FİKİR LİDERLERİ DERGİSİİLAÇ ENDÜSTRİSİÖNE ÇIKAN HABERLER

Ülkemiz de dahil, dünya sistemsel ve şeffaf bir dönüşüm yolculuğu içerisinde!

Fikir Liderleri Dergisi Eylül sayısı yayımlandı ve dağıtımda. Eylül sayısının sektörel ana dosya konularından “Ruhsatlandırma, pazara erişim ve kamu ilişkileri” okurundan büyük ilgi görüyor. Sektörel bir dergi olduğu için uyum kuralları gereği sadece ilaç endüstrisi yöneticisi ve hekimlere ulaşan Fikir Liderleri Dergisi’nin bilimsel konularının dışındaki sektörel konularını çok sayıda okuyucu merak ediyor. Bu nedenle, Astellas Türkiye Pazara Erişim ve Resmi İlişkiler Direktörü Ayşe Bozkurt ile gerçekleştirilen röportajı sitemize taşıdık.
“Türkiye, sağlığa ve pazara erişimde diğer ülkelere örnek olabilecek uygulamalara sahip bir ülke. Türkiye’nin sosyal kamu statüsü ile tüm nüfusu kapsayan geri ödeme politikasının, teknolojik alt yapısının birçok ülkeden ileride olduğunu düşünüyorum. Resmi İlişkilerimizi yönetirken, genel anlamda sağlıklı iletişim kurabilmemiz, konularımızı kamudaki paydaşlarımızla hep birlikte değerlendirebilmemiz, bence yine ülkemizdeki iyi bir seviyeyi işaret ediyor.”

Fikir Liderleri Dergisi Eylül sayısı yayımlandı ve dağıtımda. Eylül sayısının sektörel ana dosya konularından “Ruhsatlandırma, pazara erişim ve kamu ilişkileri” okurundan büyük ilgi görüyor. Sektörel bir dergi olduğu için uyum kuralları gereği sadece ilaç endüstrisi yöneticisi ve hekimlere ulaşan Fikir Liderleri Dergisi’nin bilimsel konularının dışındaki sektörel konularını çok sayıda okuyucu merak ediyor. Bu nedenle, Astellas Türkiye Pazara Erişim ve Resmi İlişkiler Direktörü Ayşe Bozkurt ile gerçekleştirilen röportajı sitemize taşıdık.

F. L: Sizi tanıyabilir miyiz? Profesyonel kariyerinizden ve ilgi alanlarınızdan bahseder misiniz?
A. Bozkurt:
İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği mezuniyetimin hemen ardından başladığım ilaç sektöründe 17 senedir çalışıyorum. Sektörde Astellas İlaç öncesinde Abdi İbrahim ve Eczacıbaşı Baxter firmalarında çalıştım. Ar-Ge, ruhsatlandırma ve kalite güvence alanlarını da deneyimleme şansını bulduğum kariyerimde, 14 senedir pazara erişim alanındayım. 2011 yılından itibaren ise Astellas İlaç Türkiye’de görev yapıyorum. 6 yaşında bir kızım var. Çocuk gelişimi ve psikolojisi konusuyla yakından ilgileniyor ve aldığım eğitimlerle bu ilgi alanımı geliştiriyorum. Koşmayı ve pilates yapmayı çok seviyorum. Ayrıca iyi bir futbol izleyicisiyim.

Direktörlüğünüzün amacını, organizasyon yapısını ve faaliyet alanlarını anlatır mısınız? Şirketinizde nasıl bir hareket alanı söz konusu? Astellas Pazara Erişim ve Resmi İlişkiler Direktörlüğü temel olarak, firmamızın tedavi ürünlerinin hastalara en uygun ve en hızlı şekilde erişiminin sağlanması ve resmi ilişkilerimizin en iyi şekilde yönetilmesinden sorumlu. İstanbul merkezimizde fiyatlandırma ve geri ödeme müdürümüz ve pazara erişim uzmanımız görev yapıyor. Ankara’da ise resmi ilişkiler müdürümüz, firmamızın resmi ilişkilerinin yönetilmesinden sorumlu. İstanbul merkezimizde ürünlerimiz için gerekli iç onayların alınması, stratejinin belirlenmesi konularına yoğunlaşırken; Ankara’da ise hem ürünlerimizin fiyatlandırma ve geri ödeme süreçlerinin takibini, hem de şirketimizin sağlık politikaları ve resmi ilişkiler yönetiminin en ideal şekilde yürütülmesini hedefliyoruz.

Direktörlüğünüzün Astellas İlaç’ta ulusal ve global fonksiyonları nelerdir? Göreviniz size hangi sorumlulukları yüklüyor? Departmanımız, firmamızın hem global pazara erişim fonksiyonları ile hem de bağlı olduğumuz bölgedeki yöneticiler ile sürekli iletişim halinde. Departman, bir ürünün klinik araştırmalarının planlanması aşamalarından başlayarak, Türkiye pazarına verilmesi kararı, hasta erişiminin sağlanması ve ürün süreçlerinin yönetiminde kritik rol oynuyor.

