Sağlığa Evet Derneği Başkanı Prof. Dr. Elif Dağlı, pandemi nedeniyle gelir kaybına uğrayacaklarından korkan tütün firmalarının yeni pazarlama taktikleri geliştirdiklerinin izlendiğini belirterek, “Çeşitli ülkelerde sokağa çıkma yasağı süresince tütün ürünlerinin satışını kolaylaştırmak için kurdukları hükümet ilişkileri ve hayırsever görüntüsüne bürünme çabaları saptanmaktadır. Ulus ötesi tütün firmalar Türkiye’deki karlılıklarını devam etmek için geçmişte de çok farklı yöntemler uygulamışlardır. Ülkemizin korona virüs salgını ile mücadele ettiği bu günlerde ise hayırsever görüntüsü yaratmaya çalışmaktadırlar.” dedi.
DAYANIŞMA KAMPANYASINA BAĞIŞ YAPMALARINDAN KAYGI DUYUYORUZ
“BİZ BİZE YETERİZ TÜRKİYEM” Milli Dayanışma Kampanyasının en yüksek bağışları verenler listesinde iki ulus ötesi tütün firması olduğu görüldüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Dağlı, “Biri 4,724,720 TL, diğeri 1,255,000 TL bağış yapan bu iki firmanın tutumları, halk sağlığı savunucuları tarafından kaygı ile karşılanmıştır.” dedi.
TÜTÜN FİRMALARI MASUM VE HAYIRSEVER Mİ?
Tütün kullanımının önlenebilir en önemli ölüm nedeni olduğunu belirten Sağlığa Evet Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Osman Elbek ise, tütün firmalarının yetmiş yıldır, kullanıcısının yarısını öldüren bir ürünü çeşitli aldatıcı yöntemler kullanarak pazarladıklarına dikkat çekerek, “Yirminci yüzyılda 100 milyon kişinin ölümünden sorumlu olan bu endüstri, eğer durdurulmazsa yirmi birinci yüzyılda bir milyar kişinin ölümüne neden olacaktır. Salgın mücadelesine bağış yaparak kamuoyundaki algılarını değiştiremezler.” dedi.
TÜTÜN FİRMALARININ COVİD-19 SİCİLİ
“Tütün kullanımına bağlı oluşan hastalıkların korona virüs hastalığının seyrini olumsuz etkileyen risk faktörü olduğunu öğrenenler tütün ürünlerini bırakmaktadırlar.” diyen Doç. Dr. Elbek, şöyle devam etti: “Bunun yanı sıra sokağa çıkma yasağı haftalarca süren ülkelerde zaruri ihtiyaç listesinde olmadığından tütün ürünlerinin satışı yapılmamaktadır. Korona virüs salgını tütün firmalarının karını azaltmıştır. Pazarı yeniden kazanmak isteyen firmaların sokağa çıkma yasağı sırasında satışı devam ettirmek üzere ülke yönetimleriyle çeşitli pazarlıklara girdiği saptanmıştır. Tütün firmalarının sorumlu bir endüstri imajı yaratabilmek üzere giriştikleri depremzedelere yardım, ev içi şiddeti önleme, kadınların eğitimi gibi sosyal sorumluluk projelerinin yerini pandemi sonrası; yoğun bakım ventilatör yapımı, korona virüse karşı aşı çalışmaları desteği, iş güvenliği almıştır. Bütün bu girişimlerin amacı, ürünleri nedeniyle oluşan kayıpları unutturmak, üstünü örtmektir.”
BİLİMİN ÇARPITILMASINDA DA BAŞROLDELER
Pandemi sırasında Fransa’da az hasta üzerinde yapılan ve bilimsel yorum yapılması zor bir çalışmanın bütün dünyada basın ajanslarına haber olarak yayılmasının dikkatleri çektiğini belirten Sağlığa Evet Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Füsun Yıldız, “Habere göre, sözde nikotin korona virüs enfeksiyonu tedavisinde yararlı oluyordu. Bilim çevrelerinde büyük tepki yaratan bu yorumun doğru olamayacağı anlaşıldı. Tesadüf odur ki, çalışmacılardan biri daha önce araştırması için tütün firması fonundan yararlanmıştı.” dedi.
TÜTÜN ENDÜSTRİSİ BAĞIŞI YASAL MIDIR?
Prof. Dr. Elif Dağlı ayrıca, “Türkiye’nin de taraf olduğu Tütün Kontrolü Çerçeve Sözleşmesi (TKÇS) madde 5.3 halk sağlığı politikalarının tütün endüstrisi çıkarlarından korunmasını ve tütün endüstrisinden bağış ve yardım alınmamasını gerektirir. TKÇS Türkiye’de iç hukuk normu olarak benimsenmiştir. Sağlığa Evet Derneği olarak, milyonların ölümünden sorumlu bir endüstrinin korona virüs salgını sırasında sorumlu endüstri imajı yaratmasına izin verilmeden Milli Dayanışma Kampanyasına verdiği bağışın iade edilmesini talep ediyoruz.” diyerek sözlerini tamamladı.