HUKUKİŞ DÜNYASI

Kod 29: Pandeminin suistimal edilen istisnası!

30 Aralık 2020 tarih ve 31350 Sayılı Resmî Gazete’ de yayımlanan 3343 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 4857 Sayılı İş Kanunu'nun geçici 10. maddesinde yer alan işten çıkarma yasağı uzun bir süredir devam etmekte olup Cumhurbaşkanlığı Kararları ile uzatılmaktadır. Pandemi döneminde yaşanan işten çıkarmaların yasak kapsamına girmesi sebebiyle işverenler işçi çıkarımlarını, yasağın bir istinası olan kod 29 ile gerçekleştirmeye başlamıştır.
30 Aralık 2020 tarih ve 31350 Sayılı Resmî Gazete’ de yayımlanan 3343 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 4857 Sayılı İş Kanunu’nun geçici 10. maddesinde yer alan işten çıkarma yasağı uzun bir süredir devam etmekte olup Cumhurbaşkanlığı Kararları ile uzatılmaktadır. Pandemi döneminde yaşanan işten çıkarmaların yasak kapsamına girmesi sebebiyle işverenler işçi çıkarımlarını, yasağın bir istinası olan kod 29 ile gerçekleştirmeye başladılar. Av. Elvan Kılıç’ın konu hakkındaki değerlendirmelerini değerli okuyucularımızla paylaşıyoruz.

Son zamanlarda günümüzde oldukça konuşulan bir konu olan kod 29; özellikle pandemi döneminde işverenlerin daha çok kullanmaya başladığı bir kod haline gelmiştir. Normal şartlar altında işverenin, işçinin iş akdini feshetmesi durumunda Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildiri yapar. Bu bildirimi, işçiyi hangi gerekçe ile işten çıkardığını SGK’nın hali hazırda düzenlemiş olduğu kodlarından biriyle yapmaktadır. Bu 29 numaralı kod da bu kodlardan biri olup “İşverenin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranış nedeni ile işçinin iş akdinin feshi” anlamına gelmektedir. Bir işverenin, işçisini bu kod ile işten çıkarabilmesi için, işçinin 4857 İş Kanunu’nun ilgili bendi kapsamındaki fiillerden birini işlemesi gerekmektedir.

Kod 29, 4857 sayılı İş Kanunu’nun “Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri” başlıklı 25/2 maddesini kapsamaktadır. Bu maddede belirtilen fiiller dahilinde işçinin, işten ayrılış kodlarına göre 29 kodu ile çıkışı yapılmaktadır.

25/2’de belirtilen fiiller:
  • İş sözleşmesi yapıldığı sırada bu sözleşmenin esaslı noktalarından biri için gerekli vasıflar veya şartlar kendisinde bulunmadığı halde bunların kendisinde bulunduğunu ileri sürerek yahut gerçeğe uygun olmayan bilgiler veya sözler söyleyerek işçinin işvereni yanıltması.
  • İşçinin, işveren yahut bunların aile üyelerinden birinin şeref ve namusuna dokunacak sözler sarf etmesi veya davranışlarda bulunması yahut işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnatlarda bulunması.
  • İşçinin işverenin başka bir işçisine cinsel tacizde bulunması.
  • İşçinin işverene yahut onun ailesi üyelerinden birine yahut işverenin başka işçisine sataşması, işyerine sarhoş yahut uyuşturucu madde almış olarak gelmesi ya da işyerinde bu maddeleri kullanması.
  • İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması, işyerinde, yedi günden fazla hapisle cezalandırılan ve cezası ertelenmeyen bir suç işlemesi.
  • İşçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi.
  • İşçinin yapmakla ödevli bulunduğu görevleri kendisine hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmesi.
  • İşçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödeyemeyecek derecede hasara ve kayba uğratması.
Kod-29 ile işten çıkarılmanın birçok olumsuz sonucu bulunmaktadır

İşverenin, işçinin belirtilen bu fiilleri yapması durumunda kod 29 kapsamında iş akdini feshetme hakkı bulunsa da pandemi döneminde, ispatı olmadığı halde istisnayı suistimal edecek şekilde işten çıkarmaların yapıldığı gözlemlenmektedir. Bu kod ile işten çıkarılmanın birçok olumsuz sonucu bulunmaktadır. Kod 29 ile işten çıkarma yapıldığında işçi, kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı gibi bir takım işçilik alacaklarını alamamaktadır. İşten çıkartıldığında kendisine bir hak olarak verilen işsizlik ödeneği de bu kod 29 ile çıkarma gerçekleştiğinde kendisine ödenmemektedir. Kod 29 sisteme işlendiği zaman yeni iş arama sürecinde olumsuz kanaat oluşturmaktadır.

Sosyal Güvenlik Kurumu [SGK] 01.04.2021 tarihli ve 2021/9 sayılı genelgesi ile 2013/11 sayılı genelgede yer alan işten ayrılış kodlarında değişiklik yapmıştır.  Genelge kapsamında SGK, 22 Şubat 2013 tarihli ve 2013/11 sayılı genelgesinde yer alan işten ayrılış nedenleri tablosundaki “29: İşveren tarafından işçinin ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışı nedeni ile fesih” kodunu çıkarmış ve düzenlemedeki kodları eklemiştir. Yani ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan hallerin tamamı bundan böyle kod 29 içerisinde belirtilmeyecek; her biri ayrı bir kod ile bildirilecektir. Yaklaşık 9 tane yeni kod oluşturulmuş olup belirtilen fiiller bu yeni kodlarla sisteme işlenecektir. Her bir fesih sebebi birbirinden farklı olup aynı kodda gösterilmesi işçi açısından oldukça olumsuzdur.

Amaç işçiyi, Covid-19 salgınının istihdam üzerindeki yaratmış olduğu olumsuz etkilerinden korumaktır

SGK’nın yakın zamanda yapmış olduğu bu düzenlemenin amacı işçiyi, Covid-19 salgınının istihdam üzerindeki yaratmış olduğu olumsuz etkilerinden korumaktır. Birbirinden farklı fesih sebeplerinin, delil oluşturulmadan sadece işverenin keyfiyetinden ötürü aynı kod ile SGK’ya bildirilmesi işçiyi oldukça yıprattığından ve SGK’nın sistemini karmaşık hale getirdiğinden bu düzenlemenin getirilmesi gerekmiştir.

SGK’nın yeni düzenlemesi de yeterli değildir

Fakat, SGK’nın yeni düzenlenmesi de yeterli derecede bir çözüm değildir. Çünkü işveren açısından bu konu ile ilgili bir yaptırım halen daha uygulanmadığı için denetim ve yaptırım yapılmadığı sürece işverenlerin kod 29 ve diğer yeni kodlara sahip fiiller sebebiyle işçisini haksız yere işten çıkarmaya devam edecektir. Sadece genelge ile değil İş Kanunu’nda yapılacak değişikliklerin mevcut düzeni iyileştirebileceği ortadadır. İşverenler ‘haklı fesih’ için öne sürdükleri iddiaları ispatlamakla yükümlü olmalı ve bu yükümlülüğün İş Kanunu’na uygulanacak yeni düzenleme ile yerine getirilmesi sağlanmalıdır. Aksi halde işçi mağdur olmaya devam edecektir.

 

Yorum yaz