Yüzyıllardır sağlıklı ve güzel bir cilde sahip olmak, dermatolojik hastalıkları tedavi etmek için mineral yağlardan faydalanılıyor. Peki, mineral yağ nedir? Hangi ürünlerde kullanılır? Sağlığa herhangi bir zararı bulunuyor mu? İşte bu soruların yanıtlarını Dermatoloji Uzmanı Dr. Mehtap Kıdır veriyor. Mineral yağların sıvı vazelin, beyaz mineral yağ, parafin, parafin likid, petrol yağı gibi isimlerle de anıldığını söyleyen Dr. Mehtap Kıdır, Amerika Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından dermo-kozmetik kullanımlarda onaylanmış beyaz yağlar olarak da adlandırılan mineral yağların, ham petrolün rafine edilmesiyle elde edildiğini renksiz ve kokusuz olduğunu belirtiyor.
Mineral yağlar çatlak oluşumunu engellemekte de kullanılıyor
Mineral yağlardan olan sıvı vazelinin dermatolojide yara ve ülser tedavisinde, her türlü pomat, merhem, krem, losyonların içeriğinde ve meme başı egzamasındaki çatlakların giderilmesinde kullanıldığını anlatan Dr. Kıdır, diğer kullanım alanlarını ise şöyle özetliyor: “Kozmetik alanında başta bebek yağları olmak üzere cilt losyon ve kremlerin, güneş koruyucuların makyaj temizleyici ürünlerin, dudak boyalarının ve göz farlarının yapımında da kullanılan mineral yağlar; güçlü nem tutma ve bariyer oluşturma özelliğinden dolayı bebek bezi pişiklerinde, egzama tedavisinde, yanıklarda, nasır tedavisinde, kilo almaya bağlı deride çatlakların oluşumunu önlemek ve çatlak görünümünü azaltmak için de tercih ediliyor. İçeriği vitaminlerle de zenginleştirilen bazı mineral yağlar, kırışıklık ve leke görünümünü azaltmaya da son derece faydalı oluyor. Prematüre yeni doğanlarda görülen sarılık tedavisinde uygulanan fototerapi esnasında bebeklerde sıvı kaybı artmaktadır. Yapılan çalışmalarda sıvı vazelin uygulanan bebeklerde, fototerapinin yol açtığı sıvı kaybının azaldığı ve vazelinin cildin bariyer fonksiyonlarını desteklediği görülmüştür.”
Dünyaca ünlü International Journal of Cosmetic Science topluluğu tarafından yapılan bir araştırmada dermatolojide ve geleneksel tıpta sıkça kullanılan mineral yağların pek çok bitkisel yağa göre cildin yumuşaklığını ve nem tutma kapasitesini çok daha fazla artırdığı belirtiliyor. Mineral yağlar aynı zamanda kuru ciltlerin tedavisinde de aktif rol oynayarak, vücuttaki çatlaklarla mücadelede de başarılı sonuçlar ortaya koyuyor. Aynı araştırmada mineral yağların ciltteki su kaybını önleyerek, cildin yumuşaklığını da koruduğuna vurgu yapılıyor. “Yapılan çalışmalarda derideki su kaybını en iyi koruyan nemlendiricinin mineral yağlar olduğu belirlendi” diyen Dr. Kıdır, kullanılacak mineral yağın sağlık derecesine ve dermokozmetik olduğundan emin olunması gerektiğinin altını çiziyor.
İyi rafine edilmiş mineral yağlar sağlıklıdır
Son yıllardan petrolden elde edilen mineral yağların kanserojen olup olmadığına dair tartışmaların gündeme geldiğini hatırlatan Dr. Mehtap Kıdır, bu konuya da açıklık getiriyor: “Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) bağlı, Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı’na (IARC) göre işlenmemiş veya hafif işleme tabii tutulmuş mineral yağlar grup 1 yani kanserojen, çok iyi rafine edilmiş mineral yağları ise grup 3 yani kanserojen olmayan şeklinde sınıflandırılmıştır. Bu sınıflamaya göre işlenmiş ve iyi rafine edilmiş mineral yağlar kanserojen değildir. 2019 yılında European Academy of Dermatology and Venereology (JEADV) dergisinde yayınlanan bir makaleye göre ise doymuş hidrokarbonlardan oluşan mineral yağların hiçbir karsinojenik etkisi görülmemiştir. Ayrıca mineral yağlar büyük moleküllere sahiptir ve ciltten emilip sistemik dolaşıma geçmesi söz konusu değildir.”