştir. Kronik hastalıklara bağlı ölümlerin %58’i 70 yaşın üzerindeki kişilerde meydana gelmektedir. Bu nedenle dünya nüfusundaki oranı günden güne artan bu ileri yaş grubuna özel ilgi ihtiyacı gündeme alınmalıdır.

Kronik hastalıklarda ve yaş ile ilişkili diğer koşullarda beklenen artışlar, aileler için daha fazla bakım ve mali yük, devlet sağlık sigortası programları ve yetkilendirme bütçeleri üzerinde artan baskı, sağlık tesisleri kapasitesi ve sağlık personeli sayısı yetersizliği, iş gücü pazarı, tasarruf, tüketim, konut, ulaşım ve toplum yaşamı gibi önemli birçok konuda negatif sonuçlara neden olabilmektedir.

Emeklilik sonrası yaşamda, emeklilerin çok büyük bölümü, yeni gelişmeleri takip ederek yeni yaşam imkanlarından faydalanmaları bir yana, aktif çalışırken sahip oldukları yaşam standartlarını bile koruyamamaktadırlar. Birikimleri ile 30-40 yıl aynı refah seviyesini koruyabilecek bir plana ve imkana sahip olan çok az emekli insan bulunmaktadır. Finansal stabilitenin eksikliği, kişilerin sağlık ile ilgili planlamaları için de kısıtlayıcı bir rol oynamaktadır. ‘Gümüş Tsunami’ veya ‘Gri Tsunami’ olarak adlan- dırılan dünya nüfusunun yaşlanması sorununun büyüklüğüne ve kesinliğine rağmen, olumsuz etkisi ile başa çıkmak için yeterli kapsamda bir plan geliştirilebilmiş değildir.

Hayat döngüsü (Lifespan) yaşanan yılların toplamını, sağlıklı yaşam döngüsü (Healthspan) ise hastalıksız, sağlıklı yaşanan yılların toplamını ifade eder. Yeti kaybıyla yaşanan yılları ve hastalık nedeniyle erken ölümden kaybedilen yılları hesaba katan “Sağlığa göre ayarlanmış yaşam beklentisi” (Health Adjusted Life Expectancy, HALE) ölçümüne bakıldığında, Healthspan ile Lifespan arasında 9 yıldan fazla farkın olduğu tahmin edilmektedir. İnsanların genelinin yaşam döngüsünün son beşte birlik bölümünü morbitidite ile mücadele ederek geçirdiği düşünülmektedir.

Yaşlanmanın daha yavaş geliştiği, yüz yaşından uzun yaşamış kişiler üzerinde yapılan araştırmalar kronik hastalıkların ileri yaşlara kadar yaşayan kişilerde ortalama 20 yıl geç başladığını göstermektedir. Bu durum, yaşlanmayı yavaşlatmaya odaklanarak sağlıklı ömrün uzatılması konusuyla ilgilenen bilim dalının (Longevity) önemli bir potansiyele sahip olduğuna işaret etmektedir. Yapılan hesaplamalar, koruyucu tıbba kısmi önem verip kronik hastalıklar ve semptomlarının yönetimine odaklanan mevcut sağlık sisteminin genel yaşam kalitesini arttırmadaki sınırlılığını ortaya koymaktadır. Daha da önemlisi, herhangi bir ölüm nedeni (kanser, kalp krizi, solunum yetmezliği vb.) tamamen ortadan kaldırılabilse dahi, bu sonuç insan ömrünü yalnızca birkaç yıl uzatacaktır, çünkü muhtemelen yeni bir hastalık insan ömrünün uzamasına yeni bir engel olarak karşımıza çıkacaktır.

Sağlıklı ve uzun ömür idealinin yol haritası, yaşlanmayla ortaya çıkan hastalıkları engellemekte değil, bu hastalıkların kökü olan yaşlanma biyolojisindedir. Yaşlanma biyolojisindeki en önemli teorilerden biri, biyomedikal gerontolog ve SENS’in Bilimsel İşler Müdürü Aubrey de Grey tarafından 20 yıl kadar önce ortaya atılmıştır. Aubrey de Grey’e göre yaşlanma, üç aşamalı bir süreç olarak tanımlanabilir. İlk aşamada, yaşam için gerekli olan metabolik süreçler sonucu, reaktif kimyasalların kullanılmasının kaçınılmaz bir yan etkisi olarak çeşitli toksinler üretilir. İkincisi, bu toksinlerin neden olduğu hasarın bir kısmı vücudun endojen onarım sistemleri tarafından giderilemez ve sonuç olarak zamanla birikir. Üçüncü aşamada, hasarın birikmesi ya doğrudan metabolizmaya zarar vererek ya da dolaylı olarak hasar onarım sürecini bozarak, yaşa bağlı patolojiyi tetikler. Ortaya koyulan teoriye göre hasar birikimi çeşitli yollarla ortadan kaldırılarak yaşlanmanın getirdiği hastalıklar önlenebilir. Bu yaklaşım ve sonrasındaki bilimsel ilerlemeler sonucunda yapılan çalışmalarla yaşlı insanlarda yaşlanmayı durdurabilecek ya da yavaşlatabilecek geroprotektörler tespit edilmiş (metformin, NAD+, senolitikler, rapaloglar vb.) ve bu ajanlar için klinik çalışmalar başlatılmış durumdadır.

