STK

Ülkemizde tütün, çözülen değil, artan bir sorun.

Sağlığa Evet Derneği Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı, Türkiye’de 2011 yılından beri artan tütün tüketimi 2019’da rekor kırdığını belirterek, “İç piyasada 2019 yılında 119.747.102.254 adet bandrollü sigara satışı yapılmıştır. Yasa dışı ticarete konu olan tahmini 5 milyar adet kaçak sigara ile 20 milyar adetten az olmamak üzere sarmalık kıyılmış tütünden mamul sigaraları eklediğimizde 2019 yılında Türkiye’de tüketilen sigara miktarının toplamda 145-150 milyar adede ulaştığı hesaplanmaktadır. 2019 yılında tütün mamullerinden 50,3 Milyar TL ÖTV geliri elde edilmiştir. 2020 bütçe hedefi 64,8 Milyar TL olup, 2020 yılının ilk 5 ayında 22,1 Milyar TL tahsilat gerçekleştirilmiştir. Sigarada nispi ÖTV %67 iken, sarmalık kıyılmış tütünde %40 olarak belirlenmiştir.” dedi.

Tütünün öldürdüğü 70 yıldır biliniyor.

Tütünün yerlisinin de yabancısının da kullanıcısının yarısını öldürdüğüne dikkat çeken Dağlı, “Sosyal devlet anlayışı vatandaşı hastalıklardan koruyarak, vergi toplamayı, istihdam sağlamayı gerektirir. Tütün tüketimi arttıkça, gelir de artar gibi görünse de tütün kullanımının yol açtığı, enfeksiyon, kanser, kalp-damar hastalıkları, felç, KOAH gibi hastalıkların tedavisi vergi gelirinin çok üzerinde maliyet gerektirmektedir. “dedi.

Uygulanmayan ancak taraf olunan “uluslararası sözleşme”

Türkiye’nin 2004 yılında Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesine (TKÇS) taraf olduğunu belirten Dağlı, sözlerine şöyle devam etti: “TKÇS’nin ‘Tütün Üretimine Alternatif Ürün ve Ekonomik Faaliyet’ başlıklı 17’nci maddesi, tütün üretiminden vazgeçen ve/veya vazgeçecek üreticilerin alternatif tarımsal ürünlere veya ekonomik faaliyetlere geçişlerini destekleyerek sürdürülebilir geçim yollarının geliştirilmesini sağlayabilmek açısından gereken tedbir ve uygulamaları kapsamaktadır. Ancak maalesef Türkiye bu uygulamaları yeterince yerine getirmemiştir. 2008-2012 ve 2015-2018 yıllarını kapsayan Ulusal Tütün Kontrol Programı ve Eylem Planlarında ‘Tütün ve Tütün Ürünleri Arzının Azaltılmasına Yönelik Önlemler’ kapsamında yer alan ‘B.3. Tütün Üretimi ve Alternatif Politikalar’ başlığı, 2018-2023 Tütün Kontrolü Strateji Belgesi ve Eylem Planında hiç yer almamıştır. Alternatif politika ve tedbirlerin başarısızlığı ve sürdürülmemesi, sarmalık kıyılmış tütüne olan talebin artmasına neden olmuştur. Tütün kontrolü ödevleri yerine getirilmeyince üreticiye mavi boncuk dağıtılması gerekmiştir.”

Sarmalık kıyılmış tütün artışı ve yasallaşması

Sağlığa Evet Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Osman Elbek ise, yetkisiz tütün ticareti yapanlara yönelik cezaların bir kez daha uzatılması ile ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: “26 Haziran 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7247 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 17’nci maddesi ile ‘ticari amaçla; makaron veya yaprak sigara kâğıdını, içine kıyılmış tütün, parçalanmış tütün ya da tütün harici herhangi bir madde doldurulmuş olarak satanlara, satışa arz edenlere, bulunduran ve nakledenlere’ yönelik cezaya ilişkin uygulamanın ‘1/7/2020’ tarihinde yürürlüğe girmesi; ‘Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan yetki belgesi almadan veya bildirimde bulunmadan tütün ticareti yapanlara’ yönelik cezanın uygulanması ise üçüncü kez ‘1/7/2021’  tarihine ertelenmiştir. Bu uzatma süresinin nedenleri anlaşılamamıştır. Sarmalık kıyılmış tütün mamulü üretiminde kullanılan tütünlerin üretimi ticari amaç olmaksızın ve 50 kilogramı aşmayacak miktarda üreticinin şahsi tüketimi için sarmalık kıyılmış tütün elde etmesine izin veren değişiklik ile idari para cezalarının kademelendirilerek azaltılması kayıt dışı üretimi daha da artırmıştır. 2014 yılında yapılan düzenlemeyle sarmalık kıyılmış tütün ile birlikte satılması zorunlu olan makaronun ayrı olarak ambalajlanarak piyasaya arzının serbest bırakılması tüketimi tetiklemiştir. Yasa dışı ticari faaliyete konu olan kayıt dışı tütün piyasası, son 10 yıl içinde üreticisine, komisyoncusuna, satıcısına, çoğunlukla düşük ve orta gelir grubuna dahil nihai tüketicisine kazanç ve avantaj sağladığı için katlanarak büyümüştür.” 

Tüm siyasi partilerin temsilcileri tütün üretimi yanlısı

Sağlığa Evet Derneğinin seçim öncesi siyasi parti temsilcilerinin basına yansıyan tütün konusundaki konuşmalarının taranması çalışması yaptığını belirten Elbek, çalışmanın siyasi partiler arasında görüş farkı olmadığını ortaya koyduğunu söyleyerek, şunları söyledi: “Bütün siyasi parti temsilcileri seçildikleri takdirde tütün tarımını nasıl destekleyecekleri konusunda vaatlerde bulunmuşlardır. Süreçte tütün kontrolü ve sağlık açıcına değinen siyasi parti temsilcisine saptanmamıştır. Tütün üretim bölgesinin milletvekili meclis konuşmasında sarmalık tütün üreticilerinin vergiden muaf olmasını ve her türlü desteği almasını talep etmektedir. Türkiye’de üretilen sigaralarda kullanacak yerli tütün oranları konusundaki vaatler gerçekçi bulunmamaktadır. Türkiye, tütün sektörünü 2000 yılında IMF ve Dünya Bankası dayatması ile yeniden düzenlediğinde, iç pazarı ulus ötesi firmalara teslim etmişti. Yirmi yıl sonra verilen vaatlerin yine bu firmalarına yarayacağı endişesini taşımaktayız. Ülkemizdeki tütün sektörünün kazananı hep ulus ötesi firmalar, kaybedeni de hastalanan halkımız olmuştur.”