Türk Toraks Derneği’nin 23. Yıllık Kongresi sanal olarak gerçekleşti. Kongrede önemli konular ele alındı ve gelişmeler basınla paylaşıldı. Türk Toraks Derneği Klinik Sorunlar Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Oğuz Uzun akciğer üzerinde olumsuz etki yapan hastalıklarla ilgili şu açıklamalarda bulundu:
COVID-19 VE AKCİĞERLERDE PIHTI OLUŞUMU
COVID-19 Hastalığı
Koronovirüs hastalığı 2019 (Covid-19) ilk defa Çin’in Wuhan şehrinde ortaya çıkan ve etkeni SARS-CoV-2 (şiddetli akut solunum sendromu-koronavirüs-2) olan oldukça bulaşıcı bir hastalıktır. Kısa zaman içinde Çin’in bu bölgesinden diğer şehirlerine ve oradan diğer ülkelere ve kıtalara da yayılarak tüm Dünya’yı ilgilendiren bir numaralı küresel sağlık problemi halini almıştır. Dünya Sağlık Örgütü 30 Ocak 2020 tarihinde devam eden salgını “küresel halk sağlığı acil durumu” ilan etti ve 28 Şubat’ta da COVID-19 risk düzeyini küresel düzeyde en yükseğe çıkarttı. 12 Ekim 2020 tarihi itibarıyla tüm dünyada tanısı konabilen vaka sayısı 37.4 milyon, ülkemizde ise 337 147’dir. Tüm dünyada Covid-19’a bağlı bildirilen ölüm sayısı ise bir milyonu çoktan aşmış durumdadır.
Hastalar neden ölüyorlar?
Etken ile temas ettikten ortalama 4-5 gün sonra hastalık belirtileri ortaya çıkıyor, ancak bu sürenin 14 güne kadar uzadığı hastalar da bildiriliyor. Bu yüzden temaslı kişilere 14 günlük karantina süresi uygulanması gerekiyor. COVID-19 yakalananların büyük çoğunluğu hastalığı diğer viral üst solunum yolu hastalıklarında olduğu gibi hafif geçiriyorlar. Bu grup hasta tüm hastaların %80’lik grubunu oluşturuyor ve genellikle birkaç gün süren hafif ateş, boğaz ağrısı, öksürük ve kırgınlık gibi şikayetler ile hastalığı atlatıyorlar. Hastalığın büyük çoğunluğunu oluşturan bu grup hastalarda kas ağrıları, bulantı ve ishal gibi mide barsak sistemi ile ilgili yakınmalar ve koku almada bozulma gibi şikayetler de görülebiliyor.
Tüm hastaların %15-20’lik bölümünde ise hastalık ağır seyrediyor. Hastalığın ağırlaşması genellikle hastalık başlangıcından 1 hafta sonra gerçekleşiyor. Hastalığın ağırlaşmasının temel nedeni ağır zatürre ve ARDS (akut solunumsal distres sendromu) diye adlandırdığımız tablonun gelişmesi ile oluyor. Hastalık ve ona karşı oluşan reaksiyon nedeniyle akciğerlerdeki oksijenin kana karışmasını sağlayan hava boşlukları (alveoller) tamamen değişik iltihabi hücreler ile doluyor. Bu dönemde akciğerler tüm hücrelerimiz ve organlarımız için gerekli olan oksijeni sağlamakta güçlük çekiyor ve hastalar oksijensizlik bulguları olan nefes darlığı yakınması karşı karşıya kalıyorlar.
Neden bazı hastalarda Covid-19 asemptomatik veya hafif bir üst solunum yolu belirtileri ile geçiyorken, diğer daha az bir kısmında ise ağır ve hatta ölümcül seyrediyor sorusunun yanıtı bilim insanları tarafından tam olarak bilinmiyor. Virüsün hastalık yapabilme gücü, hasta tarafından alınan virüs yükü, kişinin bağışık yanıtı ve hastalığı kapan kişinin özellikle akciğer ve kalp organlarının rezervlerinin de çok önemli olduğu konularının üzerinde duruluyor.