Kişiselleştirilmiş sağlık sektörü, biyobelirteçleri sürekli gözlemleyerek bu geroprotektörleri tam potansiyellerine ulaştırabilir. Bu gözlemler sonucunda, gereksiz ve zararlı ilaçlardan kaçınırken her hasta için özel geroprotektör seçilmesine de olanak sağlanabilecektir. Örneğin, hastada enflamasyon düzeyi yüksekse düzenli Aspirin kullanımı ömrü uzatırken, çok düşük düzeyde enflamasyon durumunda Aspirin sağlıklı enflamasyon süreçlerini engelleyerek dokulara zarar verebilir, dolayısıyla ömrü uzatmak yeri- ne kısaltabilir. Yapay zeka, makine öğrenimi, büyük veri (big data) ve diğer ilgili teknolojiler kullanılarak verimli geroprotektör tedavileri oluşturulabilecektir.

Rejeneratif tıp, hasarlı organ ve dokuların inşası, yenilenmesi veya işlevinin iyileştirilmesi için kök hücrelerin kullanılmasını içerir. Yedek organ ve dokular, üç boyutlu doku baskısı gibi yöntemlerle vücudun dışında üretilebilir. Bu yenilikler, yaşlanmanın dejeneratif patolojileriyle mücadele için umut vericidir. Önemli bir diğer gelişme, vücutta farmakolojik yollarla rejenerasyonun uyarılması olmuştur. Örneğin, prostaglandin yıkımı inhibitörlerinin kullanılmasıyla hücre proliferasyonu desteklenmektedir.

Tıpta nanoteknolojinin kullanım alanının artmaya başlamasıyla yaşlanma önleyiciler de “nano” seviyeye ulaşmıştır. Bu önleyicilerden bazıları antiviral, antioksidan, antiamiloid, bağışıklık uyarıcı ve diğer terapötik etkilere sahip olduğu düşünülen Buck- minsterfullerene (C60) gibi nanoparçacıkları içerir ve fareler üzerinde yapılan çalışmalarda ömrü uzattıkları raporlanmıştır.

Aferez, bir hastadan kanın alındığı, alınan kandan belirli bir bileşeninin çıkarıldığı ve ardından kanın hastaya yeniden verildiği bir prosedürdür. Bu prosedürün özelleşmiş bir hali olan heterokronik parabiyoz son birkaç dekatta kök hücre ve yaşlanma araştırmalarında kullanılmaktadır. Bu işlem ile biri genç, biri yaşlı iki hayvanın kan dolaşım sistemleri cerrahi olarak birbirine bağlanarak tekil bir dolaşım sistemini paylaşmaları sağlanmaktadır. Heterokronik parabiyozun yaşlı hayvanların ömrünü uzattığına dair araştırma sonuçları iki şekilde yorumlanmaktadır. Paylaşılan kan kaynağı, ya yaşlı hayvanın kanındaki yaşlanmaya neden olan bir faktörü seyreltmeye yardımcı olmaktadır ya da genç hayvan tarafından üretilen, yaşlanmayı geciktiren bir faktörün kan akışına girmesine yardımcı olmaktadır. İlkinin doğru olduğu ortaya çıkarsa, aferez potansiyel olarak yaşlanmaya neden olan faktörü yaşlıların kanından çıkarmak için kullanılabilir.

Biyonik teknolojilerle, hastalıklı veya hasarlı dokular, organlar veya diğer vücut parçaları mekanik veya diğer yapay ikamelerle değiştirilmektedir. Kalp, akciğer, böbrek, deri, kulak, göz, burun gibi organların yerini alacak yapay organlar için çalışmalar devam etmektedir. Kök hücre araştırmaları, doku mühendisliği ve malzeme bilimindeki gelişmeler yapay organların geleceği hakkında umut vermektedir. Tüm bu çalışmaların sonuçlarının sağlıklı yaşanabilecek yaşam süresini ne kadar etkileyeceği ise merak konusudur.

Sonuç olarak, önümüzdeki yıllarda sağlıktaki gelişmeler sayesinde insanların ömrüne 10-20 yıllık ekstra yaşam süresinin katılacağı öngörülmektedir. Özellikle kök hücre araştırmaları ve yeni teşhis teknolojileri ile 80 yaş yeni 60 yaş haline gelebilir. Tüm bu gelişmeler, uzun ve sağlıklı yaşam ihtimalini artırmaktadır ancak bu gelişmeler, yönetilmesi gereken finansal yükleri ve planlamayı da beraberinde getirmektedir. İnsanlığın sağlık alanında oluşacak muhtemel gelişmeler sonucunda yaşlanmaya karşı direneceği bu çağda, uzun, sağlıklı ve aktif bir şekilde var olmak için değişime hazır olmak ve uzun dönemli planlamalar yapmak kritik öneme sahip olacaktır.

Referanslar:
1. Olshansky SJ. From Lifespan to Healthspan. JAMA. 2018 Oct 2;320(13):1323-1324. doi: 10.1001/jama.2018.12621. PMID: 30242384. 2. Garmany A, Yamada S, Terzic A. Longevity leap: mind the healthspan gap. NPJ Regen Med. 2021 Sep 23;6(1):57. doi: 10.1038/s41536-021-00169-5. PMID: 34556664; PMCID: PMC8460831. 3. Seals DR, Justice JN, LaRocca TJ. Physiological geroscience: targeting function to increase healthspan and achieve optimal longevity. J Physiol. 2016 Apr 15;594(8):2001-24. doi: 10.1113/jphysiol.2014.282665. Epub 2015 Mar 11. PMID: 25639909; PMCID: PMC4933122. 4. Zealley B, de Grey AD. Strategies for engineered negligible senescence. Gerontology. 2013;59(2):183-9. doi: 10.1159/000342197. Epub 2012 Oct 1. PMID: 23037635.

Yorum yaz