Türkiye’de ise Sağlık Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu ve Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu’ndaki temsiliyetimiz bizim için çok önemli. Tüm bu kurumlarla olan sürdürülebilir iş süreçlerimiz ve iş takipleri de yine departmanımız tarafından yürütülüyor.

İlaçların pazara erişim süreçleri açısından ülkemizdeki durumunu dünya ile nasıl kıyaslarsınız? Kamu ilişkileri açısından neler söylersiniz? Fiyatlandırma açısından son yıllarda özellikle de son dönemde, dövizdeki dalgalanmalarla birlikte epeyce zorlandığımızı söyleyebiliriz. Regülasyonlar ve geri ödeme süreçlerine baktığımızda da ilaç fiyatları dünyanın birçok ülkesine göre aşağı seviyelerde kalıyor. Bu durum, hem uluslararası hem de ulusal ilaç firmalarını zorluyor. Ancak yine de ülkemizdeki sağlık politikalarının başarılı bir şekilde işlediğine ve ilaca erişim anlamında pozitif tarafta olduğumuza inanıyorum. Örneğin dövizdeki dalgalanmanın ilaca erişimi aksatmaması için bu sene ilaçlar için baz alınan sabit euro kuru yeniden güncellendi. Bu da ülkemizin bu konudaki kararlı duruşunu ortaya koyuyor.

Türkiye, sağlığa ve pazara erişimde diğer ülkelere örnek olabilecek uygulamalara sahip bir ülke. Türkiye’nin sosyal kamu statüsü ile tüm nüfusu kapsayan geri ödeme politikasının, teknolojik alt yapısının birçok ülkeden ileride olduğunu düşünüyorum.

Resmi ilişkilerimizi yönetirken, genel anlamda sağlıklı iletişim kurabilmemiz, konularımızı kamudaki paydaşlarımızla hep birlikte değerlendirebilmemiz, bence yine ülkemizdeki iyi bir seviyeyi işaret ediyor.

Pazara erişim ve kamu ilişkileri yönetiminde gelecekle ilgili öngörüleriniz neler? Özellikle biyoteknolojik ürünlerin kritik hastalıklarda temel tedavilerin yerini alıyor olması, ilaç firmalarının nadir hastalıklara genetik çözümler getirecek araştırmalara yatırım yapması, bizi hem Türkiye’de hem de dünyada bütçe yönetiminin çok daha dikkatli yapılacağı bir döneme götürüyor. Bu da ülkemiz de dahil, sistemsel olarak bir dönüşüm yolculuğu içerisinde olacağımızı gösteriyor. Resmi ilişkiler alanındaki rollerin uluslararası firmalarda globalleşme aşamasında olduğunu gözlemliyoruz. Bu yolculuğun, bizi daha sistemsel ve şeffaf bir paydaş yönetimi ortamına hazırladığına inanıyorum.

Yenilikçi tedavilere ve sağlığa ülke olarak yapılan yatırımlar hakkında ne düşünüyorsunuz? İnovatif ilaç geliştirme ve üretme konusunda tüm paydaşlara ve otoriteye ne gibi önerileriniz olur? Hem bir vatandaş hem de ilaç sektörü çalışanı olarak, ülkemizde sağlığa erişimin önceliklendirilmesiyle ve uygulanan sağlık politikaları ile gurur duruyorum. Ülkemizde yer alan üretim tesisleri birçok ülkeye örnek olabilecek nitelikte. Örneğin, Astellas İlaç globalin geliştirmiş olduğu bir kalite kontrol teknolojisi, ilk kez Türkiye’de lokal üretim projemizde kullanıldı. Bu da Türkiye’nin sağlık teknolojisi altyapısının ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor.

Uluslararası ilaç firmaları temsilcileri olarak bizler, hem klinik araştırma yatırımlarının Türkiye’ye getirilmesi hem de yenilikçi ürünlerimizin Türkiye’de erişime sunulmasından sorumluyuz.

Yenilikçi tedaviler, ciddi klinik araştırmalar ve yatırımlar ile hastaların hizmetine sunulabiliyor. İlaç araştırmaları giderek daha fazla kişiye özel ve inovatif çözümler içeriyor ve bu da kaçınılmaz olarak ülkeler için daha yüksek bütçe yükü riski doğuruyor. Kaynakların doğru kullanılması, adil değerlendirmelerin yapılabilmesi için, sürdürülebilir bir sistem kurulabilmesi için hem sağlık sektörüne hem de otoriteye rol düşüyor. Sağlık politikalarına yön verilirken, aynı masa etrafında tüm paydaşların sorumluluk alarak çalışması, birlikte değerlendirmelerde bulunması ve sonunda ortak paydada buluşulmasının hastalar için en uygun, en faydalı çözümleri üreteceğine inanıyorum

Yorum yaz