Ağır ve ölümcül hastalık sigara içme, yaşılık (>65 yaş), kardiyovasküler hastalık, kronik akciğer hastalığı, hipertansiyon, diabet, kanser ve obezite gibi risk faktörlerinin bulunanlarda daha fazla oranda geliştiği bilinmekle birlikte bu risk faktörlerinin bulunmadığı kişilerde ağır hastalık gelişmeyeceği anlamı taşımıyor.
Otopsi çalışmaları ve tedavi
Yapılan otopsi çalışmalarında özellikle akciğerlerde virüsün oluşturduğu iltihabi reaksiyon dışında damarlarda iltihap (vaskülit) ve damarlarda pıhtılaşma (tromboz) da tespit edilmiştir. Bugün için virüsü öldürecek/yok edecek etkili bir tedavi yoktur. Hastane ve yoğun bakıma yatan hastalarda genel olarak temel tedavi prensibi solunum yetmezliğini kompanse etmek etmek için kullanılan oksijen destek sistemleri, hastalığın komplikasyonlarını tedavi etmek için kullanılan pıhtılaşmayı tedavi edici heparin ve türevleri ve oluşan aşırı bağışık yanıtı (sitokin fırtınası) engellemek için kullanılan kortikosteroidler ve immünmodulatör ilaçlardan oluşmaktadır.
Pandeminin hızını sürdürdüğü , etkili bir ilacın bulunmadığı ve aşı çalışmalarının devam ettiği günümüzde hastalıktan korunma önlemleri birinci önceliğimiz olmalıdır. Etkili bir aşı bulunana kadar hastalığın yayılımını önlemek için maske kullanımı, sosyal mesafeye dikkat edilmesi ve temaslıların taranması öncelikler olmalıdır.
Küresel bir salgının içinde olduğumuz şu günlerde COVID-19 hastalığından ölümlerin önemli bir nedeni de akciğerlerde meydana gelen pıhtılaşma olduğu yapılan otopsi çalışmalarında ortaya konmuştur. 13 ekim dünya tromboz (pıhtılaşma) günü de olması nedeniyle akciğerlerde meydana gelen pıhtılaşma (akciğer embolis) konusunda biraz daha bilgi vermek istiyoruz.
Akciğer embolisi nedir?
Akciğer embolisi bir akciğer atardamarının ani tıkanmasıdır. Bu tıkanma genellikle bacaktaki bir toplardamardan akciğere gelen bir kan pıhtısı nedeniyle gelişir. Vücudun bir bölümünde oluşan ve kan dolaşımı ile vücudun başka bir bölümüne taşınan kan pıhtısına emboli adı verilir.
COVID-19 ve yine bizim ülkemiz için oldukça önemli bir hastalık olan Behçet Hastalığında akciğer damarlarının iltihaplanmasına bağlı olarak akciğer damarlarının içinde de kendiliğinden pıhtılaşma meydana gelebilir.
Akciğer embolisi belirtileri nelerdir?
Hastalığın en sık belirtileri ani başlangıçlı nefes darlığı, batıcı göğüs ağrısı, çarpıntı, kan tükürme ve bazen de bacaklarda şişlikle birlikte ağrı olmasıdır Akciğer atardamarındaki tıkanıklığın fazla olması ve akciğer dolaşımını büyük ölçüde aksattığı olgularda birden tansiyon düşer ve hasta şok durumuna girebilir. Ancak bu durum sık değildir.
Akciğer embolisi için risk faktörleri nelerdir?
Akciğer embolisi için bazı durumlarda risk artar: uzun süre yatak istirahati, 4 saati aşan seyahat, son bir-iki ayda ameliyat geçirmek, travma, gebelik, şişmanlık, doğum kontrol hapı ya da hormon tedavisi kullanımı, kan pıhtılaşmasına neden olan genetik hastalıklar, kanser varlığı, kalp yetmezliği gibi durumlarda akciğer embolisi için risk artar. Kısaca hareketsiz kalmak bu hastalığın oluşması için en önemli riski oluşturur.
Bu hastalıkta akciğerin etkilenen bölümünde akciğer dokusunda kan akımı olmamasından dolayı hasar oluşur, kandaki oksijen düzeyi düşer, Vücudun yeterli oksijen alamayan diğer organlarında da hasar oluşabilir. Kalbin akciğere kan pompalayamamasına bağlı ritim bozukluğu ve kalpte yetersizlik meydana gelir. Akciğer damarlarında tansiyon artışı meydana gelir. Bu hastalığın ciddiyeti tıkanan damarların çokluğuna ve büyüklüğüne bağlıdır. Göğüs hastalıkları uzmanı tarafından erken tanı konulamazsa ani ölümler meydana gelebilir. Ama olguların büyük çoğunluğunda tedavi edilebilen daha küçük tıkanmalar söz konusudur.
Akciğer embolisi tanısı nasıl konur?
Tanı koymada en önemli aşama hastanın iyi bir hikayesi alınıp fizik muayenesinin yapılarak hastalıktan şüphe edilmesidir. Daha sonraki aşamada bacak ultrasonu, kanda D-dimer testi, bilgisayarlı akciğer tomografisi, akciğer ventiasyon-perfüzyon taraması, akciğer anjioyografisi gibi testler kullanılır. Hangi testlerin hangi sıra ile yapılacağına hastanın durumu, risk faktöri, testlere hızlı ulaşılabilirlik ve hastanın daha önceden var olan hastalıkları göz önünde tutularak Göğüs hastalıkları uzmanı tarafından karar verilir.
Akciğer embolisi nasıl tedavi edilir?
Tedavide kanın pıhtılaşma yeteneğini azaltan kan sulandırıcı (antikoagülan) ilaçlar kullanılır. Bu ilaçlar, pıhtının büyümesini durdurmak ve pıhtı oluşumunu önlemek için kullanılır. Kan sulandırıcılar hap , derialtı ya da enjeksiyon (damardan) yoluyla verilebilir. Tedavi genellikle minimum 3-6 ay sürer. Önceden kan pıhtısı durumu olan olgularda tedavi daha uzun planlanır. Kanser gibi başka bir hastalık için tedavi alan olgularda pulmoner emboli risk faktörü sürdüğü sürece kan sulandırıcı kullanımına devam edilir. Tedavi bazen özellikle de pıhtı oluşumuna genetik yatkınlığı olan kişilerde ömür boyu sürdürülebilir.
Pulmoner emboli yaşamı tehdit ettiğinde pıhtıları çıkaracak ya da parçalayacak hastanede uygulanan tedaviler kullanılır. Trombolitik adı verilen ilaçlar kan pıhtısını hızla çözebilen ilaçlardır. Şiddetli şikayetlere neden olan büyük kan pıhtılarını tedavi etmek için kullanılırlar. Bazı olgularda da kan pıhtısına ulaşmak için katater adı verilen tüp kullanılır. Nadiren de ameliyat gerekebilir.
Akciğer embolisi nasıl önlenir?
Akciğer embolisi hastanede yatan hastalardaki ölüm nedenlerinin başında gelir. Bu nedenle tıbbi veya cerrahi nedenlerle hastaneye yatan ve belli riskleri taşıyan hastalarda, emboli oluşmadan, mekanik (basınçlı elastik çoraplar, aralıklı pnömotik kompresyon aygıtı) ya da farmakolojik yöntemlerle koruyucu tedavi (tromboprofilaksi) yapılmalıdır.
Tabi ki obezite en önemli akciğer embolisi nedenleri arasında yer almaktadır. Obezite varlığında sağlık beslenme ve ideal kiloya düşülmesi akciğere embolisinden korunmada en önemli yöntemler arasında yer alır.
Uzun yolculuklardan kaçınmak, kaçınılamıyorsa kısa molalar vermek ve hareket etmek korunmak için önemlidir. Uzun uçak yolculuklarında ise bacakları hareket ettirecek egzersizler ve koridor bölümünde bellik aralıklarla yürüyüş yapmak da önemlidir.